Artvin Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Projesi, Orman Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ile ihaleyi alan LİMAK, Cengiz ve Colin grubu arasında imzalandı. İmza töreni sırasında Veysel Eroğlu yine bildik açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin 216 milyar kWh hidroelektrik enerji potansiyelini kamu kaynakları ile ancak 150 yılda hayata geçirebileceklerini ifade eden Eroğlu, yatırımları hızlandırmak için her türlü düzenlemeyi yaptıklarını ve özel sektörün önünü açtıklarını söyledi.
Cari açığın büyük bölümünün nedenini Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 73’ünü ithal etmesine bağlayan Eroğlu HES’lerle bu açığın kapanacağını ileri sürdü. Hidroelektrikte 2003’te, 28 milyar kilovatsaat (kWh) enerji üretilirken, bu rakam hükümetin özel sektör verdiği sınırsız destekle 68 milyar kWh’ye tırmandığını. HES’lere verdikleri desteğin de devam edeceğini belirten Eroğlu, halihazırda özel sektör bin 600 HES’e talip olduğunu da söyledi.
Her bir derenin üzerine HES kurulmasını teşvik eden hükümet bu projeler ile hem Türkiye’nin hem de özel sektörün kazandığını iddia ederken, her bir inşaat karşısında yükselen itiraz seslerine kulaklarını kapatmış durumda.
Büyük barajların tamamını bitireceklerini kaydeden Bakan Eroğlu, Ilısu Barajı’na da hızlı bir şekilde devam edeceklerini, bunları tamamladıktan sonra 1.000 günde bir gölet inşaat edeceklerini de sözlerine ekledi. Bütün çalışmalar da kameralarla takip edilecekmiş.
İmza töreni gerçekleştirilen ve Çoruh Nehri üzerinde inşa edilecek Yusufeli Barajı ve HES’i tamamlandığında 279 metre yüksekliği ile Türkiye’nin en yüksek, dünyanın ise 3. yüksek barajı olacak. Eroğlu konuşmasında “DSİ’nin bu tür projeleri ile Türk mütehitlerinin dünyada Çin’den sonra 2. büyük müteahhit haline geldiklerini de” söyledi.
Bu kadar büyük projelerin havzalarda yaratacağı ekolojik yıkımlara ilişkin Bakanlığın getirdiği çözüm ise “balıklara su geçişi sağlayacak köprüler, kara hayvanlarına üst geçit, alt geçit” gibi nerden bakarsanız bakın ciddiye alınmayacak çözümler olarak da tarihe geçti.