Kaynak: Zaman, 22 Şubat 2012
Tortum’un Bağbaşı ilçesinde yapılacak HES’leri protesto amacıyla yapılan gösterilerde güvenlik güçlerine hakaret ettiği iddiasıyla hakkında dava açılan Leyla Yalçınkaya hakim karşısına çıktı. Tortum Sulh Ceza Mahkemesi’ndeki davayı CHP milletvekilleri ile yazar Eşber Yağmurdereli de izledi. Hakim duruşmayı 10 Nisan tarihine erteledi.
HES olaylarıyla Türkiye’nin gündemine gelen 17 yaşındaki Leyla Yalçınkaya, görevli memura görevini yaptırmayı engellemek ve hakaret suçlarından 1 yıldan az olmamak üzere 3 aydan 2 yıla kadar ceza istemiyle hakim karşısına çıktı. Tortum İlçe Jandarma Komutanlığı’nda görevli olan er Abdullah Teke’ye 12 Eylül 2011 günü hakaret ettiği iddiasıyla açılan davanın ilk duruşmasını CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü ile Çanakkale Milletvekili Serdar Soydan da takip etti. Yazar Eşber Yağmurdereli, cübbesini giyerek hemşehrilerine destek verdi.
Adliyeye babası Kemal Yalçınkaya ile birlikte gelen Yalçınkaya, mahkemede hakkındaki suçlamaları kabul etmedi. Şikâyetçi jandarma er Abdullah Teke’yi hiç görmediğini ve kimseye hakaret etmediğini söyleyen Yalçınkaya, “Jandarmaya hakaret etmek, benim aile terbiye uymaz. İftira attılar. Öncelikle beraatimi, mahkeme aksi kanaatte olursa lehime olan yasal hükümlerin uygulanmasını talep ediyorum.” dedi.
Yalçınkaya’nın avukatı Ercüment Şenol, jandarmanın halka karşı tahrik edildiğini ifade ederek, müvekkilinin beraatini talep etti.
Mahkeme, müşteki Abdullah Teke için Ankara Sulh Ceza Mahkemesi’ne yazılan talimatın beklenmesi ve tanık jandarma er Hıdır Ökten’in zorla getirilmesine karar verdi. Duruşma, 10 Nisan’a ertelendi.
Duruşma sonrası Tortum Kaymakamlığı önünde kameraların karşısına geçen CHP Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü, bu davanın, 17 yaşındaki bir kız üzerinden, bütün HES’lere karşı duran köylülere, topraklarına sahip çıkan, o beldede yaşayan insanlara yöneltildiğini söyledi. Yargıya güvendiklerini ifade eden Köprülü, “Bu duruşmadan algıladığımız sonuç, yargı neticesinde bu dava ve diğer dosyalar kapsamında hem Leyla kardeşimizin hem de orada köyde yaşayan köylülerimizin beraat edeceğini düşünüyoruz. Bu onların bir demokratik hakkıdır. İnsanlar kendi topraklarını, kendi yaşadıkları bölgeyi korumak adına haklı taleplerini ortaya koymuşlardır. Biz bundan dolayı yargılanmaların doğru gömüyoruz. Bundan sonra da süreci izlemeye devam edeceğiz.” dedi.
TORTUM’DA YAŞANAN, İNSANIN EKONOMİYE FEDA EDİLMESİDİR
İstanbul Barosu avukatlarından yazar Eşber Yağmurdereli de Tortum’da yaşanan olayın sadece bir hukuk meselesi değil, aynı zamanda insan hakları ihlali olduğunu ileri sürdü. Tortum’daki olayın insanın ekonomiye feda edilmesi olduğunu iddia eden Yağmurdereli, “İnsanı merkeze almayan bir siyasi anlayış, insanı kutsal saydığı değerlerden koparan bir siyasi anlayış, demokrasi kültüründen yoksun bir anlayıştır. Dolayısıyla bizlerin bugün bu yargılama üzerinden anladığımız ve kavradığımız şey, algıladığımız şey, insanların kutsallarına saldıran, ekonomik çıkarlar adına saldıran, insanı sahip olduğu değerlerden koparmak isteyen, insanı yaşadığı hayat alanından sürüp çıkarmak isteyen bir siyasi anlayış karşısındaki tavrımızdır. İşin özü budur. Leyla ceza alabilir, almayabilir ama bu olay Tortum’daki bu direniş, Türkiye’nin mücadele tarihinin bir parçası haline gelmiştir. Burada insanlar binlercesi bir arada kendi hayatlarını, onurlarını savunmuşlardır. Bence işin ülkedeki demokratik gelişme açısından en önemli yanı budur.” ifadelerini kullandı.
Duruşma öncesi konuşan Melda Onur, devletin bir çocuğun üzerine çullandığını ifade etti. Onur, “Burada bir suç bile yok. Ortada bir taş atma, bir hakaret, ben öyle bir şey olduğuna inanmıyorum. Varsa bile bu insanlara orantısız güç kullanıldı. Hepimiz görüntüleri seyrettik. Yerlerde sürüklenen kadınlar, kadınların kollarındaki morluklar, yüzlerindeki darp izleri biz Tortum’a geldiğimizde duruyordu. Bunu yapan insanlar sorumlu değil de bunu yapan insanlar yargılanmıyorsa, orada nefsi müdafaa dolayısıyla bir taş bile atılsa, Başbakan’ın dediği gibi velev ki bir taş attı, 9 yıl mıdır bunun karşılığı?” diye konuştu.
Duruşma sonunda Muammer Durmaz isimli bir kişi, vadilerinde yapılan dut pekmezini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a iletmesi için milletvekili Melda Pekcan’a teslim etti.
Geçtiğimiz yıl Ödük Vadisi’ne yapılmak istenen hidroelektrik santral (HES) çalışmalarını protesto eyleminde vatandaş ile güvenlik güçleri arasında arbede yaşanmış, daha sonra köylüler hakkında dava açılmıştı. Olay sırasında 17 yaşında olan Leyla Yalçınkaya hakkında da jandarma erleri Abdullah Teke ile Adil Aldemir’e hakaret, görevi yaptırmamak için direnme, kasten yaralama suçlamalarından Tortum Sulh Ceza ve Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştı. Yalçınkaya hakkında 9 yıla kadar hapis cezası istenen davanın görülmesine nisan ayında başlanacak.