İspanya’nın başkenti Madrid’te 3-4 Kasım tarihlerinde Kamusal Su Ağı (La Red Agua Pública/The Public Water network) tarafından organize edilen “Kamusal Su İçin Şehirler” konferansına belediye başkanları, aktivistler, meclis üyeleri, uzmanlar, akademisyenler ve ilgili yurttaşlardan oluşan 300 kadar kişi katıldı.
İspanya’da 2015’te yapılan yerel seçimleri radikal sol adayların kazandığı Barselona, Madrid, Valensiya, Zaragoza, A Coruña, Santiago de Compostela gibi belediyeler belediye başkanları düzeyinde katılım gösterdiler.
Neoliberal piyasa çözümlerinin tüm dünyaya dayatıldığı bir dönemde bu etkinlik suyun kamusal yönetimi konusunda bir kilometre taşı olma potansiyeli taşıyor. Biraraya gelen temsilciler suyu “müşterek” ve “insan hakkı” perspektiflerinden ele alarak suyun kamusal yönetiminde belediyelerin, yerel meclislerin ve diğer kamu örgütlerinin daha yakın bir ilişki kurması gerektiğinde uzlaştılar.
Tartışılan konular arasında şunlar vardı: Suyun alternatif yönetimi konusunda deneyimlerin paylaşımı; yeniden belediyeleşme süreçlerinin potansiyeli ve yetersizlikleri; yeni katılımcı ve demokratik yönetim modelleri; suyun bir insan hakkı olarak uygulanması ve sosyal örgütlenmelerle belediye meclislerinin daha yakın ilişkiler kurması. Toplantının en önemli çıktısı ise “Kamusal Su İçin Şehirler Ağı”nın kurulması kararı oldu. Toplantı sonunda katılan belediye başkanları tarafından imzalan bir bildiri de yayınlandı.
Dünyada bir süredir ekolojik yıkıma karşı alternatif politikaları talep eden hareketler yükseliyor. Bolivya Anayasası’nda nehirlerin akma hakkını içeren “İyi yaşam hakkı”nın tanınması, Slovenya’nın geçen ay suyun ticarileştirilemeyeceğini içeren bir maddeyi anayasaya ekleyerek su hakkını bir insan hakkı olarak tanıması, Katalonya’da su hizmetlerinin özelleştirilmesine karşı son yıllarda yükselen yeniden belediyeleştirme hareketi gibi çeşitli alternatif politikalar destek buluyor. Madrid’te yapılan toplantı henüz ulusal bir nitelik taşısa da birçok ülkeye kamu-özel işbirliği dayatmalarına karşı kamu-kamu ve kamu-sosyal hareketler işbirliğini öne çıkarması açısından oldukça önemli.
SUYUN KAMUSAL YÖNETİMİNE İLİŞKİN BİLDİRİ
3-4 Kasım 2016 tarihlerinde Madrid’de gerçekleşen Kamusal Su İçin Şehirler toplantısına katılan belediye başkanları olarak bizler entegre su döngüsünün kamusal, şeffaf, katılımcı ve sürdürülebilir yönetimine bağlı kalacağımızı beyan ediyoruz ve aşağıdaki ilkelerin uygulanmasını ve de bunların gerçekten ve etkili biçimde uygulanmasını garantileyen taahhütlerin yerine getirilmesini sağlayacağımıza söz veriyoruz.
- Suyun ve suyla ilişkili ekosistemlerin özel sektörün çıkarına tahsis edilemeyecek müşterekler olduğuna inanıyoruz. Doğanın tüm ürünleri ve kaynakları gezegenin doğal mirasını oluşturur ve yaşamın sürdürülmesi için vazgeçilmezdir; bu da bizi onları sürdürmeye ve korumaya mecbur kılar. Bu yüzden bu kaynakların dayanışma, çevresel sürdürülebilirlik, işbirliği , kollektif erişim, hakkaniyet ve demokratik kontrol ilkelerine göre kâr gözetilmeden yönetilmelerini savunuyoruz.
- Birleşmiş Milletler’in ilkelerine uygun olarak kullanım suyu temin etmenin ve hıfzıssıhhanın insan hakkı olduğunu, onurlu bir yaşam için vazgeçilmez olduğunu ve diğer temel hakların sağlanması için önkoşul olduğunu kabul ediyoruz. Dolayısıyla, suyun evrensel temellere dayanarak temin edileceğini, herkes için yaşamsal minimumun sağlanacağını ve herhangi bir ekonomik veya sosyal nedenle hizmet kesintilerine gidilmesinin yasaklanacağını taahhüt ediyoruz.
- Su temini ve hıfzısıhha hizmetlerinin yönetiminin kamusal olmanın yanısıra şeffaflığı, bilgi ve hesap verebilirliği ve de etkili vatandaş katılımını garanti eden yeni toplumsal kontrol biçimlerini teşvik etmesi gerektiğini anlıyoruz. Dolayısıyla, kamu tüzel kişiliğinin sorumlu olduğu hizmetlere dair etkinliklerinin ve eylemlerinin hesabını kamu otoritelerine ve vatandaşlara vereceği; bununla birlikte şehir su döngüsüne dair günlük yönetim, planlama ve karar alma süreçlerinde gerekli fikir birliğine ulaşılması için vatandaş katılımını teşvik edecek araçları sorumlu olduğu hizmetle birlikte sunacağı bir yönetim modelini taahhüt ediyoruz.
- Sonuç olarak, entegre kentsel su döngüsü hizmetinin özelleştirilmesini reddediyoruz ve vatandaşlara hesap verebilirliği garantilemek için sayısız şehirde ve kasabada yürütülen, kamusal, demokratik ve şeffaf su yönetimini tekrar tesis etmek için yürütülen yeniden belediyeleşme sürecini destekliyoruz.
- Çevresel, ekonomik, toplumsal, yapısal alanlara ve yönetime dair Avrupa Su Çerçeve Direktifi’ne göre entegre şehir suyu döngüsünün sürdürülebilirliğini sağlamak için uygun kararları benimsemenin Yerel Yönetimlerin sorumluluğu olduğunu kabul ediyoruz. Vatandaş katılımıyla kamusal yönetimi garantileyerek kamu yönetiminin sağladığı hizmetlerin kalite ve verimlilik bakımından istenen en üst düzeydeki standartları karşılaması için gerekli araçları sağlayacağız.
- Entegre su döngüsünün tüm aktörlerini (kamu yöneticileri, kamu işletmecileri, toplumsal örgütler, uzmanlar, vatandaşlar) içine katıp hepsinin bilgiye erişimine izin veren yatay bir yönetim modeli sunan, ve ortak fayda için mevcut tüm sorunları ve tecrübeleri içeren eylemler ortaya koyan Kamusal Su İçin Şehirler Ağı’nın kurulmasını destekliyoruz.
Madrid, 4 Kasım 2016
Kaynak: Transnational Institute