Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Dicle Barajı’nın kapağının kopmasına yönelik yazılı açıklama yaptı. JMO açıklamada “Dicle Nehri yatağında ‘tampon bölge’ oluşturulsun” dedi.
Geçtiğimiz günlerde Dicle Nehri üzerinde bulunan Dicle Barajı’nın radyal kapaklarından birinin kopması sonucu nehir seviyesinin yükselmesiyle Dicle Nehri yatağında bulunan tarım arazileri ve yapılar sular altında kaldı. Duruma ilişkin yazı açıklama yapan Jeoloji Mühendisleri Odası 1970’ten bu güne 44 kez su taşkını meydana geldiğini ve 61 kişinin hayatını kaybettiğine dikkat çekilerek önlem alınması gerektiği belirtildi.
Açıklamada her geçen gün sanayileşme ile birlikte doğanın tahrip edilmesiyle kullanıma açık hale gelen nehir yataklarında taşkınların giderek arttığı belirtilerek, can ve mal kaybına önüne geçilmesi için çalışmaların yapılması gerektiği ifade edildi.
Açıklamada şunlar ifade edildi: “Doğal bir olay olan yağışların afete dönüşmemesi için gerekli önlemler alınarak can ve mal kaybının önüne geçilmesi için ‘Afet Yönetim Sistemi’ bir an önce oluşturulmalıdır. Kent merkezlerinin dışında belde ve köylerde de yerleşim alanlarının seçimi, yol güzergâhlarının saptanması ve arazi kullanım potansiyellerinin belirlenmesine yönelik ‘Mühendislik Jeolojisi’ çalışmaları yapılarak en uygun alanlar belirlenmelidir.
Tüm yapılaşmalar için yer seçimi esnasında mutlaka ‘jeolojik zemin etütleri’ yaptırılması şartı getirilmelidir. Dere yatağı kavramının sadece derenin aktığı yer olmadığının, taşkın alanını da kapsadığı göz önünde bulundurularak ‘tampon bölge’ oluşturulmalı ve yapılaşmaya izin verilmemelidir. Dicle Barajı ile Bismil ilçesi arasındaki kesim ile Dicle Nehri’nin ana kolları olan Batman, Garzan, Botan Çayları için “Nehir” tanımlaması yapılmalı ve bu statüyle rehabilitasyon çalışmalarına başlanmalıdır. Barajların yapımında gösterilen önem, baraj faaliyete geçtikten sonra da devam etmelidir. Dip savak ve dolu savak kapaklarının periyodik kontrol ve bakımları takip edilmelidir.”
Dicle Barajı’nın kapağının kopması nedeniyle Dicle Nehri’nde su seviyesinin yükselmesi üzerine tarım arazileri sular altında kaldı. Ürünleri zarar gören çiftçiler, mağduriyetlerinin giderilmesini istedi.
Hevsel Bahçeleri’nde 25 yıldır çiftçilik yapan Adil Erin, tarlasındaki ürünlerin sular altında kaldığını ve mağdur olduğunu belirterek, zararının giderilmesi gerektiğini söyledi. Erin Evrensel gazetesine yaptığı açıklamada “Yeni ektiğim dere otu, roka, pancar vardı, sular altında. Bir tona yakın kabağım gitti. Eylül ayında ekiyorduk bizi ilkbahara kadar götürüyordu. Başka gelirim yok, memur da değilim. Çift sürme parası, mazot parası, ektiğim ürünü satamazsam zarar edecektim. Bu saatten sonra ürün de gitti. 3 ayda buraya bir şey ekilmez zaten. Tarım Müdürlüğüne başvuracağım. Belki zararım karşılanır. Yoksa zararım karşılanmasa ben ne yaparım. Ekecek tohumu alamam yani” dedi.
Tarlası sular altında kalan ismini vermek istemeyen bir diğer yurttaş ise tepki göstererek, “Yeni sürmüştüm tarlayı, roka, dere otu yeşillik ekmiştim. Hepsi sular altında kaldı. Zararım oldu, zaten gelir kaynağımız bu, başka yok. Kapak onarıldıktan sonra da suyun sürüklediği çöpün de temizlenmesi lazım. Yeni diktiğim kavak ağaçları vardı. Çoğu gitti. Diğer kavak ağaçlarının da kökünü çürütecek, kuruyacaklar. Mağduruz, bunların bir şekilde halledilip, mağduriyetimizin giderilmesi lazım. Baraj kapağı nasıl kopuyor anlamış değilim. İyi ki can kaybı yok. Bu daha bir kapak ya diğerleri de kopsaydı ne yapardık” diye konuştu.