Kaynak: Haberler.com, 26 Haziran 2014
“8 Mayıs 2014 tarihinde yürürlüğe giren İçme Suyu Temin ve Dağıtım Sistemlerindeki Su Kayıplarının Kontrolü Yönetmeliği ile su idareleri ve belediyelerin su kayıp oranlarını belirlenen yıllar içerisinde yüzde 25 düzeyine indirmeleri hedefleniyor”
“Yeni su kaynağı arayışına başlamadan önce, mevcut şebekedeki su kayıplarının azaltılması ile ilgili çalışmalara öncelik verilmesi büyük önem arz ediyor”
Dünya ülkelerinin ortak sorunu olan küresel ısınma her geçen gün etkilerini daha fazla hissettiriyor. Hava durumlarının mevsim normalleri dışında seyretmesi, iklim değişikliğinin ne denli önemli boyutlara ulaştığını gözler önüne seriyor. Özellikle son yıllarda birçok ülkede yaşanan su sıkıntıları, iklim değişikliği konusunda ülkelerin bir takım çözümler üretmesini zorunlu kılıyor. Buna karşın ülkemizde yapılan araştırmalar, içme suyunun yüzde 43 gibi büyük oranının musluklara ulaşmadan kaybolduğunu gösteriyor.
Bir damla suyun servet sayılacağı günlere yaklaşırken, iklim değişikliği ve eksik altyapılar nedeniyle yaşanan su sıkıntılarına dikkati çekmek, su yönetim politikalarını tartışmak, kayıp ve kaçak sular konusunda çözümler üretmek amacıyla 28-29 Ağustos tarihlerinde İstanbul’da Su Kayıp ve Kaçakları Forumu düzenlenecek.
Forum Organizasyon Kurulu Başkanı, Orman Ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürü Prof. Dr. Cumali Kınacı, Dünya Bankası tarafından 2009 yılında yayımlanan bir rapora göre 21. yüzyılın sonlarına doğru Avrupa ve Orta Asya Bölgesinde ekstrem iklim olaylarına en çok maruz kalacak 3. ülkenin Türkiye olacağının altını çizdi.
Bu kapsamda Bakanlık olarak çok ciddi çalışmalar içinde olduklarını belirten Kınacı, ilk ele aldıkları konulardan birinin su kaynaklarının korunmasına yönelik olduğunu kaydetti.
-“Su temin ve dağıtım sistemi düzenlenmeli”-
Gelişmiş ülkelerde yüzde 10-20’lerde olan su kayıp ve kaçaklarının, ülkemizde çok yüksek oranlarda olduğunu belirten Kınacı, şunları söyledi:
“İçme-kullanma suyu şebekelerinde yaşanan kayıp-kaçakların kuraklık üzerinde doğrudan bir etkisi olmamakla birlikte, kuraklığın su kaynaklarımız üzerinde yarattığı baskılar dolayısıyla bir etkileşim söz konusu. Bu kapsamda, 8 Mayıs 2014 tarihinde yürürlüğe giren İçme Suyu Temin ve Dağıtım Sistemlerindeki Su Kayıplarının Kontrolü Yönetmeliğimizin amacı da su kaynaklarının korunması ve verimliliğin arttırılması doğrultusunda, içme-kullanma suyunun etkin kullanılması ve israfının önlenmesi için içme-kullanma suyu temin ve dağıtım sistemlerindeki su kayıplarının kontrolüne ilişkin usûl ve esasları düzenlemek. Nüfus ve gelir düzeyinin yükselmesi ile birlikte artmakta olan içme-kullanma suyu taleplerinin karşılanmasına yönelik çözümlerin bulunmasında, yeni su kaynağı arayışına başlamadan önce, mevcut şebekedeki su kayıplarının azaltılması ile ilgili çalışmalara öncelik verilmesi büyük önem arz ediyor.”
