Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri suyun üniversite yönetimi tarafından bir insan hakkı olarak tanınması ve okulda ambalajlı su satışlarının durdurulması için kampanya başlattı. Okulda halihazırda 7 noktada ücretsiz içilebilir su sebili olduğunu söyleyen öğrenciler bu uygulamanın yaygınlaştırılmasını talep ediyorlar.
Geçtiğimiz haftalarda okulda iki ayrı toplantı gerçekleştiren öğrenciler nasıl bir kampanya yapacaklarını tartışmışlardı. Esas amaçlarının suyun bir insan hakkı olarak tanınması olduğunu ve uluslararası bir ağ olan Mavi Topluluklar’a Boğaziçi Üniversitesi’nin de katılması gerektiğini ilan eden öğrenciler bir el ilanı hazırlayarak öğrencilere dağıtmaya başladılar. Ayrıca Mavi Topluluk Boğaziçi isimli bir de facebook sayfası açarak tüm gelişmeleri takipçileri ile paylaşıyorlar.
Kampanyayı başlatanlardan biri olan Arca Yılmaz kampanya hakkında şunları söyledi: “Kampanyamızın amacı okulumuzda içilebilir kalitede ve lezzette suya okulun bütün bileşenleri için ücretsiz erişimi sağlamak. Somut olarak ise okulda zaten var olan fakat yetersiz kalan içilebilir ücretsiz su noktalarının sayısının arttırılmasını talep ediyoruz. Böylece kampüslerde şişelenmiş suya olan talep de azalacaktır. Sağlıklı suya erişim herkesin hakkıdır ve okulumuz bize bunu sağlayabilir. Kampanyamızın sonucunda da okulumuzun Mavi Topluluklar ağına üye olmasını talep ediyoruz. Biz bu doğrultuda sosyal medyada tanıtımlarımızı yaptık ve kampüsümüzde masa açarak imza toplamaya başladık. Sınav dönemi yaklaşmasına rağmen çok yoğun bir ilgiyle de karşılaştık. Aralık ayı içinde toplanan imzaları rektörlüğe ileterek talebimizi somut olarak okul yönetimine sunacağız.”
Öğrencilerin dün ilk kez açtıkları stanta ilgi büyük oldu. Kuzey Kampüs’ündeki stantta sadece iki gün içerisinde 450 el ilanı dağıtıldı, 300’e yakın da imza toplandı. Üniversitedeki Eğitim-Sen üyeleri de imza toplayarak kampanyaya destek verdiler. Öğrenciler bu hafta ve önümüzdeki hafta boyunca taleplerini dile getiren el ilanları dağıtarak okul yönetimine iletilmek üzere imza toplamaya devam edecekler. Öğrencilerin taleplerini dile getirdikleri imza metni şöyle:
“Kampüslerde ambalajlı suya HAYIR! Sebiller yaygınlaştırılsın!
Su en temel insan hakkıdır! Ambalajlı suların ekolojik ve ekonomik maliyeti musluk suyuna göre çok daha fazla. Ambalajlı suların musluk suyunun yerini alması hem daha fazla suyun tükenmesine ve kirlenmesine yol açıyor hem de sosyal adaletsizliği arttırıyor. Su varlıklarını korumak için ve suyun temel bir insan hakkı olduğunun göstergesi olduğu için musluklarımızdan kaliteli içilebilir nitelikte su akmasını talep ediyoruz.
Kampüslerimizde de suyun bir insan hakkı olarak üniversite yönetimi tarafından tanınmasını ve gereken altyapı çalışmaları yapılarak kampüs içinde içme suyu ihtiyacımızı musluklardan karşılanmasını istiyoruz. Bunun için öncelikli olarak hâlihazırda sadece yedi noktada bulunan sebillerin yaygınlaştırılmasını talep ediyoruz.
Üniversitemizin, şehirlerin ve üniversitelerin dâhil olabildiği küresel bir ağ olan Mavi Topluluklar’a üye olmayı gündemine almasını istiyoruz.”
Mavi Topluluklar nedir?
Mavi Topluluklar Projesi (Blue Communities); Mavi Gezegen Projesi (Blue Planet Project), Kanada Kamu Çalışanları Sendikası (the Canadian Union of Public Employees – CUPE) ve Kanadalılar Konseyi (Council of Canadians) isimli yurttaşlar inisiyatifi tarafından 2010 yılında başlatıldı. Daha öncesinden beri Su Hakkı üzerine kampanyalar yapan ve birçok yayın çıkaran Council of Canadians’ın girişimi ile 2008 krizi sonrası birçok ülkede uygulanan kemer sıkma politikaları içerisinde su hizmetlerinin özelleştirilmesi girişimine karşı ortaya çıkan bir kampanyadır. Mavi Topluluklar başlangıçta Kanada içerisinde yayılan bir kampanya iken zamanla uluslararası bir nitelik kazanmıştır.
Proje, yaklaşık yirmi yıldır süren su varlıklarını izleme ve su hakkı kampanyalarına dayanıyor. Su varlıklarını sadece temiz tutmayı değil, onu korumayı ve bir müşterek olarak gördüğü suyun özelleştirilmesine karşı çıkıyor. Bütün canlılar için müşterek olan su aynı zamanda bir insan hakkıdır. Temiz ve içilebilir nitelikte su kâr amacı gütmeksizin kamusal bir hizmet olarak verilmelidir. Bu amaçla somut işbirlikleri geliştirmek için yola çıkan Mavi Topluluklar Projesi başta belediyeler olmak üzere bütün kurumları Mavi Toplulukların bir parçası olmaya çağırıyor.
Bugüne kadar Mavi Topluluklara Kanada’dan 20 şehrin yanı sıra İsviçre’den St. Gallen ve Bern; Fransa’dan Paris; ABD’den Northampton ve son olarak Yunanistan’dan Selanik belediyeleri katıldılar. Yakın zamanda Berlin Belediyesi de çerçeveyi meclisten geçirip üye olacak. Mavi Topluluklar başlangıçta belediyeleri içeren bir kampanya iken zamanla bu ilkeleri kabul eden çeşitli kurumları da bünyesine katmaya başlamıştır. Bu kurumların en başında üniversiteler gelmektedir. İsviçre’den St. Gallen ve Bern Üniversiteleri ve Dünya Kiliseler Konseyi gibi çeşitli dini oluşumlar da Mavi Topluluk sertifikası alarak binalarında su satışına izin vermeyeceklerini ilan etmiş oldular.
Bir Mavi Üniversite Örneği: Bern Üniversitesi
2013 yılında İsviçre’nin Bern Üniversitesi Mavi Topluluklara dâhil oldu. Kampüs içerisinde yapılan çeşmeler sayesinde öğrenciler kolayca yanlarında getirdikleri mataralara su doldurarak ücretsiz bir şekilde içebiliyorlar. Bern Üniversitesi musluklardan su içilmesini teşvik eden, ambalajlı su satışını yasaklayan kararlarının yanı sıra su yönetimi üzerine araştırmaları teşvik edeceğini de ilan etti. Bir insan hakkı olan suyun korunması ve kamusal bir hizmet olarak sağlanması yönünde altyapı geliştirme çalışmalarına destek vererek kamu-kamu işbirliğini güçlendireceğini belirtti. Boğaziçi Üniversitesi de benzer kararları neden almasın!