Su “Yaşam Hakkı”

Kaynak: www.e-karaman.com, 13 Ekim 2010
Osman Nevres Yılmazlar
Köşemizin değerli okurları, daha önce bir çok yazımızda suyun insan yaşamı için öneminden bahsettik.Karaman-Konya yöresinin de su fakiri olması ve önümüzdeki on yıllarda çölleşme ihtimali bile olduğundan söz ederek; başta yer altı sularımız olmak üzere dikkatli ve ekonomik olarak kullanmamız gerektiğini sürekli vurgulamıştık.

Bu yazımızda konuya biraz daha değişik açıdan bakacağız. Eylül ayı içinde KONÇED-Konya Çevre Koruma Eğitim Araştırma Derneği’ne gelen bir kitapcık: su konusunun öyle bizim bildiklerimizden ibaret olmadığını Dünya çapında su üzerine çok tehlikeli oyunlar oynandığını tespit ediyor,çevre duyarlı insan ve örgütler başta olmak üzere herkesin dikkatini çekmeye çalışıyor.

Kitapcığın başlığı “Yaşam Hakkı Olarak SU”. İstanbul-Sosyal Değişim Derneği, “En Önemli Doğal Kaynağın Tahrip Edilmesi,Kirletilmesi ve Çıkar Kaynağına Dönüştürülmesi Üzerine” katılımcı kuruluşlarla birlikte yürüttükleri “SU HAKKI KAMPANYASI” çerçevesinde ve Ercan AYBOĞA’nın sunumuyla bu kitapcığı hazırlamışlar.

Ben çok faydalandım.Su konusunda çok şey biliyor olsak ta perde arkasında oynanan oyunları da görmemiz ve Su Hakkı Kampanyasına destek vermemiz bir insanlık görevimizdir diye düşünüyorum.

SUYA NASIL BAKMALIYIZ ?

Suya bir yaşam hakkı olarak mı bakmalıyız, yoksa ticari bir meta olarak mı bakmalıyız? Bu konu çok önemli, suyun adaletli kullanım ve dağılımı, suya herkes tarafından erişimin sağlanması,sermaye çevreleri ve siyasi iktidarlar tarafından kabul edilmiyor.Ülkemizde yaygın değil ama Dünya’daki bu su yağmalaması bize de hızlıca bulaşır diye korkarım. Zira,bizde de önüne gelen, aklına esen her şeyi satma ,yani özelleştirme modası var.

Suya Yaşam Hakkı olarak bakmalıyız.Madalyonun öbür yüzünü unutmadan.Yaşam hakkı sadece insanın değil tüm canlıların, hayvan haşerat hepsinin suya, yaşam hakkı olarak ihtiyacı var. Hava nasıl canlı yaşamı için zorunlu ve gerekli ise; su da aynı , canlı yaşamı için gereklidir.

İlgi Dünya’daki tüm suyun yaklaşık % 2.5 düzeyindeki (40 Milyon metre küp) tatlı suyadır. Dünya’daki tatlı suyun sadece %0,3’ü yani yaklaşık 213.000 kilometre küpü,insanın doğrudan kullanımına açıktır. Tatlı su kaynaklarının giderek kirlenmesi suyun Dünya çapında kıtlaşmasına neden olmakta, bu durum da sermaye sahiplerinin iştahını kabartmaktadır.

VURGUNCULAR VE DESTEKÇİLERİ

Bu işin vurguncuları, bir barajı, gölü veya nehri özelleştirme ile aldığında kaç gram yağ çıkaracağının hesabını iyi yapan büyük su şirketleri ve sermaye sahipleri tabii ki. Destekçileri ise: Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü(WTO), Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü(OECD)ile suyu ticari mal olarak gören siyasi iktidarlar ve su yönetimi ile görevli yerel yönetimler.

WTO-Dünya Ticaret Örgütü koordinesinde “Hizmet Garanti Genel Anlaşması” ile 1995 te su ticari mal olarak tanımlanmış ve ticari mallar listesine dahil edilmiştir. 1997 den beri WWC-Dünya Su Konseyi her üç yılda bir “Dünya Su Forumu” düzenlemektedir. 2009 yılında İstanbul’da toplanmıştı.

Bu organizasyonlar sürekli sermayeden yana tavır alıp,büyük su şirketlerinin yönlendirmesine ve onların ihtiyaçlarına göre gündem oluşturma çabasında olup; bizlere hiçbir faydaları yoktur. Bu konuyu biraz daha açıp başka boyutlarını sonraki yazılarımızda işlemek üzere, Hoşçakalın.

[email protected]