Suyun bittiği yerdeyiz

Türkiye’nin su varlıkları, özellikle de tatlı su kaynakları tek tek yok oluyor. Türkiye, halihazırda ‘su azlığı’ ya da ‘su sıkıntısı’ içinde olan ülkelerden. 2040’a doğru ise nüfus artışıyla ‘su fakiri’ ülke konumuna gerilemesi öngörülüyor. TEMA’nın Türkiye Su Varlıklarına Yönelik Tehditler Haritası ağustosta güncellendi. Buna göre kirlenerek, kuruyarak yok olma tehdidi altındaki su varlığı (akarsu, nehir, göl) sayısı iki yılda 59’dan 109’a yükseldi.
DEVLET Su İşleri (DSİ) verilerine göre 112 milyar metreküp olan su potansiyeli ve 2017 yılı nüfus sayımı esas alınarak yapılan hesaplamaya göre, Türkiye’de kişi başına yılda 1.333 metreküp kullanılabilir su düşüyor. Bu miktar, uluslararası kriterlere göre Türkiye’yi ‘su azlığı’ ya da ‘su sıkıntısı’ içindeki ülkeler arasına sokuyor. Kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 8 bin – 10 bin metreküpü aşan ülkeler ‘su zengini’, 2 bin metreküpten az olan ülkeler ‘su azlığı’ çeken ve 1000 metreküpten az olan ülkeler ise ‘su fakiri’ ülke olarak nitelendiriliyor. Türkiye nüfusunun 2040 yılında, 100 milyonu aşacağı tahmin ediliyor ve bu artış, Türkiye’nin 2040’a doğru ‘su fakiri’ ülke konumuna gerilemesi anlamına geliyor.

YAPILAŞMA, İKLİM, İNSAN

TEMA’nın Türkiye Su Varlıklarına Yönelik Tehditler Haritası’na göre, Türkiye’de su ile ilgili temel sorunlar özetle şöyle: “Artan kent nüfusları, değişen yaşam biçimleri / tüketim tercihleri ve hızla artan su talebi; neredeyse tüm sektörlerde suyun verimsiz kullanımı; kentsel, endüstriyel ve tarımsal kaynaklı kirlilik; yeraltı sularının aşırı ve kontrolsüz kullanımı; ekosistem bütünlüğünü gözetmeden yapılan su yapıları; plansız kentleşme (akarsu havzalarında yapılaşma); havzaların su kısıtlarını dikkate almadan ayak izi yüksek sektörlerde yapılan ve sürdürülebilir olmayan büyük ölçekli yatırımlar (termik santrallar ve madencilik projeleri); habitat yıkımı ve bütün bu sorunları daha da kronikleştirme potansiyeli olan iklim değişikliğine bağlı etkiler…”

Haritada, tatlı su kaynaklarımızı tehdit eden ana faktör olarak endüstriyel faaliyetler yer alıyor. Bunu barajlar/HES’ler, yanlış tarım uygulamaları, havzalar arası su transferi, planlı/plansız yapılaşma, çöp doldurma alanları/tehlikeli atık işleme, maden işleme ve cevher atağı, ormansızlaştırma, kontrolsüz çöp döküm alanları, kömür çıkarma ve işleme, kömürlü termik santral, ulaştırma altyapı şebekeleri, jeotermal enerji tesisi, kimya sanayisi, kentsel dönüşüm projeleri izliyor.

YAĞIŞ MİKTARI DÜŞTÜ SU HAVZALARI BESLENEMİYOR

TEMA Çevre Politikaları Koordinatörü Buket Bahar Divrak, “Türkiye iklim değişikliğine bağlı riskler ve etkiler konusunda hassas ve kırılgan bir coğrafyada” diyerek, yağış miktarındaki azalmaya dikkat çekiyor. Divrak, şunları söylüyor: “Türkiye, iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek bölgelerden olan Akdeniz Havzası içinde yer alıyor. Havzada, orta ve uzun vadede kış aylarında ortalama 2.5- 3.5 santigrat, yazın 4 – 5 santigrat derece sıcaklık artışı, yıllık ortalama yağışlarda yüzde 10-40 arasında azalma bekleniyor. Bu etkiler özellikle su varlıkları üzerinde kendini daha fazla gösteriyor. Halihazırda birçok bölgede kuraklık, aşırı hava olayları, taşkınlar, seller gibi afetlerin sıklığı ve şiddetinde artışlar yaşanıyor. Sıcaklık artışları ve yağış azalışları nedeniyle yüzey ve yüzey altı su potansiyellerinin azalacak, nüfus ve yaşam standartlarının artmasıyla birlikte artan su ihtiyacı Türkiye’de su güvenliği probleminin ortaya çıkmasına sebep olacaktır.”

