Kaynak: Çumra Postası, 23 Ekim 2011
Mersin Su ve Kanalizasyon İdaresi (MESKİ) Genel Müdürü Kamil Ülgen, Su Kanunu Hazırlık Çalıştayında, suyun yönetiminin mutlaka kamuda olması gerektiğini söyledi.
MESKİ Genel Müdürü Kamil Ülgen, Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin ev sahipliğinde Sakarya’nın Sapanca İlçesinde yapılan “Su Kanunu Tasarısı Çalıştayına katıldı. Orman ve Su İşleri Bakanlığı yetkilileri ve 16 büyükşehir belediyesinin su ve kanalizasyon idarelerinin genel müdürlerinin yer aldığı çalıştayda MESKİ olarak kanun tasarısında yer almasını istedikleri önerilerini sunan Kamil Ülgen, çalıştayla ilgili bilgi verdi. Ülgen yaptığı açıklamada, bu toplantıda ortaya çıkan yeni fikirlerin hizmetin niteliği ve kalitesi için büyük önem taşıdığını belirtti. Türkiyenin su kullanımı açısından fakir ülkeler arasında yer aldığını, mevcut su kaynaklarının tahrip edilmeden korunup, akılcı kullanımı ile gelecek nesillere aktarılmasının mümkün olabileceğini kaydeden Ülgen, su kaynakları ile ilgili yasal düzenlemelerin günümüz koşullarına ve ihtiyaçlarına cevap veremeyecek kadar eski olduğunu vurgulayarak, böyle bir kanunun çıkarılmasının son derece önemli bir karar olduğunu söyledi.
Suyun azlığı, çokluğu ya da kirliliğinin kötü yönetimin sonucu olduğuna işaret eden Ülgen, tatlı su kaynaklarının gelecekte de var olabilmesi için yeni yönetim yaklaşımları gerektiğinin altını çizdi. Su Kanununun doğru olarak çıkarılmasının önemine değinen Ülgen, bu çerçevede çalıştayda sunduğu ve kanun tasarısına eklenmesini istediği önerileri Mersin kamuoyu ile paylaştı.
Su Özelleştirilmemeli
Öncelikle suyun özelleştirilmemesi gerekmektedir. Su kaynakları yönetiminin bir kamu hizmeti olarak ele alınması gerektiği görüşündeyim. Suyun yönetimi mutlaka kamuda olmalıdır diyen Genel Müdür Ülgen, dünyada da birçok ülkede suyun yönetiminin kamu eliyle yapıldığını kaydetti. Su yönetimi merkezi planlamasının mutlaka çok otoriter bir kamu kurumunun elinde olması gerektiğinin altını çizen Ülgen, Biz MESKİ olarak atıksu arıtma tesislerinden çıkan atık suların da bir kaynak oluşturmasının düşünülmesi ve yeniden kullanımı konusunda yatırımların desteklenmesine Su Kanunu Tasarısında ya da ilgili yönetmeliklerde yer verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ayrıca Su Kanunu Tasarısında yer almasını istediğimiz önemli konulardan bir diğeri ise Su ve Kanalizasyon İdarelerinin en büyük sorunu olan kayıp ve kaçakların önlenmesidir. Bu konunun merkezi otoritenin yönetiminde olması ve bu yönetim tarafından gerçek kayıp ve kaçak oranlarının belirlenmesi, kayıp-kaçakların giderilmesi işinin projelendirilmesi çalışmalarına öncülük edilmesi ve kayıp-kaçakların asgari seviyeye indirilmesi için teşviklerin kanun çerçevesinde ele alınması gerektiğini düşünüyoruz dedi.
2872 sayılı Çevre Kanununun katkı payının kullanımı ile ilgili 18. maddesinin de tasarı bünyesine ele alınması ve havuzda biriken paranın dağıtımı ile ilgili daha verimli bir çalışmanın teşvik edilmesi gerektiğini dile getiren Ülgen, Bu havuzda biriken paraların kayıp ve kaçakların giderilmesi projesinde kullanılmasının daha uygun olacağı görüşündeyiz ifadesini kullandı.
Su Kanunu çıkarılırken tasarıda söz edilmeyen barajlar konusunun da yeni yönetim ve planlama yaklaşımları çerçevesinde tekrar değerlendirilmesi gerektiğini savunan Ülgen, ayrıca tasarı çerçevesinde yapılacak tahsislerin suyun özelleştirilmesine olanak vermeyecek şekilde yapılması konusunun kanunda açıklığa kavuşturulmasını istedi. Ülgen, Kamulaştırma bedellerinin çok yüksek olmasından dolayı su idarelerinin bunu yüklenmeleri mümkün değildir. Kamulaştırma bedelini devletin üstlenmesi gerektiğinin Su Kanunu Tasarısında yer alması gerektiği görüşündeyiz diye konuştu.