1984 yılında Dikili belediyesinde çalışanlara, kullandıkları suyun yüzde ellisini indirimli vermesiyle başlıyor Osman Özgüven’in suyu bedava veren belediye başkanı olarak tanınması. Osman Özgüven, o günden hakkında asılsız “ihaleye fesat karıştırmak” suçlamalarının yapıldığı ve belediye başkanlığının düşürüldüğü güne kadar da “suyun yaşam hakkı” olduğu fikri etrafında mücadele etti. Sosyal devlet anlayışı ve suyun bir hak olduğu politikalarını benimsediği için tüm vatandaşlara önce aylık on tona kadar suyu ücretsiz verdi. On tondan fazla kullananlardan da ücret aldı. Ama bu politikayı uyguladığı için hakkında kamuyu zarara uğratmaktan dolayı dava açıldı. Oysa uyguladığı bu yöntem“suyun yaşam kaynağı ve yaşam hakkı olduğu” fikrinin yanı sıra, su tasarrufunu teşvik ettiği için de kamu zararı bir yana kamu yararına yol açan sonuçlar doğurmuştu. Suyun normal ücretlendirildiği dönemlerde beş bin nüfuslu Dikili su sıkıntısı çekerken, şimdilerde yaz aylarında iki yüz elli bine kadar nüfusa aksatmadan su sağlanabiliyor olması, belli bir tona kadar su kullanımında ücret ödenmemesinin yarattığı tasarrufu tescilledi. Dikili halen on üç tona kadar su kullanımı için bir kuruş ücret alınan ve Türkiye’de bu uygulamayı politik olarak hayata geçiren tek belediye durumunda.
Neoliberal politikalar karşısında somut bir adım atmanın, hele de küçük bir belediyenin kendi imkânları içinde ne kadar zor olabileceğini herkes tahmin edebilir. Su hizmetlerinde merkezi politikaların dışındaki uygulamalarla, ön ödemeli su sayaçları için “insanlık suçu” diyen; bunları söküp atmaları için vatandaşları destekleyen; bu sayaçları belediye sınırları içine dahil eden belediye başkanlarına bir an önce bu uygulamalarından vazgeçmeleri çağrısı yapan Osman Özgüven, “bu politikalardan rahatsız olanlar fırsat kollamaktadırlar” diyordu. Geçtiğimiz yıl fırsat kollayanlar, Osman Özgüven ve çalışma arkadaşlarını “İhaleye fesat karıştırmaktan” iki ayrı davada yargıladılar ve haklarında 4’er yıl 2’şer aydan toplam 8 yıl 4 ay hapis cezasına mahkûm ettiler. İhale yasasında yapılan değişiklik nedeniyle hapis yatmayan ama belediye başkanlığı düşürülen Osman Özgüven’in, o tarihten beri başvurularına rağmen görevine iadesi halen yapılmış değil.
İçişleri Bakanlığı’nca bir türlü göreve iadesi yapılmayan Osman Özgüven’i bu yerel seçimlerde partisi de belediye başkanı adayı olarak göstermedi. Adayları belirleme çalışması yapıldığı son güne kadar Osman Özgüven’in Dikili Belediye Başkanı adayı gösterileceği konuşulurken, bu sabah Osman Özgüven de aday olmadığını basından öğrendi.
HDP İstanbul Milletvekili ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı Sırrı Süreyya Önder, Osman Özgüven için “Osman başkan, bir ülkenin vatandaşının kendisinden kâr edilecek bireyler olarak görülmemesi gerektiğini söyledi. Suyun para ile satılmasına karşı çıktı. Bunun bedelini de çok ağır şekilde ödedi. Aynı siyasal çizgiden 100 belediye başkanı daha aynı tutumu sergileyip bedel ödemeyi göze alsaydı, yerel yönetimlerde vardığımız nokta çok farklı olurdu” demişti birlikte katıldıkları bir toplantıda.
Dikili’de artık suyu bir hak olmaktan çıkaran, sudan kâr etmeyi amaçlayan bir politikayı hayata geçirmeye kimsenin gücü yetmez ama bu hakkın kazanımında yıllarca mücadele ederek birçok zorluğa göğüs germiş Osman Özgüven’in aday yapılmaması hatasını da kimse unutmaz.