Dicle vadisinin yapılaşmaya ve ticarete açılmasına olanak tanıyan projeyle UNESCO Dünya Miras listesinde yer alan Hevsel Bahçelerinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olmasına dikkat çekmek için bir araya gelen Hevsel Koruma Platformu bileşenleri basın açıklaması düzenledi. Aralarında Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası,Maden Mühendisleri Odası, Disk Diyarbakır bileşenleri, Diyarbakır Tabip Odasının yanı sıra bir çok sendika, dernek ve siyasi partinin bileşimiyle kurulan platformun Hevsel’de başlayan ağaç kesimine, Sur’daki yıkım ve tahribata dikkat çekmek için yapmak istediği açıklamaya polis izin vermedi.
Hevsel Bahçelerinde yapılmak istenen açıklamaya polisin güvenlik gerekçesiyle izin vermemesinden dolayı, açıklama Eğitim-Sen 2 Nolu şubede yapıldı.
‘PROJE KAPSAMINDA YÜZLERCE AĞAÇ KESİLDİ’
Hevsel Koruma Platformu yaptığı açıklamada Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 2013 yılında Dicle Vadisi’nin Silvan yolunu ve tarihi On Gözlü Köprü arasındaki alanı ‘rezerv yapı’ ilan etmesine dikkat çekerek, “Dicle Vadisi Rekreasyon Alanı (Doğa Parkı) ve Ağaçlandırma Alanı Uygulandırma Etabı” projesinin uygulanma aşamasında yüzlerce ağacın kesildiği, On Gözlü Köprüye hiçbir uzman kontrolü olmadan iş makinalarıyla hafriyat dolgusu yapıldığı dile getirildi.
‘DOĞAYA VE İNSANLIĞA KARŞI İŞLENMİŞ SUÇTUR’
Projeyle ekolojik bir alan üzerinde geniş yolların, otoparkların, spor tesislerinin yapılmasının planlandığının söylendiği açıklamada “Böylece gelecekte ticari ve kentsel yapılaşmanın önünü açacak planlama kararlarının alındığı görülmektedir. Bünyesinde birçoğu endemik olmak üzere 184 farklı kuş ve 20’nin üzerinde sürüngen ve kemirgen hayvanı barındıran Dicle vadisinin yok edilmesi doğaya ve insanlığa karşı işlenmiş suç niteliğindedir”denildi.
‘5 BİN YILLIK TARIMSAL ALAN YOK EDİLECEK’
Hazırlanan plan ve projeyle 8 bin yıllık doğal ekolojik yapıyı günümüze taşıyan Amed kentini 5 bin yıldır besleyen tarımsal alanın yok edileceği belirtilirken, Hevsel bahçelerinde kentin yoksullarının tarım yaparak geçimini sağladığı, hazırlanan projeyle kentin yoksul ve mülksüz kesiminin görmezden gelindiği ifade edildi.
Paltform kamuoyuna Hevsel’e sahip çıkma çağrısı yaparken, ekolojik tahribata neden olan projenin durdurulmaması halinde her türlü demokratik yol ve yöntemlerle mücadele edeceklerini duyurdu.
‘TEK AMAÇ RANT’
Basın açıklamasının ardından düzenlenen panelde konuşan Gazeteci-Yazar Naci Sapan Kırklar Dağıyla başlayan sürece dikkat çekerek şunları dile getirdi “ On gözlü köprünün gözlerinin doldurulması, Sur içinin yıkılması ve Hevsel projesiyle amaçlanan tek şey ranttır. Kırklar dağıyla başlayıp, Sur içiyle devam eden süreçte hevselin rant finali olmasına izin vermeyeceğiz. Kültür Bakanlığının internet sitesinde buranın önemini şuan bile yazmaya devam ediyor. Buranın tarih için önemli bir miras olduğunu yazmalarına rağmen bu yapılmak istenenler karşısında ‘Bu ne utanmazlıktır diyoruz”dedi
‘AMED TARİHİ 2 YILDIR YOK EDİLİYOR’
Daha sonra konuşan HDP Diyarbakır milletvekili Sibel Yiğitalp ise bütün bir Amed tarihinin 2 yıldır her gün azar azar yıkıldığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Sivil yaşam alanlarında tank, top atışlarıyla Sur içini yıktılar, yıkım devam ediyor. Geçen yıl 8 Martta açılacağı söylenen Sur 1 yıldır açılmadı, Sur yıkılmaya devam ediliyor. Neden yıkım var dediğimizde cevap dahi alamıyoruz. Hayırlarımızla bu yağma siyasetine cevap vereceğiz”dedi.
