Kaynak: Radikal, 3 Eylül 2010
Yeşil Hafiye
Allianoi yine gündemde. Hem de öyle bir konuşuluyor ki, referandum tartışmalarını bile geride bıraktı. Belki de birçok insanın adını bile yeni duyduğu Allianoi’nin gündeme gelmesinin tek nedeni Tarkan.
Tarkan’ın doğaya ve tarihe olan duyarlılığını Hasankeyf’te Ilısu Barajı için, Doğu Karadeniz’de hidroelektrik santrallar için söylediklerinden dolayı biliyoruz. Üstelik onunki sırf ‘reklam amaçlı duyarlılık’ değil. Tarkan’ın Türkiye’de pek çok önemli doğa alanlarını kimseye haber vermeden gezdiğini biliyorum. Üstelik fotoğraflarını da çekiyor. Doğa için yazdığı bir şarkısı bile var. Orhan Gencebayla da klibini çekti: “Uyan uyan dostum uyan / Koy elini kalbine geç olmadan / Bir olur geliriz üstesinden / Her şey mümkün eğer inanırsan.”
Allianoi tartışmasının nasıl başladığı ve hadisenin ne olduğu konusunu biraz açıklamakta fayda var. Allianoi’de 1998’den bu yana kazı yapılıyor. Buluntulardan anlaşıldığı kadarıyla 1800 yıllık bir geçmişe dayanan Allianoi’i termal suyu bulunan bir sağlık merkezi. Tıp tarihi açısından son derece önemli teknik malzemelerin bulunduğu Allionoi’nin kötü bir kaderi de vardı. Allianoi bölgede yapılmak istenen Yortanlı Barajı ile oluşacak göl alanının tam ortasında bulunuyor. Yani bir baraj yapımı söz konusu olduğunda Allianoi sular altında kalacak.
Çevre ve Orman Bakanlığı ve kendisine bağlı bulunan Devlet Su İşleri (DSİ) barajın yapımı konusunda, tıpkı Hasankeyf’te olduğu gibi oldukça ısrarlı. Ancak çevreciler de baraj yaptırmamak, tarihi kurtarmak adına kararlı. Yıllardır bu mücadele devam ediyor. Şu sıralar, Allianoi’nin kaderi konusunda önemli bir karar alındı. Tüm tartışma da buradan cereyan etti.
Anıtlar Kurulu, daha önce alınan ‘kille koruma’ (Eserler sudan ve suyla oluşacak alüvyondan korumak için kille kapatılacak) yönteminde değişiklik yaptı. Allianoi’yi sudan kurtarmak için ‘kil’ yerine ‘kum’ kullanma kararı aldı. Çünkü kille koruma için açılan davalar çevreciler lehine sonuçlanmıştı. Davalara da değinmişken, 2004’ten bu yana devam eden yargı sürecinde iki iptal, iki yürütmeyi durdurma kararı alındı. Bu kez yargı arkadan dolaşıldı ve yeni bir karar alındı. Proje değişti, kil yerine kuma karar kılındı!
Alınan bu karar çevrecilerin yanı sıra sanatçı Tarkan’ı da harekete geçirdi. Tarkan kendi çektiği fotoğrafları facebook sayfasına koyarak Allianoi’nin sular altında kalmaması gerektiğini açıkladı. Tarkan’la birlikte olaya bir de magazin boyutu girdi ve cümle alem Allianoi’yi konuşur oldu. Ayşe Arman bile Doğa Derneği’nin yaptığı eylemle soluğu Bergama’da aldı.
Tarkan’ın sözleri üzerine Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, ‘herkesin kendi işine bakması, bilmediği konulara burnunu sokmaması gerektiğini’ belirterek, Tarkan’ı ‘pay’ladı. Ancak bu tepki ters etki yarattı. Tüm entellektüel kesim Bakan Eroğlu alehine görüşler bildirdi.
Yeşil Hafiye olarak önce Tarkan’ı aradım. Cepten değil tabi, menejerine ulaştım. Şöyle bir yanıt aldım: ‘Tarkan bu konuda açıklama yapmayacak, gerekli cevabı konuya hakim olan sivil unsurlar ve uzman kişiler verecektir.’
Bu toplumda yıllardır aydınlar, sanatçılar kamuoyunu aydınlatmak, bilgilendirmek, örnek olmak adına görüşlerini açıklamadı mı? Tarkan açıklayınca ne oldu, Yeşil Hafiye olarak buna anlam veremedim. O zaman şu soru akıllara geliyor: Sanatçılar Anaysa profesörü mü de ‘evet’ veya ‘hayır’ diye görüşlerini açıklasın?
Allianoi ile ilgili bazı eleştiriler var. Bunları arasında kazılara yıllırca kaynak aktarıldığı ve kazıların çok uzun sürdüğü yönünde. Bu soruların asıl muhatabı Allianoi Kazı Başkanı ve Trakya Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ahmet Yaraş’a sordum. Tarkan’ı menejerinden, bakanı da basından dinledikten sonra birazda hocamıza söz verelim:
“Her kazıyı mutlaka kaynak aktarılması gerekiyor. Kaynağı DSİ değil, Kültür Bakanlığı aktarır. Karayolu veya baraj gibi projeler yapılacaksa ilgili kurum yapılan anlaşmalar gereği bakanlığa kaynak aktarır. Hasankeyf’te de bu böyle. Her çalışmada bu tarz kaynak aktarımı vardır. Bunun söylenmesi utanç verici bir durum. Asıl bu kaynağın sağlanmaması suç. Gelen para da kazıya direkt değil müzeye geliyor. Parayla ilgili şeylerin söylenmesi çok acı. Para kazı başkanına verilmiyor ki, mal müdürlüğüne veriliyor. Müze müdürlüğüne gidiliyor. O zaman tüm kazıların ekonomik giderlerini sorgulamak gerekiyor. Yenikapı’da şu anda üç vardiya yüzlerce arkeolog ve binlerce işçi çalışıyor. Bunu da mı sorgulayalım. Bunun anlamı nedir?
Allianoi çalışmaları 1998’de başladı. Bergama Kazısı tam 125 yıldır devam ediyor. Çok uzun sürdü diye kapatsınlar o halde. Bu süreç normaldir. Kazılar normalde üç dört ay sürer. Ben hızlı olsun diye altı ay devam ettim. Üstelik uzun sürdü diye de hakkımda soruşturma açıldı.”
Yeşil Hafiye’den sizlere başka bir yerde bulamayacağınız bazı önemli tüyolar. Bunlar, Allianoi ile ilgili sıradaki gündem konuları. İşte açıklıyorum:
* Bazı CHP milletvekilleri Allianoi ile ilgili kazı çalışmalarını, yapılacak olan barajı, hukuki süreci irdeliyor. Yakında ilgili bakanlıklara soru önergesi olarak sunulacak.
* Allianoi ile ilgili Tarkan’ın dışında birçok sanatçı bir araya gelecem ve Mimarlar Odası’nda bir açıklama yapacak. (O zaman Bakan Eroğlu şarkı mı söyler, yoksa pay’lamalarına devam mı edecek, hep birlikte göreceğiz?)
* Muğla Yuvarlakçay’da, Kastamonu Lice Vadisi’nde, Karadeniz’in dört bir tarafında nasıl HES’lere karşı gece gündüz nöbet tutuluyorsa Allianoi’de de aynen öyle ‘nöbet’ başlayacak. Yeşil Hafiye’den söylemesi…