Prof. Dr. Miktad Kadıoğlu change.org üzerinden “susuzluk bizi bekliyor, İBB kuraklığa önlem al” başlıklı bir imza kampanyası başlattı. Geçtiğimiz hafta bolca yağan hatta sellere neden olan yağışlar susuzluk konusunda kaygılarımızı azaltmış olabilir. Ama maalesef yağışlar barajları doldurmadı. İklim değişikliği nedeniyle şiddetlenen kuraklık, su varlıklarının enerjinin, endüstriyel tarımın, sanayinin ham maddesi haline getirilmesi, ekolojik sınırlarını çoktan aşmış şehirleri büyütme anlayışı sonucu su krizi daha da büyüyor. Evlerimizdeki musluklardan su akmayacağı günler çok uzakta değil. Bunun önüne geçebilmek için de toplumsal çözümlere ihtiyacımız var.
Change.org üzerinden başlatılan imza kampanyasının çağrı metni aşağıda katılmak için tıklayın
İstanbul çeşmelerinde su akmazsa ne olur? Bu çok uzak bir olasılık değil
İSKİ verilerine göre; 2013 yılının mayıs ayında yüzde 87 oranında dolu olan barajların bu sene yüzde 28’si dolu. Geçen sene yüzde 87 olan doluluk oranı temmuz ayında yüzde 64’e kadar düşmüştü. Bu sene de temmuz ayında İstanbul’daki barajlarda doluluk oranının önemli ölçüde düşme tehlikesi var. Yani havalar ve su kullanımımız böyle giderse başımız dertte! Kuraklık için ne yapılacaksa onu daha fazla geç kalmadan şimdi yapmalıyız.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan’ı Sayın Kadir Topbaş’tan alta imza atmış bütün vatandaşlar adına ve bir hoca olarak talebim:
1) Mevcut suyu daha iyi korumak ve yönetebilmek için hazırlanması gereken “İstanbul Kuraklık Mücadele Planı” kapsamında suyumuzu kimlerin kullandığını belirleyin, şehirdeki tüm su tüketimini, zayiat ve kaçakları ayrıntılı bir şekilde ortaya koyun.
2) Uzmanlarla birlikte su tüketiminde önemli payı olan sektör temsilcilerini, ilgili vatandaş ve STK’ları toplayın, kamu yararının gerektirdiği acil önlemleri saptayın. Yani kuraklığın ilerlemesi durumunda “halkın can suyu”nu garantilemek için sırasıyla suyu kesilecek olan sektör ve kullanımları belirleyin.
3) Su kayıplarını azaltacak ve su hasadını artıracak önlemleri ve teşvikleri (yönetmelikte yağmur suyu hasadını ve gri su sistemlerini şart koşmak gibi) hemen uygulamaya koyun.
4) 2007 senesinde TEMA Vakfı ile ortak yaptığınız “Suyunu Boşa Harcama” kampanyasını tekrar yapın. O sene İstanbullular %10’u aşan su tasarrufu yaptı. Duyarlı halkımızdan böyle bir kampanya ile arabalarını, balkonlarını, halılarını suyla yıkamamalarını, sifonu gereksiz yere çekmemeyi, yüzlerini yıkarken dişlerini fırçalarken suyu kapatmalarını, kısa duş almalarını, damlayan çeşmelerin contalarını değiştirmelerini, vb. isterseniz yaygın bir biçimde katılır.
5) Lütfen başka şehirlerden su getireceğim diye büyük yatırımlara girişmeyin. Onun yerine su şebekesindeki kaçakları gidermek ve su havzaları korumak için yatırım yapın. Çünkü kuraklık artık noktasal değil, bölgesel hatta ülke genelinde yaşanabilen bir problem. Yani ileride şehirler arasında paylaşımı büyük problemler oluşturabilecek olan “taşıma suyla” şehri döndürmeyi düşünmeyin.
Benim gibi Havadan-Sudan önemli işlerle uğraşmak için sen de imzanı at, İBB ve tüm İstanbullular gerekli önlemleri daha fazla gecikmeden alsın.
NOT:Kampanyayı imzaladıktan sonra Facebook, Twitter gibi sosyal medya hesaplarında paylaş, email yoluyla bütün rehberine gönder. Kampanyanın hızlı erişim linki: change.org/susuzkalma adresini herkese duyur.