‘SERMAYENİN İHTİYACI KARŞILANACAK’
HDP Ekoloji meclisi sözcüsü Beyza Üstün 16 Nisan’dan sonra dayatılacak tekçi sistemin kendileri için yeni olmadığını söyledi. Üstün, “Biz tanıyoruz bu sistemi ellerine kapitalizmin araçları olan savaş ve OHAL’i, alarak hukuksuz ve meşru olmayan KHK’ler ile bu yıkım sürecini hızlandırdılar. Savaşla yıktıkları Sur’u, Cizreyi kriz içerisinde olan şirketlere vermek amacındalar. Bugün gözlerini Mezopotamya’ya diktiler, buralardaki alanları inşaat,enerji ve maden şirketlerine teslim edecekler. Buradaki mücadeleyi kırmak ve sermayenin ihtiyacını karşılamak için savaşla, yıkımla buraları metalaştırmaya çalışıyorlar. Bütün geçmişi bir kültürü, tarihi yok ediyorlar. Bunların sonucunda her yer beton olacak ve ellerine sadece sermaye birikimi geçecek. Halklar yaşam alanlarının talan edilmesine mutlaka karşı çıktılar,direndiler ve kazandılar bu yüzden bizlerde mutlaka kazanacağız” dedi.
Forum öncesinde Hewseli Koruma Platformu tarafından okunan basın açıklamasının tam metni şu şekilde:
Sekiz Bin Yıldır Doğal-Ekolojik Dokusuyla Günümüze Gelmiş, Dicle Nehri Kuruyacak, Dicle Vadisi Yapılaşmaya ve Ticarete Açılacak, UNESCO Dünya Miras Listesindeki HevselBahçeleri Yok Olacak!
Bu yıkıma HAYIR diyelim!
Beş bin yıllık Diyarbakır kentinin var olma sebebi, Dicle Nehrinden adını alan, Dicle Vadisi ve Hevsel Bahçeleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığının rant odaklı projeleriyle yok olmakla karşı karşıyadır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Diyarbakır il müdürlüğünde 28 Aralık 2016 tarihinde ‘Dicle Vadisi Rekreasyon Alanı (Doğa Parkı) ve Ağaçlandırma Alanı 1. Uygulama Etabı ‘ adı ile kırklar dağı etekleri olarak bilinen 31,85 hektarlık alanda imar plan değişikliği yaparak otuz gün (30 ) askıya çıkarılmış ve onaylamıştır. Hazırlanan bu planlama çalışmaları Dicle vadisi ve UNESCO kültürel peyzaj alanı olarak miras listesinde giren Hewsel Bahçelerini ve Dicle Vadisinikentsel tasarım projeleri kapsamında yapılaşmaya ve ranta açılmasının önünü açacaktır.
Çevre ve şehircilik bakanlığı 2013 yılında Dicle Vadisinin Silvan Yolu ve tarihi ongözlü köprü arasındaki 1089 hektarlık alanını, 6306 afet riski altındaki alanların dönüşümü kanunu kapsamında ‘Rezerv Yapı Alanı’ ilan etmişti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından askıya çıkarılan ‘Dicle Vadisi Rekreasyon Alanı (Doğa Parkı) ve Ağaçlandırma Alanı 1. Uygulama Etabı plan çalışmaları o tarihlerde ilk kez hazırlanmış Diyarbakır halkının gündemine getirilmişti. Rezerv Yapı Kararı UNESCO adaylık sürecinin devam ettiği ve kültür bakanlığı tarafından onaylanan “Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzaj Alanı” yönetim planının tampon bölge sınırının neredeyse tamamını kapsadığı, bu kararın UNESCO sürecini olumsuz etkileyeceği öngörüsüyle yine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2014 yılında iptal edilmişti. O dönem Rezerv yapı kararın bakanlık tarafından iptal edilmesinde Diyarbakır halkının ve STK larının yoğun tepkisinin etkisinin olduğu yadsınamaz.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 2013 yılında ‘Dicle Vadisi Kırklar Tepesi Rekreasyon Alanı İmar Planı, Kentsel Tasarım Ve Peyzaj Uygulama Projesi Alım İşi’ olarak gündemine aldığı projesini bugün ‘Dicle Vadisi Rekreasyon Alanı (Doğa Parkı) ve Ağaçlandırma Alanı 1. Uygulama Etabı’ projesi adı ile OHAL sürecinde alınan 644 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamın da Özel ‘Proje Alanı İlan’edip planlama çalışmaları ile yapmaya devam etmektedir.