296 ARITMA TESİSİ

WWF-Türkiye’nin (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Genel Müdürü Aslı Pasinli ise şu tespitlerde bulunuyor: “Artan nüfusu, gelişen ekonomisi ve büyüyen kentleriyle Türkiye, ‘su fakiri’ olma yolunda ilerliyor. Türkiye’deki su kaynakları üzerindeki baskılar arasında ön sırada sürdürülebilir olmayan su altyapı projeleri (hidroelektrik santrallar, barajlar, havzalar arası su transferi) geliyor. Planlama çalışmalarının, havza ölçeğinde yapılmayışı, hidrolojik sistemleri doğrudan etkiliyor. Bazı dere ve sulak alanların yok olmasına sebep oluyor. Kirlilik diğer önemli sorunlardan. Su kaynakları, evsel, endüstriyel ve tarımsal atıklarla her geçen gün daha da kirlenmektedir. Türkiye’deki 3225 belediyeden sadece 296’sının atık su arıtma tesisi bulunuyor.”

GÖNÜLLÜLER BİLDİRİYOR

TEMA Vakfı Proje Koordinatörü Dr. Cem İskender Aydın, şunları söylüyor: “İlk kez 2016’da yayınladığımız, bu ay güncellediğimiz Türkiye Su Varlıklarına Yönelik Tehditler Haritası’nı gönüllülerimiz ve il temsilcilerimizden gelen ve bizim de kontrol ettiğimiz bilgilerle oluşturduk. Herkes bölgesinde tehdit altında gördüğü su kaynaklarını derledi. Tehdit altındaki 59 varlıkla yola çıktık. 2018’de tehdit sayısı 109’u buldu. Bu varlıklarımız sınırsız değil. Hatta çok az suyumuz var. Bu değerli varlıklarımız ya kuruyor ya da kirleniyor. Engellememiz lazım. Bu konuda farkındalık yaratmak, sahiplenmesi ve takibini sağlamak istiyoruz”.

GEDİZ NEHRİ

Endüstriyel faaliyetler, yanlış tarım uygulamaları, çöp doldurma alanları nedeniyle tehlike söz konusu. Ciddi çabalarla kötü gidişattan dönüş mümkün.

BURDUR GÖLÜ

Avrupa’dan Türkiye’ye doğru kuş göç yollarının üzerinde bulunuyor. Barajlar ve HES’ler sebebiyle su döngüsünün tahrip edilmesi gölü tehdit ediyor.

GÖKSU NEHRİ

Göksu Antalya, Konya, Karaman ve Mersin illerinden akıyor ve Akdeniz’e dökülüyor. Tarımsal ilaç ve gübreden kaynaklı yeraltı ve yüzey suyu kirliliği ayrıca krom cevheri zenginleştirme tesisleri atıkları nedeniyle nehirde kirlenme söz konusu.

VAN GÖLÜ

Yaklaşık 450 kilometrelik kıyısı bulunan ve kapalı havza özelliğinde olan Van Gölü’nün etrafında çok sayıda yerleşim yeri bulunuyor. Havza içinde yaşayan yaklaşık bir milyon insanın evsel atıkları doğrudan göle akıtılıyor. Kapalı bir göl olması sebebiyle kirliliği giderek artıyor.

%25

Coğrafi konumu nedeniyle Türkiye dönemsel olarak şiddetli kuraklıklar yaşıyor. Su talebinin en yüksek olduğu aylarda, su potansiyeli önemli miktarda azalabiliyor. Son 30 yılda Türkiye’nin önemli su ve tarım rezervleri olan su havzalarına düşen yağış miktarı yaklaşık yüzde 25 oranında azaldı. Türkiye’nin yılda aldığı ortalama 643 mm yağış, dünya ortalamasının (800 mm) altında.

