Dünya AIDS Günü ilan edildikten tam 26 sene sonra AIDS hala aramızda. Her yıl 1,5 milyon HIV vakası tespit ediliyor ve bunların %70 Sahra altı Afrika’dan.
Bu süreçte, bir gelişme kaydedildi. İlaç kullanımı ve bunun ulaşılabilir kılınması ile HIV’li pek çok insan artık daha uzun yaşıyor. Koruma tedbirleri, anneden çocuğa kalıtımla aktarılarak enfeksiyonları yavaşlatıyor.
Fakat, Sahra altı Afrika’dakiler çok hayati bir unsur yoksun, bu yüzden oradaki 25 milyon HIV’linin sağlığı orantısız biçimde kötü etkileniyor. Bu unsur: Su! Temiz su, sağlık için hayati önemde. Virüs ilaçlarını alabilmek ve enfeksiyonları azaltacak hijyeni sağlayabilmek için suya gereksinim var. İdeali günde 100 litre. Bununla birlikte, Sahra altı Afrika’da insanların %35’inin temiz suya hiç erişimi yok, %70’i ise temel hijyen ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Bu, HIV’le yaşayan bir sürü insanı kronik diyarenin pençesine bırakmak ve kendilerine bakamaz hale gelmelerine yol açmak anlamına geliyor.
Sağlıklı, üretken, onurlu bir hayat; temiz içme suyu olmadan, kendini ve çevreni temiz tutamadan mümkün olmuyor. Doktor ve hemşireler, musluklarda ve tuvaletlerde sürekli temiz su olmadığı sürece, hastane ve kliniklerde enfeksiyonları engelleyemiyorlar.
Temiz ve güvenilir su olmadığı sürece, her türlü koruma, kontrol ve tedavi çabası da boşa gidiyor.
Kaynak: The Guardian
