Almanya’nın Kuzey Ren-Westfalya eyaletine bağlı Ruhr bölgesinde bulunan Essen şehri 2017 Avrupa yeşil başkenti seçildi. Essen’in bu ödülü alması oldukça ilginç bir dönüşüm sürecinin bir sonucu.
Ruhr bölgesi I. ve II. Dünya Savaşları sırasında zengin kömür kaynakları nedeniyle hayati öneme sahip bölgelerden birisiydi. I. Dünya Savaşı sonrasında Fransız ve Belçika orduları tarafından işgal edilmişti. Hitler’in iktidara geldiği dönemde yaptığı ilk askeri hareketlerden birisi Ruhr’u geri almak olmuştu. Bölge zengin kömür kaynakları nedeniyle hem madencilikte gelişmiş hem de enerji bolluğuna bağlı olarak demir-çelik sanayinde gelişmişti. Savaşların yanısıra madencilik ve ağır sanayinin gelişmesi bölgeyi büyük bir ekolojik yıkımın ortasında bırakmıştı.
1980’lerden itibaren bölgedeki sanayinin çözülmesi bölgenin ikinci büyük şehri olan Essen’in ekonomisini de oldukça olumsuz etkiledi. Essen şehri bugün hala Almanya’nın en fazla borcu olan şehri durumunda ancak son yıllarda kentin griliğini yeşile çevirme konusunda attıkları ısrarlı adımlar sonuç vermeye başladı.
Kömür ve ağır sanayi ekoloji üzerinde iki büyük etkide bulunuyor. Bunlardan ilki yüksek karbon ve zehirli gaz salımı. Diğeri ise hem kömürün topraktan temizlenmesi sırasında kirlenen suyun hem de sanayide kullanılan suyun ekolojiyi yok etmesi. Essen şehri sanayinin çözülmesi ile birlikte ilkini sınırlandırma konusunda fazla zorluk yaşamıyor ancak su yönetimi oldukça zor bir konu ve şehir su yönetimi stratejisinin başarıları sayesinde Avrupa yeşil başkenti seçilebildi. Elbette seçimi yapan jürinin tek kriteri su yönetimi değil ancak bu alandaki başarı diğer alanları da olumlu etkiliyor.
Essen’deki su yönetimine dair örneklerin bir kısmı şunlar:
- Şehirde aslında 1920’lerden beri sanayi işçilerinin faydalanması için yapılan birçok yeşil alan var. Şehir yönetimi bu alanları yeniliyor. Mesela ThyssenKrupp isimli ünlü çelik şirketinin ismini verdiği Krupp-Park’ta şirket binasının çatısından ve park çevresinden toplanan yağmur suları ile yapay bir göl yapılmış. Şehirde bunun gibi birçok parkta yağmur suyu göletleri mevcut.
- 1960’larda aşırı kirlilik nedeniyle yüzme yasağı getirilen Ruhr nehrinin temizlenmesinde sona gelinmiş. Mayıs ayından itibaren nehirde yüzme yasağı kalkacak ve şehir daha şimdiden nehrin geçtiği Baldeneysee gölü için AB standartlarında temiz göl sertifikasını almış durumda.
- Şehirde su taşkınlarını engellemek konusunda tedbirler alınmış durumda.
- Yağmur sularının kanalizasyonlara girmesini engelleyerek kullanım amaçlı biriktirme yöntemleri geliştirilmiş durumda. Bu sayede yağmur sularının %15’ini biriktirme kapasitesi inşa ediliyor.
- Yeraltı sularının kullanımı ve temizliği konusunda gelişme sağlanmış durumda.
- Su kirliliğinin önlenmesi sonucu şehirde artık musluk suları içilebilir kalitede.
Kaynak: DW, The Green City