-2 milyar metreküp su kayıp-
Prof. Dr. Cumali Kınacı, TÜİK verilerine göre, ülkemizde 2012 yılında belediyeler tarafından içme ve kullanma suyu şebekesi ile dağıtılmak üzere 4,9 milyar metreküp su çekildiğini, ancak bu suyun 2 milyar metreküpten fazlasının nihai kullanıcıya ulaşmadan kaybolduğuna işaret ederek, “Yüzde 43’e tekabül eden bu kayıp oranı, gelişmiş ülkelerdeki yüzde 10-20’lik kayıp oranları düşünüldüğünde oldukça yüksek seviyededir. TÜİK 2012 yılı verilerine göre içme-kullanma suyu şebekelerindeki en yüksek kayıp oranlarının yüzde 56,7 ile Güneydoğu Anadolu ve yüzde 56,1 ile Doğu Karadeniz Bölgeleri’nde (İBB-1 – Türkiye İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırmasına göre 12 Bölge arasından), en düşük kayıpların ise yüzde 33,3 ile Doğu Marmara ve yüzde 38,7 ile İstanbul Bölgeleri’nde olduğu görülmekte” dedi.
Kınacı, İçme Suyu Temin ve Dağıtım Sistemlerindeki Su Kayıplarının Kontrolü Yönetmeliği ile mevcut su kayıplarının takibine dair envanter oluşturulması için yıllık raporlama yükümlülüğü getirildiğini bildirerek, yıllık raporların idareler tarafından hazırlanarak Genel Müdürlüklerine ulaştırılmasının ardından, önümüzdeki yıl itibariyle envanter çalışmaları yapılacağını ve kayıp-kaçak miktarlarının da hangi unsurlardan kaynaklandığının daha net şekilde belirleneceğini kaydetti.
Ülkemizde bu denli yüksek su kayıplarının kabul edilebilir seviyelere çekilebilmesi için altyapı yatırımları ile kontrol ve izleme sistemlerine ağırlık verilmesi gerektiğine işaret eden Kınacı, şöyle devam etti:
“Bu Yönetmelik ile bu hususlar düzenlenmiş; içme-kullanma suyu temin ve dağıtım sistemlerinin yönetimine dair sürekli debi ve hacim ölçüm cihazları, şebekenin sayısallaştırılarak sürekli izleme ve kontrolünün sağlanması ve bu doğrultuda gerekli teknolojik altyapının oluşturulması, tekniğine uygun onarım ve yenileme çalışmaları ile bunun için gerekli teknik kapasitenin oluşturulması gibi esaslar belirlenmiştir. Bu gibi alt yapı çalışmaları hâlihazırda ve uzun yıllardır özellikle birçok Büyükşehir Belediyemizin Su İdarelerince yürütülmektedir. Bu bölgelerimizdeki kayıp-kaçak oranlarının diğer bölgelerimize kıyasla oldukça düşük seviyelerde seyretmesi, bu illerimizde yapılan söz konusu alt yapı çalışmalarının etkinliğini ortaya koymaktadır. Ülkemizde kişi başına günlük su tüketimi (küçük sanayi tüketimi ile su iletim ve dağıtım sistemindeki su kayıpları dahil) ortalama 170 lt/kişi gün olarak kabul edildiğinde ve bir yılda kaybolan 2 milyar metreküp suyun şebekelerde hiç su kaybı olmayacağı varsayıldığında Türkiye’nin en az 157 günlük içme-kullanma suyu ihtiyacını karşılayabileceği görülmektedir.”
-Su kayıplarında hedef yüzde 25-
Bu kapsamda bakanlık olarak İstanbul’da gerçekleştirilecek olan Su Kayıp ve Kaçakları Forumu’nun özellikle kayıp ve kaçak suların önlenmesi konusunda etkili çözümler sunacağının altını çizen Kınacı, “Söz konusu yönetmelik ile su idareleri ve belediyelerin su kayıp oranlarını belirlenen yıllar içerisinde yüzde 25 düzeyine indirmeleri hedefleniyor. Gerçekleştirilecek altyapı ve izleme faaliyetleriyle birlikte, suda yaşanan kayıp ve kaçakların önlenmesi konusunda etkin çalışmalar üretiliyor. Küresel ısınmaya bağlı iklim değişiklikleri nedeniyle son derece değerli olan suyun temini ve tüketimiyle ilgili çok sayıda konunun irdeleneceği Su Kayıp ve Kaçakları Forumu, birçok sektör açısından bir fırsat niteliğinde olacak. Belediyeler ve su idareleri başta olmak üzere, bu forumla birlikte çok sayıda kurum ve kuruluşun yanı sıra tüm dünya geneline de önemli katkılar sağlanacağına inanıyorum” diye konuştu.