Küresel ısınma her geçen yıl su varlıklarında azalmaya yol açarken kuraklığı da arttırıyor. Bilim insanları Nisan ayında yaptıkları açıklamalarda kuzey buzullarındaki buzullaşma oranının uydu ile izlemenin başladığı 1979 yılından bu yana Mart ayında görülen en düşük oran olduğunu ve erimenin de erken başladığını açıklamıştı. ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresinde görevli bilim insanları ise 2016 yılının Mart ayında yeryüzündeki ortalama hava sıcaklığının 20’inci yüzyıl ortalamasından yaklaşık 1,2 derece üzerinde olduğunu açıklamıştı.
Küresel ısınmayı durdurmak için 22 Nisan’da 175 ülke Paris Anlaşması’na sembolik olarak imza atmışlardı. Küresel ısınmayı 2 derecede durdurmayı hedefleyen bu anlaşma ekoloji açısından son derece yetersiz olmasına rağmen devletlerin Kyoto Sözleşmesi’nde olduğu gibi anlaşmaya uyması zor görünüyor.
Diğer yandan devletler küresel ısınmanın sonuçlarına karşı dev projeler geliştiriyor. Çin’in güneye giden nehirlerin yollarını kuzeye çevirdiği insan yapımı dev nehirler, Amazonlarda yapılan ve yapılması planlanan yüzlerce dev baraj bunlardan birkaçı. Bir diğeri de Büyük Yeşil Duvar projesi olarak adlandırılan Afrika kıtasını batıdan doğuya kesecek insan yapımı orman hattı.
Büyük Yeşil Duvar projesi Sahara bölgesindeki ülkeler tarafından kuraklıkla mücadele etmek için Nijerya tarafından 2005 yılında Afrika Birliği’ne önerilmişti. 2007 yılında proje bütüncül bir ekosistem yönetimi olarak geliştirildi ve 2010 yılında kabul edildi. Proje özellikle Çin’in Yeşil Duvar Projesi örnek alınarak geliştirildi. Çin 1978 yılında kuzeyindeki Gobi Çölünün etkisinin aşağı doğru genişlemesini engellemek için bu çok yönlü ormanlaştırma projesini başlatmıştı. 4.500 kilometrelik bir alanı kapsayan projenin 2050 yılında tamamlanması beklenirken daha şimdiden dünyanın en büyük insan yapımı ormanı oldu. Afrika’nın Büyük Yeşil Duvar projesi de benzer biçimde Sahara çölünün genişlemesini durdurmak ve kum fırtınalarının çevreye yayılmasını engellemek için yapılıyor.
7.000 kilometre uzunluğunda olacak Yeşil Duvar, Afrika’nın batısından doğusuna bir orman duvarı örerek kum fırtınalarını ve çölün genişlemesini engelleyecek bir proje olarak düşünülüyor. Projenin en önemli ayaklarından biri de su varlıklarının yönetimi.
Birleşmiş Milletler çölleşmenin şuanki haliyle sürecek olursa Afrika’nın ekilebilir arazilerinin üçte ikisini 2050 yılına kadar yok edebileceğini açıklamıştı. 60 milyon kadar insan da kuraklıktan dolayı önümüzdeki 5 yıl içerisinde göç etmek zorunda kalacağı söyleniyor. Ayrıca geçim olanakları kalmayan insanların öfkesi ve umutsuzluğunun ciddi sosyal ve politik sonuçları da olacak. Boko Haram gibi radikal cihatçı örgütlere katılımın artacağı ya da Avrupa’ya yasa dışı göçün artacağı tahmin ediliyor. Kitlesel göç beraberinde insan kaçakçılığı, ölümler ve göç alan ülkelerde ırkçılığın yükselmesi gibi sonuçlar doğuracak.
BM yetkilileri şimdiye kadar çoğunluğu Sengal’de olmak üzere planlanan ağaçlandırmanın %15’inin tamamlandığını, Burkina Faso, Mali ve Nijer’de de ilaç ve gıda ürünlerine yönelik bitkiledirme yapıldığını duyurdu.
Büyük Yeşil Duvar projesi çok devletli bir proje olarak bölge ekosistemini temel alsa da dev proje tamamen yukarıdan aşağı bir yöntemle hazırlanmış durumda. Yerel halkın katılımı sağlanmamış durumda. Ancak projenin yeşil alanı arttıracak , tarım arazilerini sulayacak ve iş olanakları sağlayacak olması gibi nedenlerle yerel halktan şimdilik büyük bir tepki gelmiyor. Ayrıca iklim değişikliğinden tarihsel olarak sorumlu olmayan ve halen gelişmiş ülkelerin karbon salımlarıyla karşılaştırıldığında çok az karbon salımı gerçekleştiren bu ülkelerin iklim değişikliğine karşı yapabilecekleri çok fazla bir şey bulunmuyor. Oysa iklim değişikliğinden sorumlu olan gelişmiş ülkeler bir an önce karbon salımlarını azaltmaları gerekiyor. Onlar ise hala dev projelere, iklim değişikliğine çözüm oluşturmayacak projelere yatırım yapmaya devam ediyorlar.
Kaynak: Reuters