Yağışların Doğu Akdeniz ve Doğu Karadeniz havzalarında yüzde 30-55 arasında, Marmara, Susurluk, Sakarya, Kuzey Ege havzalarına ise yüzde 20-30 arasında düştüğü gözleniyor.

%54

Raporlara göre, Türkiye’ye düşen yağışın yüzde 54’ü akarsu, göl, deniz ve kara yüzeyleriyle bitkilerin terlemesi sonucu buharlaşıyor.

TÜİK Sektörel Su ve Atık Su İstatistikleri, 2016 Haber Bülteni’ne göre belediyeler, köyler, imalat sanayi iş yerleri, termik santrallar, organize sanayi bölgeleri ve maden işletmeleri tarafından 2016’da 17.3 milyar metreküp su doğrudan su kaynaklarından çekildi. Su kaynaklarından çekilen suyun yüzde 58.2’si denizlerden, yüzde 16.1’i barajlardan, yüzde 13’ü kuyulardan, yüzde 7.9’u kaynaklardan, yüzde 3.9’u akarsulardan, yüzde 0.8’i göl/göletlerden, yüzde 0.1’i ise diğer kaynaklardan sağlandı.

%45

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verileri, 1990-2008 yılları arasında, toplam su tüketiminin yüzde 45 oranında arttığını gösteriyor. Nüfusun yoğun olduğu ve büyük kentlerin yer aldığı batıdaki havzaların su potansiyeli (Marmara, Meriç-Ergene, Susurluk, Büyük Menderes-Gediz gibi) kırsal nüfusun daha yoğun olduğu Doğu ve Güneydoğu’daki havzalardaki su potansiyelinin (Dicle-Fırat, Çoruh vb.) oldukça altında.

%21

2016 yılı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü (SYGM) verilerine göre ülke geneli içme-kullanma suyu olarak tahsis edilen su miktarı 7 milyar metreküp. Bu yıllık toplam 54 milyar metreküp olan su tüketiminin yüzde 13’ünü oluştuyor. Çekilen tatlı suyun yüzde 21’i kullanıcıya ulaşmadan şebeke sisteminde kayboluyor.

%74

Dünyada suyun yüzde 69’u tarımda, yüzde 19’u sanayide, yüzde 12’si evlerde kullanılıyor. Türkiye’de ise yüzde 74’ü tarımda sulamada, yüzde 13’ü içme-kullanmada, yüzde 13’ü sanayide kullanılıyor.

 

AKARSULAR, GÖLLER KURUYOR, KİRLENİYOR

TEMA’nın haritasında mevcut durumda tehdit altında olan su varlıkları ve potansiyel tehlikeler noktalar halinde işaretlenmiş durumda. Haritada noktaların üzerine tıkladığınızda, o akarsu ya da gölün fotoğrafıyla birlikte nasıl bir tehdit altında olduğuna dair bilgiler geliyor. Genel durum şöyle:

TEMA’nın haritasında mevcut durumda tehdit altında olan su varlıkları ve potansiyel tehlikeler noktalar halinde işaretlenmiş durumda. Haritada noktaların üzerine tıkladığınızda, o akarsu ya da gölün fotoğrafıyla birlikte nasıl bir tehdit altında olduğuna dair bilgiler geliyor. Genel durum şöyle:

Su varlığının niteliğine yönelik tehdit: 63

Akarsu kirlenmesi: 38

Göl kirlenmesi: 24

Biyoçeşitlilik azalma: 1

Su varlığının miktarına yönelik tehdit: 39

Göl kuruması: 27

Akarsu kuruması: 8

Yer altı sularının azalması/tükenmesi: 4

Su varlığına erişime engel olacak tehdit: 7

Barajlar/HES’ler: 3

İçme suyuna yönelik tehditler: 4

Genel toplam: 109

 

Mesude ERŞAN – Kaynak: Hürriyet, 1 Eylül 2018