Kaynak: Akademik Perspektif, Çağrı Pehlivanlı
Ortadoğu coğrafyasında 1960’lı yıllara kadar mevcut bir sorun olarak değerlendirilmeyen su, bu yıllardan itibaren bölge ülkeleri arasında gerginlik oluşturabilen problemlerden biri olarak nitelendirilmeye başlamıştır. Bölgede azalan su miktarı ve teknolojik yetersizlikler nedeniyle var olan su talebi, ülke politikalarını yakından ilgilendiren bir boyuta ulaşmıştır. Türkiye, Suriye, Irak, İran gibi ülkeler, elektrik üretmek, tarım alanları için gerekli olan suyu tedarik etmek, bireylerin temel ihtiyaçlarını karşılamak vb. amaçları kapsayan su politikaları yürütmek ve bu doğrultuda birtakım manevralar yapmak zorunda kalmıştır.
Son dönemde özellikle Irak ve Suriye’de ortaya çıkan ve mevcut yapıyı derinden sarsmayı amaçlayan, birtakım başarılar elde ettiği görülen Irak Şam İslam Devleti(IŞİD), suya olan talep ve mevcut kaynakların yetersizliği tespitinden yola çıkarak, operasyon hedeflerine, çatışma halinde olduğu bölgelerdeki barajları da dahil etmiştir. Suyun böylesine önemli olduğu bir bölge ve zamanda, ele geçirilen barajlar hayati önem taşımakta ve bu barajlara sahip olan güçlere rakipleri karşısında önemli avantajlar sağlamaktadır.
Enerjinin Yanında Su Mücadelesi
Analistlerin yorumlarına göre IŞİD, operasyon düzenlediği bölgelerde petrol kaynaklarına hakim olmayı amaçlamakla birlikte önemli su kaynaklarını ele geçirmeyi de hedeflemektedir. Operasyon düzenlediği bölgelerdeki izlediği sıralama dikkate alındığında, barajların öncelikli hedefler arasında yer aldığı rahatlıkla görülebilir.
Londra merkezli düşünce kuruluşu Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü’nden Ortadoğu uzmanı Micheal Stephens’a göre[1], “IŞİD, suyun ne kadar güçlü bir silah olduğunu anladı ve bu silahı kullanmaktan korkmuyor.” Destekleyici bir haber de Washington Post’tan Eric Cunningham’dan gelmiştir.[2] Cunningham’ın haberine göre “IŞİD militanları Irak’ın kuzeyindeki su kaynaklarının kendilerine karşı direnen köylere akmasını engelleyerek suyu bir çeşit savaş silahına dönüştürmüştür”
Ele geçirilen bu barajlar, IŞİD’in Irak karşısında önemli avantajlar elde etmesine olanak tanımaktadır. Örneğin, Irak’ın doğusundaki Diyala’da stratejik öneme sahip Mehrut Nehri’nin ele geçirilmesinden sonra, IŞİD’in yaklaşık 1 milyon Iraklı’nın suyunu kesmeye yönelik girişimlerde bulunduğu çeşitli haber kaynaklarında yer almıştır.[3] Bunun dışında IŞİD, köyleri ve okulları su altında bırakarak vatandaşları olumsuz etkileyecek birtakım girişimlerde de bulunmaktadır.[4] Ayrıca Irak’ın en önemli tarım ürünü olan buğdayın üretiminin önemli ölçüde suya bağlı olması, barajların ise bir kısmının IŞİD’in elinde olması sebebiyle Irak ekonomisinin önemli ölçüde zarar gördüğü de söylenebilir.
IŞİD’in Hedeflediği Barajlar
IŞİD, Irak sınırları içerisinde, 2014 Nisan’dan itibaren Felluce Barajı, Haditha Barajı, Musul Barajı, Khalis/Sudur Barajı’nın kontrolünü ele geçirmeye çalışmış ve bazı barajlarda bunu başarmıştır.[5] Ele geçirdiği barajlarla Irak hükümetine ve bölgede yaşayan on binlerce vatandaşa önemli zararlar vermiştir.
