Kaynak: Yusuf Yavuz, 23 Nisan 2014
Isparta’nın Sütçüler ilçesinde, Yukarı Köprüçay Havzası’nda yapımı sürdürülen Kasımlar Barajı ve HES projesine ait taş kırma ve beton tesisinden nehre beton atığı dökülmesiyle ilgili skandalın ardından yapılan incelemede HES şirketine idari para cezası kesildi.
ATIKLARIN NEHRE KARIŞTIĞI TESPİT EDİLDİ, ŞİRKETE PARA CEZASI KESİLDİ
Tepkilere neden olan gelişmeyle ilgili haberlerimizin ardından, Isparta Çevreve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkililerinin olay yerinde yaptığı incelemede, söz konusu tesiste bulunan atık çöktürme havuzunun atıklarının Köprüçay’a karıştığı espit edilirken, Çevre Kanunu uyarınca ilgili firmaya idari para cezası kesildi. Yetkililer ayrıca firmaya ihlalleri gidermesi için süre verdi.
HES ŞİRKETİ ‘ÇEVREYE UYUMLUYUZ’ DEMİŞTİ
Darıbükü köyü sınırlarında bulunan Kasımlar Barajı ve HES projesine ait ait kalker malzeme ocağı ve beton santralinde kullanılan mikser adı verilen araçlardaki beton atıklarının yıkandıktan sonra nehre boşaltıldığı ortaya çıkmış, bununla ilgili görüntüler ise tepkilere neden olmuştu. Skandal görüntülerin ortaya çıkmasının ardından sorularımızı yanıtlayan firma yetkilileri, çevreye duyarlı bir çalışma yürüttüklerini öne sürererek görüntülerin kasıtlı çekildiğini iddia etmiş, ardından da mikser sürücüsü Savaş Altuntaş’ı işten çıkarmıştı. Ancak Antalya ve Isparta sınırlarında geniş bir alanda devam eden baraj inşaatı sırasında bölgedeki diğer şantiyelerden de nehre ve tarım alanlarına beton atığı döküldüğünü gösteren görüntüler ortaya çıkmıştı.
‘DENETLEMELER YETERSİZ, SUYU KİRLETENE AĞIR YAPTIRIMLAR GETİRİLMELİ’
Yukarı Köprüçay Koruma Platformu’ndan konuyla ilgili yapılan açıklamada ise, nehre beton atığı dökülmesinin, tüm canlıların ortak hakkı olan su kaynaklarını zehirli atıklarla kirlettiğine işaret edilerek, bunun kabul edilemez olduğu kaydedildi. Ülkenin pek çok bölgesinde olduğu gibi Yukarı Köprüçay Havzası’ndaki baraj inşaatındaki denetimlerin yetersiz olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “bu skandalla ilgili idari para cezası kesilmesi gecikmiş bir karar olmakla birlikte bölgede yürütülen çalışmaların daha sık denetlenmesi gerekliliğini de ortaya koymuştur. ÇED başvurularında taahhüt edilen pek çok detayın göstermelik olduğu bu olayla bir kez daha kendini göstermiştir. Ülkemizin kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğu bir dönemde altın değerinde olan sularımızın böyle hoyratça kirletilmesi karşısında sorumluların en ağır idari ve hukuki yaptırımla cezalandırılmaları gerekliliğini kamuoyunun dikkatine sunuyoruz” görüşüne yer verildi.