Türkiye’de barajların yarattığı yıkım birçok farklı görünüme sahip. Son olarak Bingöl’de yapılan Hidroelektrik Santralleri (HES) nedeniyle bir köy tamamen sular altında kaldı. Köyün eski sakinleri hatıra, tarih ve kültürlerinin milyonlarca küp suların altında kaldığını ifade ettiler.
Solhan’a bağlı Kale köyü 500 yıllık tarihinde birçok medeniyete ev sahipliği yaptı. Köyün Murat Nehri ile iç içe olan camisi ve tarihi kalıntıları artık sular altında.
Güneydoğu Güncel gazetesine, il merkezinden 100 kilometre uzaklıkta bulunan Solhan ilçesine bağlı tarihi Kale köyünün yapılan baraj nedeniyle burukluk yaşadıklarını anlatan köy sakinleri, yapılan baraj nedeniyle mağdur oldukları gibi 100 yıllardır süre gelen hatıra, tarih ve kültürlerinin milyonlarca küp suların altında kaldığını söylediler.
Baraj suları altında kalan Kale köyü tarihinin çok eskilere dayandığını belirten Yenibaşak köyü sakinlerinden Remzi Göztaşı, “Harun Reşit zamanında Süveydili Ali Bey Mekke’nin Süveydi köyünde Harun Reşit tarafından Sürgün edilerek, Konya ovasına geçmiş ve Konya’dan buraya gelmişler, bir kardeş Elazığ’ın Palo ilçesinde kalmış ve Ali Bey buraya gelip yerleşmiş. Burada Kale’yi, hükümetini kurmuş artık o zamanın hükümeti olarak burayı yönetmiş. Cumhuriyet tarihinden önce Yenibaşak köyüne hükümet gelmiş mutasarrıflık olmuş burada. Yenibaşak da yıllarca orada kalmış oradan da hükümet gitmiş ve daha sonra nahye olarak kalmış.” dedi.
Kale köyünün değerli ve tarihi bir yer olduğunu ifade eden Göztaşı, “Tarihi değeri olan bir cami haliyle şu anda su altında kalmıştır. Köy diye bir şey kalmadı, köylü dağılmış. Mükemmel bir yer bir tarih kaybolduğu zaman en azından insanın zoruna gidiyor, insan duygulanıyor. Yıllarca bu hatıra hafızalarımızdan gitmez.” şeklinde konuştu.
Solhan ilçesine bağlı İnandık köyü sakinlerinden Abdürrahim Kaya ise şöyle konuştu: “Topraklarımız, bahçelerimiz ve ceviz ağaçlarımız barajın altında kaldı, bizde mağdurlardanız. Tabii biz bu mağduriyetten istinaden yetkililere sesleniyoruz; Kale köyüne en azından biraz üstte bir yer verdiler. Aslanbeyli köyüne de bir yer gösterdiler biraz da yol yaptılar ama İnandık mezrasına daha bugüne kadar en ufak bir yer verilmedi, suyun altında kalan vatandaşlar için bir çare düşünülmedi. Bunlara hazineye ait bir yerden mağdur İnandık köylülerine bir yer verilmesini talep etmekteyiz.”