Özellikle Irak’ın en önemli barajı olarak nitelendirebileceğimiz Musul Barajı’nı ele geçirmek için yoğun bir mücadele vermiş, kısa bir dönem bu barajı elde etmeyi başarmıştır. Fakat bu baraja hakimiyeti fazla uzun sürmemiştir. Musul’da yaşayan Kürt güçlerinin yoğun çabasıyla baraj geri alınmış ve barajın hakimiyeti Kürt Bölgesel Yönetimi’ne geçmiştir.
Musul barajının IŞİD’in eline geçmesi sonrasında bu barajın özellikle Bağdat’ı sıkıntıya sokacak şekilde işletilebileceği sıklıkla dile getirilmişti. Uç örnek olarak da IŞİD’in barajı patlatarak Bağdat’ı sular altında bırakabileceği ifade edilmiştir.[6] ABD Başkanı Barrack Obama, “Eğer baraj yıkılsaydı meydana gelebilecek bir sel binlerce kişinin hayatını ve Bağdat’taki büyükelçiliğimizi tehlikeye atardı. Bu da hepimiz için bir felaket olurdu”[7] sözleriyle barajın önemini ve bu konuda IŞİD tehdidinin ciddiyetini bir kez daha ortaya koymuştur.
Sonuç
Özetle, IŞİD’in özellikle Irak’ta önemli barajları ele geçirmeye yönelik faaliyetleri, son derece rasyonel ve planlı hareket ettiği yönünde bir değerlendirme yapmamıza olanak tanımaktadır. IŞİD, bölgedeki su sıkıntısının bilincinde olarak, mevcut su kaynaklarına sahip olmanın getireceği avantajı hesaplamış, bu avantajı rakiplerine karşı önemli bir silah olarak kullanabileceği kanısına sahip olmuştur. Bu konuda kısmen başarılı olduğunu da söylemek mümkündür.
IŞİD ve Irak arasındaki çatışmalar devam etmekle birlikte, önümüzdeki günlerde IŞİD’in Irak’ta sahip olamadığı diğer barajlara yönelik operasyon yapma olasılığı yüksektir. Irak hükümetinin ve diğer bölgesel güçlerin özellikle barajların güvenliği konusunda daha hassas davranmaları, Irak-IŞİD mücadelesinde Irak lehine bir sonuç arz edecektir.
Kaynakça ve Dipnotlar
[1] “IŞİD’in en ölümcül silahı”, http://www.timeturk.com/tr/2014/10/09/isid-in-en-olumcul-silahi.html#.VMn4wmisV1Y, 29.01.2015’te erişildi.
[2] “IŞİD Irak’taki yeni silahı su”, http://haber.stargazete.com/guncel/isidin-iraktaki-yeni-stratejisi/haber-956409, 27.01.2015’te erişildi.
[3] “IŞİD Mehrut Nehri’nin suyunu kesti”, http://www.sabah.com.tr/dunya/2014/09/21/isid-mehrut-nehrinin-suyunu-kesti, 27.01.2015’te erişildi.
[4] “IŞİD’in Irak’taki inanılmaz su planı”, http://www.sabah.com.tr/dunya/2014/10/24/isidin-iraktaki-inanilmaz-su-plani, 28.01.2015’te erişildi.
[5] Tuğba Evrim Maden, “IŞİD’in Su Kaynaklarını Bir Silah Olarak Kullanması”, http://www.orsam.org.tr/tr/yazigoster.aspx?ID=5200 29.01.2015’te erişildi.
[6] Seyfi Kılıç, “Irak’taki Çatışmalarda Su Yapılarının Önemi: Musul Barajı Örneği”, Ortadoğu Analiz, Cilt-Sayı: 6/64, ss. 66-67
[7] “IŞİD’in Irak’taki inanılmaz su planı”, http://www.milliyet.com.tr/isid-in-irak-taki-inanilmaz-su/dunya/detay/1959639/default.htm, 29.01.2015’te erişildi.