Geçtiğimiz günlerde 1 yıllık bir çalışmanın sonucunda oluşturulan ‘Ambalajlı Sular Raporu’na Sağlık Bakanlığı’ndan yanıt geldi. Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Başkanı Kemal Özer, raporu duyurduğu toplantıda “Sağlık Bakanlığı’nca yapılan resmi analiz sonuçlarına göre, Türkiye’de büyük bedeller ödeyerek satın aldığımız sular; kimyasal, biyolojik ve radyoaktif kirlilik açısından güvenle içilebilir olmaktan çok uzak” demişti.
Sağlık Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği tarafından yapılan basın açıklaması şöyle:
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi adıyla faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşunun hazırladığı “Ambalajlı Su Raporundaki” haksız iddialara ilişkin olarak bazı hususların açıklanmasına ihtiyaç duyulmuştur.
Söz konusu rapor Bakanlığımızca da incelendi; verilerin kaynağı, analiz metodu, analizi yapanların yetkinliği, laboratuar Koşulları vb. değerlendirildiğinde raporun bilimsel bir dayanaktan yoksun olduğu görülmüştür.
Bilimselliği tartışmalı bir rapora dayanılarak haksız yere kamuoyunda infial uyandırmaya çalışmak etik bir davranış değildir.
Ancak bu vesile halkımıza bazı hususları yeniden hatırlatmak istiyoruz.
İçme-kullanma sularının takibini düzenleyen mevzuatımız Avrupa Birliği standardında usul ve esaslar içermektedir. Avrupa Birliği ülkelerinde ne uygulanıyorsa ülkemizde de uygulanan mevzuat aynıdır.
Su dolum tesisleri, Halk Sağlığı Müdürlüklerimizce ve Bakanlığımız merkez teşkilatınca düzenli olarak denetlenmekte alınan numunelerde hem mikrobiyolojik hem de kimyasal olmak üzere toplam 56 parametrenin analizi yapılmaktadır. Analizler Ulusal Referans Laboratuvarı olan THSK Tüketici Güvenliği Laboratuarlarında ve yetkilendirilmiş Halk Sağlığı Laboratuarları’nda yapılmaktadır.
Yapılan denetimlerde geçici aksaklık tespit edilen firmalara uygunsuzlukların neler olduğu anlatılmakta ve aksaklıklarını gidermeleri için 1 hafta süre verilmektedir. Firmalar bu eksikliklerini giderdiği zaman Halk Sağlığı Müdürlüklerimize müracaat etmekte, yapılan denetimlerde ve analizlerde eksikliklerini giderildiği anlaşılan firmalar yeniden su üretimine başlamaktadır. Tespit edilen uygunsuzluk düzeltilemeyecek boyutta ise firmanın faaliyetine izin verilmemektedir.
Bakanlığımız 1200 saha çalışanı ve 1500 laboratuar görevlisi her tür işletmeleri hem tesis hem de piyasa bazında incelemiş, bu çalışma sonucuna göre de gerek cezai işlemler uygulanmış gerekse ileriki dönemde bu uygunsuzlukların tekrarlanmaması için alınacak önlemler planlanmıştır.
Bu sebeple söz konusu raporda iddia edildiği gibi “30 çeşit kirleticiye rastlanan bir suya sağlıklıdır raporu verildiğini” beyan etmek akil dışıdır.
Bakanlığımızın su guvenliği konusundaki hassasiyeti ve aldığı tedbirler kamuoyunun malumudur. Halkımızın bu ve benzeri asılsız haberlere itibar etmemesini diliyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”