Şu barajlar…!

Kaynak: Arif Aslan Batman Çağdaş, 8 Mayıs 2012
Doğu ve Güneydoğu’da toplam 24 baraj bulunuyor. Eğer yenileri de yapılırsa baraj sayısı 100’leri bulacak…Baksanıza hemen her yerde bir baraj temeli atılıyor, bir de yeni barajların yapılması planlanıyor.

BÖLGEDE ‘İŞ’SİZ KALMAYACAK!
Geçen hafta sonu Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz,
Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu,
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek,
Tarım ve Köy İşleri Bakanı Mehdi Eker’in katılımıyla Silvan barajının temeli atıldı.
Kalkınma Bakanı Yılmaz, Silvan barajının 100 bin kişiye iş kapısı açabileceğine vurgu yapıyor. 5 yılda bitecek bu barajın 5 milyar TL’ye tamamlanacağına da dikkat çeken Bakan Yılmaz şunları söylüyor;
“Baraj deyip geçmemeliyiz. Silvan barajı projesi bir ana baraj. 7 alt baraj, 10 km’lik tünel ve ana kanallarla sulama kanallarından oluşacak. Baraj tamamlandığında 250 bin hektar alan sulanacak. Projenin tamamı bittiğinde 100 bin kişi iş alanıyla buluşmuş olacak.”

HER BARAJ YAPIMINDA AYNI SÖZLER!
Bu söylemler her baraj yapımında paylaşılır.
Yıl 1986, dönemin Başbakanı merhum Turgut Özal, Batman- Diyarbakır il sınırındaki Batman barajının temel atma töreninde tıpkı bugün Bakan Yılmaz’ın söylemlerine ait paylaşımlarda bulunmuştu. Aradan 26 yıl geçmiş, değişen hiçbir şey yok. Batman barajı biteli 10 yıl oldu, o barajda çalışanların sayısı 100’ü geçmiyor. Bugün en kötü markette bile 100 kişi çalışıyor. Batman barajının sulanacağı iddia edilen Batman ve Diyarbakır, sağ- sol sahilinde 47 bin hektarlık alan yıllardır sulanmayı bekliyor.
Neredeyse 30 yıl geçecek halen ovanın bereketli toprakları suyla buluşmuş değil. O, kanalların bir bölümü toprak dolu. DSİ’nin ‘bitti- bitecek’ dediği sulama kanallarının haline bakın? Sözde Batman barajı tamamlandığında da 250 bin kişiye iş kapısı açılacaktı. Tıpkı şimdi Silvan barajı için söylemler gibi Batman barajı içinde benzer politikalar uyduruluyor.
Sadece Batman mı?
Atatürk barajında da binlerce kişi çalışıyordu!
Fakat barajlar bittiğinde her şey toz-pembe’ye dönüşmüyor!
Çiftçi o bereketli topraktan yoksun kalıyor, GAP bölgesinde toprak tuzlanıyor ve eski verim de tarihe karışıyor. Üstelik sulama amaçlı barajların bile getirisi yok!

BARAJ VAR, ELEKTRİK YOK!
Enerji amaçlı barajlar da bölgeyi karanlıktan kurtarmıyor.
Bakın, bölgedeki enerjinin haline?
Kış mevsimi geldi mi hemen her gün elektrik kesintileri var. Kesintisiz gün geçmiyor.
Üstelik barajların adresi Doğu ve Güneydoğu’dur.
Fakat enerji yönünden ‘en karanlık iller’ bu bölgelerin kentleridir. Eğer bu kadar baraj bölgenin kalkınmışlığı ve refahına yönelik olmuş olsaydı, yetkililerin anlattığı rakamlarla yurttaşlar iş sahibi olsaydı, bu bölge küçük Almanya, küçük Fransa olurdu.

EKONOMİ YAZARLARI ABD’Yİ YENİ KEŞFETMİŞ!
Çok ilginçtir; bakanlar ve üst düzey yetkililer bu söylemleri paylaşırken, tanınmış gazetelerin ekonomi yazarları ABD’yi yeni keşfeder gibi “Bu kadar kişi iş sahibi olacak. Bölge uçacak” diyerek köşelerini iktidara güllerle açar….
Oysa geçmişe dönük barajların bölgeye neler kaybettirdiğini hiç düşünmezler! Sözde ekonomiye yön veren yazar ve çizerler, mevcut barajların getirisinin muhasebesini yapmadan yurttaşların ne derece rahatsızlıklarını ise dile getirmezler.
Barajların bölgemizdeki mevsimi değiştirdiğini,
vatandaşı köyünden ettiğini kimse ama kimse hiç düşünmez. Özel uçak ve helikopterlerle takip ettikleri bakan yada üst düzey bürokratlar ne diyorsa, onların düşüncesi de köşeleri de onlardan iz taşır. Yeni teşviklerin özel sektörleri daha çabuk devreye girip, bölgeye yatırım yaptıracağına dikkat çekiyorlar; oysa yazılanlar gibi bir durum yok ortada. Alın size Batman’ın tekstil kentinden bir kesit.

TEKSTİL ÇÖKTÜ!
İki yıl önce nabız yokladığımız tekstil kentte, şimdi o ‘umut’ yerini iflas ve umutsuzluğa bırakmış.
On ciddi tekstil firmasında o dönemler 3 bine yakın işçi çalışırken, şimdi o rakam yarıya düşmüş. Tekstilcilerin bir bölümü neredeyse kepenk indirecek duruma düşmüş.
Ne destek ne de bir pazar var. Sözde Ortadoğu’ya açılacaklardı. Buradaki ürünler İstanbul’a götürülüp, İstanbul’un ünlü markaları Batman’a davet edilecekti. Hep “Cek-cak…”
Halen Güneydoğu’nun ekonomisinin emek yoğun ve tarıma dayalı gelişmelerin olacağına dikkat çeken üst yöneticiler, acaba tekstilcilerden ne kadar haberdarlar?
Sosyal güvenceleri olmayan 1-2 ay çalıştıktan sonra kapı dışarı edilen geçici işçilerin ne durumda olduklarını da ekonominin yazarları görebilseler.

HER ŞEY BAŞKENTTEN BAKILDIĞI GİBİ OLSA!
Her şey İstanbul ve Ankara’dan görüldüğü gibi değil.
Barajlar ne on binlere iş kapısı açıyor ne de bölgeye ekonomik bir katkı sunuyor.
Her geçen gün yöre insanı bir önceki günü arar duruma düşmüş.
Bölgede 100 değil 300 baraj olsa bile bu kısır döngü değişmeyecektir. İnsanlar, gittikçe geçmişi arar olacak…
Kalın sağlıcakla…