Kaynak: Radikal, 8 Haziran 2014
Erzincan ile Kemaliye arasındaki Karasu Vadisi’nde dokuz baraj projesi var. Bunlardan biri de AK-EL Kemah Elektrik Üretim A.Ş. tarafından yapılması istenen Kemah Barajı ve HES I- HES II projeleri. Barajın etkileme alanında kalan Maksut Uşağı Köyü’nün kuzeybatısındaki oldukça dik tepe üzerinde, meşe ağaçları arasında antik bir yol kalıntısı bulunuyor. Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi’nde Kemahlı arkeolog Hasan Binay uzun süredir bölgedeki tarihi eserler üzerine çalışıyor. Binay hazırladığı bir raporu Kültür Bakanlığı, Bölge Kültür Varlıklarını Koruma ve Anıtlar Yüksek Kurulu’a da iletti. O dosyadaki ifadelerden biri aynen şöyleydi: “Bölgenin bilinmeyen prehistorik geçmişi bu vadilerde gizli olabileceği gibi tarihte ilk devletlerden biri olan Urartu’nun kadim geçmişi hakkında sınırlı bilgi sahibi olduğumuz bu bölgede baraj suları altında kalacak alanda arkeolojik kalıntıların ortaya çıkarılması bölge tarihinin aydınlanmasına katkı sağlayacaktır.”
Baraj yapılırsa bu tarihi Urartu yol kalıntısı sular altında kalacak. Ayrıca barajın etki alanında kalacak bölgede bir Selçuklu hamamı da bulunuyor.
Göbeklitepe gibi olabilir
Dersim Kültürel ve Doğal Miras Koruma Girişimi ile Kemah Çevre Platformu, baraj ve HES projesine karşı dava açtı. ÇED olumlu kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemli açılan davaya 5 avukat müdahil oldu. Sivas İdare Mahkemesi HES ve baraj projesinin yürütmesinin durdurulmasına karar verdi. Mahkeme, projenin yapılması durumunda geri dönüşü mümkün olmayan zararlar vereceği belirtildi. Avukatlardan Barış Yıldırım, Kemah yöresinin pek çok antik uygarlığa beşiklik etmiş ve bu sebeple de Urartu kaya yolu gibi pek çok kültürel varlığa sahip bir alan olduğunu anlatarak şunları söyledi: “Kemah Barajı’nın da üzerinde yapımının planlandığı Fırat Karasu üzerinde önceden inşa edilmiş, inşa edilmekte olan ve planlama aşamasında bulunan başka baraj ve HES projeleri de var. Kümülatif etki değerlendirme yapmadan anılan barajlara izin verilmesi Fırat Havzası ekosistemini yıkıma uğratacak. Burası dünyadaki ilk karayolu olarak biliniyor. Van, Bingöl, Elazığ, Erzincan’ı Anadolu ’ya açan yol… Burada çalışma yapılırsa Göbeklitepe gibi sonuçlar çıkabilir.”
Antik yol hâlâ sapasağlam
NTV Tarih dergisinde Mehmet Ali Polat, Hasan Binay imzalı Haziran 2013’te yayımlanan makaleden bir bölüm: “Urartu yol kalıntısı büyük olasılıkla Kemah Kalesi ile Altıntepe’yi birbirine bağlıyordu. Yol takip edildiğinde Acemoğlu Boğazı’na yakın bir mevkide, yola yaklaşık 25 metre mesafede, nehri gören bir noktada düzgünce işlenmiş ve yan yana dikdörtgen formlu kaya oyukları yer almakta. Farklı boyutlara sahip oyukların sayısı görülebildiği kadarıyla 12. Benzer özellikler gösteren kayaya oyulmuş sunu alanları Urartularda yaygın olarak karşımıza çıkmakta. Urartu Krallığı’nın yol sistemine çok önem verdiği ve yerleşim yerleri ile kaleler arasında yollar inşa ettiği özellikle 1980’li yıllarda Veli Sevin tarafından Elazığ-Bingöl bölgesinde gerçekleştirilen araştırmalarda saptanmıştı. Anadolu’nun günümüze sapasağlam ulaşmış bir antik yolu alelacele yapılacak bir baraj tarafından yok edilme tehdidi altında. Üstelik, hiçbir arkeolojik inceleme ve belgeleme yapılmadan.”