Geçtiğimiz hafta Su Hakkı için yasal düzenleme talep eden binlerce kişi 420 km yol yürüyerek Guatemala başkentine bir yürüyüş gerçekleştirdi. Ülkenin farklı köşelerinden 11 Nisan’da yol çıkan binlerce insan 22 Nisan Dünya Günü’nde Guatemala City’e girerek suyun özelleştirilmesine hayır dediler.
Çoğunluğunu yerli halkların oluşturduğu eylemciler şirketlerin su varlıklarını kendi çıkarları için kullanmasına karşı çıkıyorlar. Küresel ısınma nedeniyle giderek suya ulaşmakta zorluk çektiklerini ve şeker pancarı, muz, palmiye yağı gibi endüstri amaçlı monokültür tarımı için şirketlerin su yollarını değiştirdiklerini söylüyorlar.
Çeşitli yerli kuruluşlarından gelen eylemcilerden biri olan Nala Selvi yaşadıkları topraklarda şirketlerin şeker kamışı tarlalarını giderek arttırdıklarını, suyu topladıklarını ve kendilerinin susuz kaldığını anlattı.
Eylemcilere devlet yetkililerinden de destek geliyor. Çevre Bakanı Sydney Samuels güney sahilleri boyunca 50 nehrin tarım endüstrisi tarafından tahrip edildiğini açıkladı.
Eylemcilere diğer Latin Amerika ülkelerinden de destek geldi. Kolombiya Ulusal Tarım Koordinatorü ve Brezilya Topraksız Köylüler Hareketi aktivistleri de yürüyüşlerde yer aldılar. Mücadelelerinin aynı olduğunu ve aynı sorunlarla karşı karşıya olduklarını söylediler. Bu iki ülke de Guatemala’da olduğu gibi dev barajlar ve tarım şirketleri nedeniyle yerli halkların yaşam alanlarından göç etmeye zorlandıkları ülkeler.
Bolivya’dan mesaj gönderen Oscar Olivera Foronda mektubunda şunları söyledi: “Bugün sevgili Guatemala’nın sokak ve caddelerden geçilerek yapılan yürüyüş, bundan 15 yıl kadar önce Bolivya’da sularını savunmak için sokağa çıkanlarla aynı mücadeleyi veriyor… Su Batı’nın zannettiği gibi bir kaynak değildir, su yaşam için bir gerekliliktir. Su bundan çok daha fazlası. Su bize de hayat veren, yaşayan bir varlıktır, o Toprak Ana’nın damarlarından akarak evrene canlılık verir. Damarlarımızda dolaşan kanla aynı işleve sahiptir. Eğer o azalırsa biz hastalanırız, eğer onu kaybedersek ölürüz.”
Foronda 2000 yılında Bolivya’da Cochabamba Su Savaşları olarak bilinen direnişin öncülerinden. 2001 yılında Goldman Çevre Ödülü kendisine verilmişti. Su hareketi Bolivya tarihinin gördüğü en radikal sol aday Evo Morales’i Başkanlığa taşımıştı. Morales aynı zamanda ülkenin ilk yerli başkanı olmuştu.
Guatemala’daki su hakkı hareketi bunun sadece yerlilerin mücadelesi olmadığını, şehirlerde yaşayan insanlar için de önemli olduğunu söylüyor. Hareketin şehirlerde bulduğu desteğin büyüklüğünü 22 Nisan’da Guatemala City’de gerçekleşen dev gösteri kanıtladı. Hareketin öncüleri su hakkı mücadelesinin kırda yaşayan kitlelerle kentlerde yaşayan alt sınıfları birleştirebileceğini umuyor.
Eylem örgütçülerinden Daniel Pascual “Şu açık ki kentlerde her geçen gün daha fazla ambalajlanmış su alınıyor. Suyu bir yerde şişeleyip sonra kendilerine satan şirketlerden suyu satın alıyorlar. Su bizi birleştiren nokta. Su devletin veya belediyelerin kontrolünde olan temel bir hizmet olmalı.” şeklinde konuştu.
24 Nisan’da gerçekleşen ikinci bir eyleme ise 15.000 kadar eylemci destek vererek bir kez daha su hakkını talep ettiler.
Kaynak: Upside Down World