Kaynak: Skyturk360, 5 Mart 2013
Doğal SİT alanı ilan edilmesine rağmen hidroelektrik santrallerin (HES) elektrik üretimine başladığı Rize’nin İkizdere Vadisi’nde, dere suyu tünellere alınınca su seviyesi azaldı ve ‘can suyu’ krizi baş gösterdi.
Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nca 22 Ekim 2010 tarihinde doğal SİT alanı ilan edilen İkizdere vadisinde yapımı tamamlanan hidroelektrik santrallerin sayısı her geçen gün daha da artıyor. Son verilere göre 32 HES projesinin yapımının planlandığı 78 kilometrelik vadide, bugüne kadar 4 santral faaliyete geçti. Bu santrallerde elektrik üretimine başlanmasıyla regülatör sahalarında tünele alınan dere suyu, yaklaşık 6 ila 8.5 kilometre sonra yeniden dere yatağına bırakıldı. HES’in tünele alıp bıraktığı suyu bir kaç kilometre sonra faaliyetteki diğer santral tünele aldı, sonra da dereye bıraktı.
Dere suyunun tünele alındığı bölgelerde, yıllık ortalama debisi saniyede 27.6 metreküp olan İkizdere deresine ‘can suyu’ olarak sadece 2.8 metreküp su bırakılması, yöreye can veren dereyi kurumu tehlikesi ile karşı karşıya bıraktı.
“Dereye bırakılan az miktardaki su canlı yaşamını yok edecek”
İkizdere Deresi’nin çevresinde yaşayan yöre sakinleri, dereye bırakılan az miktardaki suyun canlı yaşamı yok edeceğini belirterek tepki gösterirken, İkizdere Belediye Başkanı Hasan Köseoğlu da, 1-2 megavatlık küçük HES projelerinin büyük zarar verdiğini ve dereye bırakılan can suyunun çok yetersiz olduğunu ifade etti. Konuyu önceki hafta Rize’ye gelen Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’na aktardığını ifade eden Köseoğlu, şunları söyledi:
“HES’lerden dereye bırakılan can suyunun yetersiz olduğunu ve daha fazla su bırakılması gerektiğini defalarca söyledik. İnşallah hataların önemli bir bölümünden geri dönülür. Böylece vadide yaşam devam eder. En önemli sorun can suyu meselesidir. Dere yataklarına yeterli miktarda su bırakılmadığını söylüyoruz. Bir dönem dereye saniyede 150 litre can suyu bırakılması planlanmıştı. Ancak bu rakam sonradan artırılarak 2 bin 800 litreye çıkarıldı. Bunun da yeterli olmadığını belirterek dünya genelinde kabul edilen değerde su bırakılması yönünde görüşlerimizi ifade ediyoruz. Bu isteğimizi gerçekleşene kadar dile getirmeyi sürdüreceğiz. Umarım başarırız ve çevremizi bir nebze olsun koruruz.”
“Enerji uğruna ekosistemi ve doğal varlıklarımızı bozmamalıyız”
Mimar Mühendisler Grubu Genel Başkan Yardımcısı ve İkizdere Derneği eski Başkanı Kadem Ekşi de, derelerde can suyu miktarının 10 teneke su ile başladığını hatırlattı, verilen mücadele sonucu 2 bin 800 litreye çıktığını söyledi. Can suyu miktarının sürdürülebilir yaşamın devamı noktasında deredeki debinin en az yüzde 30’una çıkarılması gerektiğini belirten Ekşi, şöyle konuştu:
“Derelerin suyunun boşa aktığını iddia ediyorlar. Su kesinlikle boşa akmıyor, geçtiği ortamı besliyor. Allah’ın bir lütfü olarak insanlara hizmetini sürdürüyor. Havza planlaması ile ekolojik yapı açısından bu suyun korunması çok önemli. Bu noktadaki itirazlarımızı ve kararlılığımızı sürdürüyoruz. Bakan Veysel Eroğlu da sorun ve problemleri kendisi de zaman zaman ifade ediyor. Biz burada ortak aklı inşa etmemiz gerektiğini biliyoruz. Çok küçük bir enerji uğruna ekosistemi ve doğal varlıklarımızı bozmamalıyız.