İnandık köylüleri olarak bugüne kadar mağduriyetlerinin göz önünde bulundurulmadığını belirten Kaya da şunları söyledi: “Çevre illerde yapılan kamulaştırmalarda dönümü 80 bine kadar verildiği, Hasankeyf de 80 bine kadar verildiği görülmektedir. Emsal teşkil etmektedir ayrıca bizim arazilerimiz ağaçsız arazilerimize dönümüz 8 ile 10 bin arası fiyat biçilmiş kamulaştırmada, acele bir kamulaştırma nedeniyle mağduriyet söz konusu olmuştur. Bu yapılan kamulaştırma genellikle vatandaşı mağdur etmiştir, hakkını vermemiştir. Benim tarlama bir milyon verselerdi de ben tarlamı vermezdim. 10 dönümlük bir yerdi. Etrafı ağaç, yeşil alanı, su kanalı olan bir tarlaydı. Benim tarlama verdikleri para 200 bin TL, onun için bizim mağduriyetimiz kamulaştırmada had safhaya ulaşmıştır. Bundan dolayı ikinci bir mahkeme hakkımızın olması söz konusu değildir. Çünkü kendileri baraj tarafından itirazlar yazılmadı. Biz de bu itirazlara binaen davalarımızı açamadık. Hasankeyf için 3 defa mahkeme açılırken, kamulaştırma ile ilgili haklarını alanlar var ve biz bir defa dahi mahkeme açamadık. Baraj yetkilileri bilsinler ki dünyanın Türkiye’nin en ucuz barajı burada inşa edilmiştir. Burada herhangi bir değirmen herhangi bir fabrika olmaması nedeniyle en ucuz maliyet söz konusu olmuştur ve bu ucuz maliyete istinaden yine biz vatandaşları bu kadar mağdur etmişlerdir.”
Tarihi köylerinin baraj suları altında kaldığını ifade eden Kale köyü sakinlerinden Vahit Eser de köylerinin sular altında kalması nedeniyle bir burukluk yaşadıklarını söyledi.
Türkiye’de özel sektörün yaptığı barajlar arasında en büyük barajın Kale köyünde inşa edildiğini söyleyen Eser, “Mart ayı itibariyle kapaklar kapandı, su tutulmaya başlandı şu an yaptığınız çekimlerde görüyorsunuz büyük bir gölet oluşmuş. Yakın tarihte üretime geçilmiş olunacak. Üretim itibariyle de Türkiye’nin HES arasında 7’nci büyük HES barajı olacaktır. Yıllık bir milyar 504 milyon kilovat saat elektrik üretimi bu barajda olacaktır. Tabi bu yönüyle ülkemiz ekonomisine milli bütçe ciddi manada katkısı olan bir HES olacaktır.” dedi.
Eser, şunları söyledi: “Bu baraj tarihimizi, coğrafyamızı, köyümüzü yok etti. Burada yaşadığımız gençlik yıllarımızda ki hatırımızı yok etti, köylülerimizi parçaladı. Yani şehirlere bu vesileyle yerleşen köylülerimiz, Solhan, Bingöl ve bazı batı illerine göç etmek zorunda kaldı. Bu yönüyle de bir burukluk hissediyoruz. Neticede burada toplanan milyonlarca metreküp suyun altında birçok hatıra kaldı. Bu hatıralarım belki en önemlisi tarihi Kale Köyü Camisi’ydi. Tarihi camimiz olduğu gibi suyun altında kaldı. Tarihi mezarlıklarımız, türbeler vardı onlar suyun altında kaldı. Gerçi duyarlılık gösteren köylülerimizin bir kısmı mezarlıklarını naklettiler. Ondan sonra evlerini yıkıp bir miktar kalan eşyalarını götüren insanlar oldu. Ama büyük çoğunlukla da işte her şeyimiz bu milyarlarca küp suyun altında gömülü vaziyette kaldı. Hatta tarihi kalemiz vardı büyüklerimiz, atalarımız, bu bölgenin Doğu Anadolu’nun belki zamanında en büyük beyliklerinden bir tanesinin ana merkezi bizim tarihi Kale köyündeki Kale ve Beylik olduğunu bizlere hep anlata geldiler. Bu tarihimize bir sahip çıkamadık, Arkeologlar gelip işte tarihi kazıları yaparak varsa gömü halde bulunan işte tarihi seramikler olsun, tarihi kalıntılar olsun, tarihi yazıklar olsun veya da tarihi değerdeki eşyaları olsun mücevherat olsun onları bir türlü bir gün yüzüne çıkarıp başka yere nakil etme imkânını bulamadık.”