‘Su şişelerini, Yezidilerin yaşadıkları zulüm unutulmasın diye topladım’

ezidi

Kaynak: Zaman, Sevinç Özarslan, 16 Eylül 2015, Çarşamba

Ezidiler IŞİD’in zulmünden Şengal Dağı’na kaçarken 40 derece sıcağın altında çıktıkları bu yolculukta yanlarında tek bir şey vardı: bir litrelik su şişeleri…

16 Eylül 2015, Çağdaş sanatta gelecekte acaba hangi isimler öne çıkacak? Sadece bu soruya cevap vermek için kurulan exhibist dergisi, 14. İstanbul Bienali’ne paralel bir sergi açtı. Küratörlüğünü Anna Zizlsperger’in yaptığı sergiye seçilen isimlerden biri de, Zaho’da Yezidilerin ‘Su Şişeleri’ni toplayan Kürşat Bayhan.

İstanbul’da devam eden 14. Uluslararası İstanbul Bienali ve bu bienale paralel açılan o kadar çok sergi var ki… Bazen hangisini izleyeceğimizi şaşırıyor, asıl görmemiz gerekenleri ıskalıyoruz. Tophane’deki Mixer Sanat Galerisi’nde 11 Ekim’de sona erecek olan ‘(re)present exhibist: 2 years’ sergisi bunlar arasında. Sergide öyle bir çalışma yer alıyor ki, acaba nasıl bir acıyı ya da sevinci fısıldayacak diye saatlerce karşısında durma ihtimaliniz yüksek. Foto muhabiri Kürşat Bayhan’ın, Yezidilerin ‘su şişeleri’ni anlattığı çalışması serginin en çarpıcı eseri.

IŞİD, geçen yıl ağustos ayında Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki birçok şehre saldırı düzenledi. Sincar ve Kobane’deki savaşta Zaman’ın foto muhabiri Kürşat Bayhan da vardı. IŞİD, Sincar’da kontrolü ele geçirdiğinde binlerce Yezidi için çok zorlu bir yolculuk başlamıştı. İnsanlar panik içinde doğdukları toprakları bırakarak Şengal Dağı’na kaçıyordu. Kadın erken, çoluk çocuk, yaşlı genç herkes 40 derece sıcaklıkta yollardaydı… Ve bu yolculukta yanlarında tek bir şey vardı; bir litrelik su şişeleri. Ne ekmek, ne başka bir yiyecek! Su hem daha hayati bir nimetti hem de türbelerini nehir ve dere kenarlarına yapan Yezidiler için kutsaldı. Ayrıca şişelere, sıcaktan korumak ve kolayca taşıyabilmek için perde, nevresim, havlu, çuval ve çorap parçalarından allı güllü kılıflar dikmişlerdi.

Kürşat Bayhan’ın yolu Yezidilerle Nusaybin’e komşu olan Irak’ın Zaho şehrinde kesişti. O anı şöyle anlatıyor Bayhan: “Şengal Dağı’nı ve Dicle Nehri’ni geçerek Suriye’ye, oradan da Zaho’ya gelebilen Yezidileri görünce şoke oldum. Yaşadıkları panik ve yorgunlukları yüzlerinden belliydi. Bir sıra halinde Zaho’ya gelen ailelere gönüllüler ve sivil yardım ekipleri su dağıtıyordu. Yeni su şişelerini alanlar, boyunlarında taşıdıkları renkli ve kılıflı şişeleri yol kenarına bırakıyordu. O andan çok etkilenmiştim. Beni sınıra getiren taksiciyle birlikte şişeleri toplamaya başladık. Şaşkınlıkla bize bakan görevliler ne yaptığımızı anlamadı. 14 şişeyi İstanbul’a getirip fotoğrafladım. Çünkü her biri farklı bir gerçeklik ve yaşanmışlık içeriyordu. Ve tabii ki insanların maruz kaldığı zulüm unutulmamalıydı.” Fotoğraf, heykel, video gibi farklı disiplinlerden 14 sanatçının eserini bir araya getiren sergi 11 Ekim’e kadar görülebilir.