Biz diyoruz ki: Dicle Vadisi üzerinde yapılan planlama çalışmaları ve projeleri ‘Doğa Parkı Değil, Kentsel Bir Parktır!’ Daha projenin uygulama aşamasında alanda yüzlerce ağac kesilmekte, tarihi on gözlü köprünün de hiçbir uzman kontrolü olmadan iş makinaları ile hafriyat dolgusu yapılmakta. Bu proje ile Doğal ve ekolojik bir alan üzerinde geniş yollar, spor tesisleri, geniş otoparklar, nehir üzerinde regülatörleryapılması planlamaktadır. Böylece gelecekte ticari ve kentsel yapılaşmanın önünü açacak planlama kararlarının alındığı görülmektedir.
Bünyesinde birçoğu endemik olmak üzere 184 farklı kuş ve 20’nin üzerinde sürüngen ve kemirgen hayvanı barındırandicle vadisinin merkezi iktidar tarafındanalınan kararlar ve planlarla yok edilmesi doğaya ve insanlığa karşı işlenmiş bir suç niteliğindedir. Alan yönetim planı,mekansal kararları bir havza bölgesi olarak bütüncül bir yaklaşımla planlanması gerekliyken acele alınan masa başı kararlardır. Bakanlığın Dicle Vadisi Planlama çalışmaları ile alanın doğal ekolojik yapısının yok olması, kentsel bir alana dönüştürülmesinin önü açılarak, rant odaklı projeler kapsamında değişimini zamanla sağlayacaktır. Ayrıca yoğun güvenlik koşulları altında doğal-ekolojik- kültürel bir alan, ohal sürecinde alınan acele kararlarla yok edilmeye çalışılmaktadır.
Yıllardır hazırlanan plan ve projelerle dicle nehri üzerinde suyun toplatılarak gölet haline getirecek regülatörlerin yapılması düşüncesi, nehir üzerinde yapılması planlanan, bu projede de yer almaktadır. Dicle nehri üzerinde regülatör yada hes projelerinin yapılması ile ‘Dicle nehrinin kumul alanlarını etkileyeceği, nehir içerisinde oluşmuş olan küçük adacık ve sazlık, bataklık alanları su altında bırakacağı, Dicle nehri ile bütünleşmiş yaban hayatını olumsuz yönde etkileyeceği ve alanda varlıklarını sürdüren yerel ve göçmen kuş türlerinin üreme alanlarını tahrip edeceği, kaplumbağaların (bölge görülen endemik tür refitus kaplumbağası) üreme alanı olan kumulları yok edeceği, regülatörler nedeniyle balık ve kaplumbağa geçişlerinin olanaksızlaşacağı, türlerinin yok olma tehdidi altında olan kaplumbağalar, balık türleri ve sucul türlerin üreme alanlarını daraltmak, ve popülasyonlarını izole etmek bu türlerin nesillerinin tükenmesine yol açacağı’ uzaman kişi ve kurumlarca dile getirilmiştir.
Diğer taraftan hazırlanan plan ve proje kapsamında sekiz bin yıllık doğalekolojik yapısını günümüze taşımış, Amed kentini beş bin yıldır besleyen tarımsal bir alan yok olacaktır.Hewsel bahçeleri ve dicle vadisinde kentin mülksüz ve yoksul kesiminin tarım yaparak geçimini sağladığı yüzlerce ailenin; barınma ve geçimlik yaşamlarını sürdürdüğü bir alandır. Hazırlanan bu projelerle vadinin tarımsal potansiyelinden yararlanan yoksul ve mülksüz kesim görmezden gelinmektedir. Diyarbakır’da yaşayan herkesin kullanımında olması gereken bu ortak yaşam alanı sadece yüksek gelir sahibi kesiminin kullanımına açılacağı ortadadır.
Dicle Vadisinde tekrar gündemleştirilen bu plan-projeler kapsamında alan zamanla rant projelerine teslim edilecektir. Diyarbakır’ın ciğeri ve hayat suyu Dicle Vadisi Ve Dicle Nehri böylesi acele kararla değil, daha hasas ve koruma-aktarma dengesine dikkat edecek projeler ile ele alınmalıdır. Çevre ve şehircilik bakanlığının gündemindeki plan-projelerin bu kapsamda derhal iptal edilmelidir. Dicle vadisi tarihi-ekolojik değerine uygun, Diyarbakır halkının ve kentteki STK’ların katılımı ve müzakereleri ile katılımcı bir ortamda hazırlanan projelerle düzenlenmelidir.
Bakanlık alanda ekolojik tahribata sebep olacak bu Projesini durdurmadığı taktirde her türlü demokratik yol ve yöntemlerle mücadelemizi yükselteceğiz.
Tüm ekolojistleri, çevrecileri, duyarlı çevreleri hevsel bahçelerine sahip çıkmaya ve mücadele ağını örmeye davet ediyoruz.
Hewseli Koruma Platformu”