Londra merkezli sivil toplum örgütü Global Witness’ın açıkladığı rapora göre 2016 yılı çevre aktivistleri cinayetlerinde rekor kırıldı. Rapora göre 2015 ile 2016 Haziran’ı arasında dünya genelinde her hafta 3 aktivist cinayeti işlendi. Bu dönemde incelenen 16 ülkede toplam 185 çevre aktivisti öldürülmüş. Bu sayı bir önceki yıla göre %59 artış anlamına geliyor ve 2002 yılından itibaren kaydedilen en yüksek rakam.
2015 yılında gerçekleşen cinayetlerin 15’i su ile ilgili konularda mücadele eden aktivistler. Bunlar arasında en fazla barajlara karşı direnenler yer alıyor. Öldürülen 60 kadar aktivist ise doğrudan olmasa da su varlıklarını da etkileyen maden şirketleri ve orman yıkımı gibi sorunlara karşı hareket örgütleyen aktivistler.
2016 yılında özellikle Mart ayında birçok aktivist öldürülmüştü. Önce Güney Afrika’da bir maden şirketine karşı direnişi örgütleyen Bazooka Radabe polis kılığına giren 2 katil tarafından öldürülmüştü. Ardından Honduras’ta baraj yapımına karşı direnen Berta Cáceres ve Nelson García öldürülmüştü. Caceres cinayetinde gözaltına alınan 5 şüpheliden ikisinin barajı yapan şirketin güvenlik görevlileri olduğu, birinin ise Honduras ordusunda görevli bir asker olduğu ortaya çıkmıştı. Haziran ayında ise Brezilya’da Nilce de Souza Magalhães ölü bulunmuştu. Son olarak geçen hafta yine Honduras’tan ve yine Caceres ve Garcia ile aynı örgütten olan Lesbia Janeth Urquía öldürüldü.
Rapora göre dünyanın aktivist cinayetlerin açısından en tehlikeli bölgesi Latin Amerika. 1 yıl içerisinde 7 Latin Amerika ülkesinde 122 çevre aktivistinin öldürüldüğü kaydedildi. Brezilya 50 cinayet ile başı çeken ülke.
Global Witness’tan raporu hazırlayan Billy Kyte’e göre değerli madenler, mineraller, palmiye yağı gibi ürünler için arazileri işgal eden şirketler, hükümetler veya mafya grupları o arazilerde yaşayanları önemsemiyor. Yaşam alanları yok olan yerlilerin oluşturduğu direniş hareketlerine karşı da hükümet güçleri, özel güvenlik güçleri veya tuttukları çetelerle ateş açmaktan, suikast düzenlemekten geri durmuyorlar. Raporda kaydı tutulan cinayetlerden daha fazla kaydı tutulamayan cinayetlerin olduğunu da söylüyor Kyte.
Şirketlerin birer “kaynak” olarak gördüğü doğal varlıklar üzerinde artan rekabet aşırı üretim ve tüketim dolayısıyla azaldıkça daha agresif bir rekabet malzemesi haline geliyor. Kâr hırsı doğa ve insan yaşamını umursamaksızın yeryüzünü tahrip ediyor. Ancak tüm bunlara rağmen yaşamanı savunan kitleler şirketlere, devletlere ve kapitalizme karşı mücadeleyi sürdürüyor.
Kaynak: Circle of Blue