İstanbul’u botlarla mı taşıyacaksınız?
Bütün bilimsel veriler ve yaşadıklarımız iklim değişikliğinin sellerin sayısını ve şiddetini arttıracağını söylerken, Türkiye’nin sele dair hiç bir önlem almadığı ortada. Gece yarısı şiddetli yağışla birlikte sel tehlikesi ortaya çıktı diyelim. İnsanlar nasıl uyarılacak? Binlerce, on binlerce insanın yaşamı tehlikedeyken onları uyarabilecek bir sistem bile yok.
Su Hakkı’nda Türkiye’nin Su Ayak İzi Raporu’nu değerlendirdik
Su Hakkı'nda bu hafta Akgün İlhan ve Nuran Yüce, Dünya Vahşi Yaşam Fonu (WWF) tarafindan hazırlanan Türkiye’nin Su Ayak İzi Raporu: Su, Üretim ve Uluslararası Ticaret İlişkisi adlı raporu ele alıyor.
“Su Kanunu Tasarısı” Eleştirisi ve Alternatif Su Kanunu Tasarısı
Su Hakkı Kampanyası, bu çalışmayla 2012 yılında gündeme gelen “Su Kanunu Tasarısı” hukuksal metnin eleştirisini, tüm insan ve canlıların suya erişim hakkının ve su varlıklarının korunarak gelecek nesillere aktarılması gerekliliğinden yola çıkarak yapıyor. Mevcut haliyle bu tasarı gezegendeki yaşamın güvencesi olan su varlıklarını, yaşam hakkının temel bileşeni olan su hakkını ve suyun yönetiminin olmazsa olmazı demokratik katılımcılığı tehdit ediyor. Bu tehdidi bertaraf etmek sadece eleştirmekle sınırlı kalamayacağı için, hukuk uzmanları ile birlikte uzun erimli bir çalışmanın sonucunda hazırladığımız Alternatif Su Kanunu tasarısını sizlerle paylaşıyoruz.
Su Hakkı’nda Ergene havzasındaki gelişmeleri değerlendirdik
Akgun İlhan ve Nuran Yüce'nin hazırlayıp sunduğu Su Hakkı'nda bu hafta konuğumuz Ergene Platformu sözcüsü Avukat Bülent Kaçar'dı. Kendisiyle Ergene havzasının kirletilmesine izin veren genelgenin iki sene daha uzatılmasını değerlendirdik.
Su Hakkı’nda İstanbul’daki seli ve iklim değişikliğini ele aldık
Su Hakkı'nda bu hafta Akgün İlhan ve Nuran Yüce, İstanbul'da yaşanan seli, son haftalarda etkili olan yağışları, iklim değişikliğini ve çarpık kentleşmeyi ele aldı. Programı aşağıdaki bağlantıdan dinleyebilirsiniz.
Dün İstanbul’dan iklim değişikliği geçti
İklim değişikliğini ciddiye almaz ve gerekli adımları atmazsanız sadece İstanbul'u, değil pek çok kıyı şehrini 15 dakikalık bir yağmurda bile seller götürecek. Ya da iklim değişikliğinin fıtratında olan “sel, kuraklık, hortum, kasırga, deniz seviyelerinin yükselmesi, orman yangınları, salgın hastalıklar”dan biri yaşanıyor olacak. Ve bütün bunlar tamamen sizin eseriniz.
Son Damla: Las Vegas’ın kısmeti Mead Gölü ile iyiye mi kötüye mi gidecek?
Kesin olan şu: Bunlar yeterli olmayacak. Pacific Enstitüsü’nden Gleick'in dediği gibi, "20. yüzyılda kurduğumuz altyapı bize 21. yüzyılda yetmeyecek. Bir şeyleri farklı yapmalıyız." Bunun da maliyeti yüksek olacak. Kentler büyüdükçe, iklim değiştikçe suyun kıymeti daha da artacak ve suyu idare etmek için daha fazla para harcamamız gerekecek. Eninde sonunda su için ödediğimiz bedelin de artması gerekecek. Çünkü su kalmayınca kaç tane tünel yaptığınızın bir anlamı olmuyor.
Su Hakkı’nda İstanbul Su Forumu’nu değerlendirdik
3. İstanbul Uluslararası Su Forumu 27 Mayıs tarihinde başladı. Su Hakkı'nda bu hafta Akgün İlhan ve Nuran Yüce, forumun ana başlıklarını ve Dünya Su Konseyi ile suyun özelleştirilmesi arasındaki ilişkiyi yorumluyor.
Derinleşen su krizinde değişmeyen su forumları
Su Hakkı Kampanyası şirketlerin ve onların koruyuculuğunu yapan devletlerin düzenlediği 3. İstanbul Uluslararası Su Forumu’nun başladığı günde tüm dünyaya “Tek yol özelleştirme değil, tek yol suyun tüm insanlar, gelecek nesiller ve diğer canlılarla adil paylaşımı ve korunması” diyor.
Mexico City sakinleri su nedeniyle polisle çatışıyor
Mexico City'nin hızlı ve çarpık büyümesi etrafındaki su varlıklarına ve San Batolo Ameyalco kasabasında yaşayan insanlar üzerinde basınç oluşturuyor. Plazalar, alışveriş merkezleri, altapı hizmetleri olmamasına rağmen verilen imar izinleri ile kontrolsüzce büyüyen şehire su yetiştirmek için etraftaki su varlıkları şehre akıtılmak isteniyor.