Yeni anayasada ‘su hakkı’ yer almalıdır

Kaynak: Haber.com, 14 Aralık 2011

Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Oktay Uygun, “Yeni anayasada ‘su hakkı’ yer almalıdır” dedi.Prof.Dr.Uygun, Trakya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Prof.Dr.İsmail Hakkı İnan Konferans Salonu’nda düzenlenen “Yeni anayasa çalışmaları çerçevesinde insan hakları” konulu konferansta yaptığı konuşmada, mevcut anayasada bugüne kadar yapılan değişikliklerle, otoriter devlet zihniyetinden anayasayı uzaklaştıran, insan onurunu öne çıkaran önemli adımlar atıldığını anımsattı.

Değişikliklere rağmen, 1982 Anayasası’nın yarattığı “otoriter psikolojiden” kopmanın gerekliliğine değinen Prof. Dr. Uygun, yeni anayasanın buna imkan sağlayabileceğini bildirdi.

Yeni anayasada insan hakları konusunda pek çok hakkın yer alması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Uygun, şunları kaydetti:

“Yeni anayasada yeni haklar konusunda düzenlemeye ihtiyaç var. Bu hakları Amerika’yı yeni keşfetmiş gibi arayıp bulmaya gerek yok. Zaten bu haklar Birleşmiş Milletler düzeyinde ele alınan haklar. Türkiye’de biz bunlara oldukça yabancıyız. Mesela ‘su hakkı’ bunlardan biridir. Bu Birleşmiş Milletler belgelerinde sıkça geçen bir haktır. Özellik Afrika ülkelerinde temiz suya ulaşamadığından insanlar hayatını kaybediyor.

Ülkemiz bu kadar şanssız değil ama öyle bir döneme girdik ki eskiden suyumuzu musluktan içerdik, para ödemezdik. Şimdi musluktan su içemiyoruz, suyu satın almalısınız. Bir ücretliyi düşünün zaman zaman bu, asgari ücretin yarısına denk geliyor. Bir insan kazancının yarısını suya ayırırsa nasıl hayatını idame ettirir. İnsan onurunu korumak devletin göreviyse bunu da temin etmek görevidir. Belediyeler insan hayatı için zorunlu olan suyu ücretsiz olarak sağlamak zorunda. Yeni anayasada ‘su hakkı’ yer almalıdır.”

-“Kişisel bütünlük hakkı, kişisel verilerin korunması hakkı, çocuk hakkı…”

“Kişisel bütünlük hakkı’nın” yeni anayasada mutlaka yer alması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Uygun, şöyle devam etti:

“Kişisel bütünlük hakkı anayasada mutlaka yer almalıdır, kişinin fiziksel ve zihinsel bütünlüğünün korunması güvence altına alınmalıdır. Gazetelerde okuduk, bir çok genci ilaç firmaları kobay olarak kullanmış, 600 lira bir aylıkla ilaçlar bu insanların üzerinde denenmiş. Bunun gibi olayları önlemek için düzenlemeye ihtiyaç var.

Biyoteknolojiyle genlerle oynayarak çok önemli şeyler yapabilecek duruma gelindi. Bir çok devlet ya yasak koyuyor yada sıkı denetim getiriyor. Bu tür genetik müdahalelerin iyi yanları olduğu gibi olumsuz tarafları da var, bu teknolojiyi bir devlet üstün ırk yaratma olarak da kullanabilir. Eşitlik ilkesini ortadan kaldırabilecek durum ortaya çıkabilir. Bunun insan onurunu koruyacak şekilde bu teknolojinin kontrol altına alınmasıdır. Aksi halde insan doğası değişen bir varlığa dönüşebilir.”

Prof. Dr. Uygun, yeni anayasada yer almasının insan haklarının korunması hususunda fayda sağlayacağına inandığı “Kişisel verilerin korunması hakkı” ve yasalarla düzenlenmesine rağmen anayasada yer almayan “Çocuk hakları’na” da mutlaka yeni anayasada yer verilmesinin önemli olduğunu kaydetti.