2016 yılında ABD’nin Michigan Eylati’ne bağlı Flint şehrinde zehirlenmelerin artması ve musluklardan çamur renginde su akmaya başlaması ile ortaya çıkan su krizinde hala yeni gelişmeler yaşanıyor. Flint sakinleri bir yıldan beri gereken altyapı çalışmaları yapılmadığı için musluk suları yerine ambalajlı su kullanmaya devam ediyor. O kadar ki aileler bebeklerini yıkamak için küvetleri damacana suları ile dolduruyor.
Geçtiğimiz hafta yayınlanan araştırma raporları, şehirde 2014 Nisan ayından bu yana hamilelik oranlarının %12 azaldığı ve düşük oranlarının %58 arttığını ortaya koymuştu.
Flint kurşun borular nedeniyle hala musluk sularını kullanamamasına rağmen ABD’nin en pahalı suyuna sahip şehirlerden birisi. Bazı hanelere 200 dolar kadar su faturası geliyor.
Flint’teki bu duruma rağmen şehrin sadece iki saat uzağında bulunan 1.503 nüfuslu Evart kasabasında ise onlarca kuyudan su çekilebiliyor. Bu o kadar temiz bir su ki Nestle şirketi bu kuyulardan bir günde Michigan Eyaleti’nde bir hanenin ortalama tükettiği suyun 100.000 katını çekiyor. Üstelik büyük kârlar elde ettiği bu su için yılda sadece 200 dolar ödeme yapıyor. Nestle bu miktarla yetinmiyor ve eyalet yönetimden daha fazla üretim yapmak için- çektiği suyun miktarını yaklaşık %60 artırmak için- izin başvurusu da yaptı. Eyaletin yakında bu izni verip vermeyeceği belli olacak.
Flint’te musluklardan su içilemez ve su buna rağmen çok pahalıyken, hemen Flint’in yanı başında bir kasabada bu kadar kaliteli suyun Nestle’ye neredeyse bedavaya verilmesi tartışma konusu oldu. Flintliler bunun nasıl mümkün olabildiğini soruyorlar.
Nestle 2016 yılında toplamda 92 milyar dolar satış gerçekleştirmişti ve bunun 7,4 milyar doları sadece su satışlarıydı. Ancak şirket çektiği sulara karşılık neredeyse hiç para vermiyor. Örneğin Michigan merkezinde dakikada 150 galon su çekerken yılda sadece 200 dolar ödeme yapıyor. Su satışından ise büyük paralar kazanıyor.
Nestle’nin tüm dünyada 52 ayrı su şirketi var. Şirket çevreye duyarlı olduğunu iddia etsede birçok yerde çevrecilerin direnişi ile karşılaşıyor. Ayrıca neden olduğu plastik kirlenmesi ile ilgili her hangi bir cevabı da yok.
Flint’te sosyal adalet grupları ise Nestle’nin Michigan’da çektiği suyu eyalet gündemine taşıdılar ve su çekme izninin iptal edilmesini istediler. Yine Michigan’a bağlı Detroit’te de su faturalarını ödeyemeyenlerin sularının kesilmesi büyük bir muhalefetle karşılaşmıştı. Detroit’te su kesintilerini protesto eden ve engelleyen hareket ile birlikte Flintli sosyal adalet hareketleri bu Cuma birlikte Evart kasabasına giderek Nestle’yi protesto edecekler. Protestoya Su Hakkı kavramının yaygınlaşmasını sağlayan ve Mavi Topluluklar Kampanyası’nı sürdüren Kanadalılar Konseyi ve Great Lakes bölgesinde yaşayan yerli halklar da katılacak. Evart’ta biraraya gelen aktivistlerin “insan hakları ve su egemenliği” konusunda bir su zirvesi çağrısı yapması da bekleniyor.
Flint’te ne olmuştu
Michigan eyaletinin ekonomik olarak son birkaç yılda gerileyen ve çoğunluğunu siyahların oluşturduğu Flint şehrinin yerel yönetimi su hizmetlerinin neden olduğu masrafları azaltmak için Flint’in su kaynağını değiştirdi. Daha önce Detroit’ten tedarik edilen suyu Flint Nehri’ne çevirdi.
Daha önce, Detroit’ten getirilen sulara fosforik asit tuzu (ortofosfat) atılıyordu. Ortofosfat, kurşun ya da demir boruların suyun içerisine bulaşmasını engelliyordu. Flint Nehri’ne geçişle birlikte, ortofosfat kullanımından vazgeçildi. Oysa Flint’teki su boruları, ucuz ve dayanıklı olduğu için vakti zamanında kurşundan yapılmıştı!
6 ayın sonunda, Flint’teki yerel GM fabrikası Flint Nehri’nden gelen suyu kullanmayı bıraktı. Nedeni, suyun fazla aşındırıcı (corrosive) olmasıydı; su, motor parçalarına zarar veriyordu. Ancak GM kent yöneticilerini rahatlatmak için şunları söylüyordu: “Su belki içmek için güvenli olabilir, ancak motorlar için değil.” GM’ye göre sudaki klorür seviyesi fazlaydı.
CNN’de yer alan bir haberde daha büyük bir skandala da işaret ediliyordu. Uzmanlar, ortofosfat eklenmesinin durdurulmasının sorunların yüzde 90’ının kaynağı olduğunu belirtiyor ve bu kimyasalın günlük ancak 100 dolara mal olacağını kaydediyorlardı.
2015 Eylül ayında yapılan bir çalışma, su kaynağı değiştikten sonra bebek ve çocukların kanındaki kurşun oranının iki katına çıktığını gösteriyordu.
Başka bir çalışma, Flint Nehri’nin suyunun aşındırıcı olduğunu tespit ediyor ve kurşun kirlenmesinin yaşandığını doğruluyordu. Bu çalışmada, Flint’teki evlerin en az dörtte birinde federal sınırın üstünde kurşun olduğu belirtiliyordu.
Daha sonra, su kaynaklı olduğu tahmin edilen Lejyoner hastalığı (klima hastalığı diye de bilinir) vakaları görülmeye başlandı
Toplamda 9 bin çocuğun kirlilikten etkilendiği tahmin ediliyor. Çocuklukta fazla kurşuna maruz kalmak düşük IQ, böbrek yetmezliği gibi hastalıklara neden olabiliyor. Üstelik, kurşuna maruz kalan çocukların çocukları, hatta torunları dahi bunun izini taşıyabiliyor.
Kaynak: The Guardian