ABD Başkanı Trump Başkanlık koltuğuna oturuşunun 100. gününde gerçekleşen Halkların İklim Yürüyüşü ile protesto edildi.
Trump, küresel ısınma hakkında Fox News’a verdiği bir röportajda “kimse gerçekten olup olmadığını bilmiyor” demişti. En başından beri küresel ısınmanın gerçek olmadığını söyleyen Trump’ın asıl amacı karbon salımını sınırlandıran Paris Anlaşması gibi uluslararası anlaşmaların sınırlılıklarından kurtulmak. Trump, bu anlaşmaların, en büyük rakibi Çin’e rekabet avantajı sağladığını iddia ederek hem bu sınırlandırmalardan ABD’yi kurtaracağını hem de serbest ticaret anlaşmalarını tekrar gözden geçirerek sanayinin ülkeye geri dönmesini sağlayacağını iddia ediyor. Trump’ın Başkan olduktan sonra ilk yaptığı işlerden biri Beyaz Saray’ın web sitesindeki iklim değişikliği bölümünü kaldırmak olmuştu. Daha sonra Çevre Koruma Ajansı bütçesini kısıtladığını ilan etti.
Ancak Trump’ın Başkanlık koltuğunu oturduğu günden beri ABD’de sokaklar boş kalmadı. Trump Başkan olur olmaz onbinler sokaklarda “benim başkanım değil” eylemleri yapmıştı, Kuzey Dakota Erişim ve Keystone XL boru hattı projelerinin devam etmesine onay verdiği gün binlerce insan sokaklara çıkmıştı, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde yüzbinlerce kadın Trump’ı protesto etmişti, çeşitli Ortadoğu ülkelerinden ülkeye girişi durdurduğunda ise binlerce insan hava alanlarına giderek “göçmenler hoş geldiniz” eylemleri yapmıştı. Başkanlık koltuğunun 100. günü için ise Halkların İklim Hareketi dev bir yürüyüş çağrısı yapmıştı.
29 Nisan Cumartesi günü başkent Washington’da, Beyaz Saray’ın da etrafını dolaşan bir güzergâhta 200.000 kişi sokakları doldurdu. ABD’de iklim hareketi önceki yıllarda da yüzbinleri sokağa dökmeyi başarmış ve Obama yönetiminin küresel ısınma konusunda küçük de olsa bazı adımları atmasını sağlamıştı. Hareketin baskısı sayesinde Obama Paris Anlaşması’nı imzalamıştı.
İklim hareketinin bu yılki ana sloganı “İklim, İş ve Adalet İçin Yürü” oldu. Küresel ısınmanın bir adalet ve sınıf meselesi olduğuna vurgu yapan slogan etrafında organize edilen yürüyüşte bu nedenle en ön kortejler yerli halklara ve göçmenlere verildi. Ardından da sendikalar ve çevreci örgütler yürüdü. Yürüyüş, merkezi olarak Washington’da yapılmış olsa da gelemeyenler 300 kadar şehir ve bölgede de yürüyüşler gerçekleştirdiler.
Hareketin websitesi iklim ve adalet mücadelesinin iç içe geçtiğini en iyi şu cümle ile ortaya koydu: “Yönetime karşı halkın gücünün ne kadar etkili olduğu defalarca gördük: Trumpcare? (Trump’ın Obama döneminde sağlık alanında yapılan reformlara karşı uygulamaları anlamına geliyor) Geri çekildi. Müslüman yasağı? Durduruldu.” Göstericilerin taşıdıkları dövizler arasında “İklimi kurtar, Başkanı değiştir”, “Yerli topraklarına saygı gösterin” gibi sloganlar yazılıydı. Eylemcilerin ana pankartları ise yükselen direnişe atıfta bulunan ve oldukça kararlı bir şekilde mücadeleye çağrı yapan sloganlardan oluşuyordu: “Okyanuslar yükseliyor, bizler de öyle”, “Direnen biz, inşa eden biz, yükselen biziz”.
Trump ise o gün Pensilvanya’da destekçileri ile büyük bir gösteri ve kongre düzenledi. Yaklaşık bir saat kadar süren bir konuşma yapan Trump, iklim için yürüyüş yapanları küçümseyen ifadeler kullanmaya devam etti: “Washington’un bataklığından 100 mil uzakta olmaktan, akşamımı hepinizle ve çok daha büyük bir kalabalık ve çok daha iyi insanlarla geçirmekten daha heyecanlı olamazdım, öyle değil mi?”
Trump konuşmasında Çin ve Rusya’ya ile rekabete ve medyanın yalancılığına yer veren bildik söylemlerini tekrarlamış olsa da 100 gündür arka arkaya yaşanan sokak eylemleri ve iklim yürüyüşündeki kararlı mücadele çağrıları Trump’ın işinin hiç de kolay olmayacağını gösteriyor.