Papart’taki 4 HES’e Danıştaydan kesin men!

Kaynak: 08Hbaer, 20 Şubat 2012
Artvin’de HES’ler konusunda açılan davalar bir bir sonuçlanıyor. Masa başında hazırlanan projelerin doğada, yerinde uygulanma aşamasına geldiğinde ne kadar uyumsuz ve hesapsız yapıldığı anlaşılınca halkın tepkisi gecikmedi.İlk başlarda masum bir şekilde enerji ihtiyacı adı altında bütün derelerin 49 yıllığına şirketlere ‘Su Kullanım Hakkı’ ile devredilmesinin tehlikeleri kısa sürede fark edilince davalar da peş peşe açıldı.

CÜNEYT 1-2-3-4 HES’LERİ KESİN OLARAK İPTAL EDİLDİ!
Açılan davaların büyük çoğunluğu davacıların lehine sonuçlanmış, haklılıkları tescil edilmişti. Bu kapsamda Artvin Şavşat-Meydancık Papart Vadisi’nde yapılması planlanan Cüneyt 1-2-3-4 HES’leri mahkemeye taşınmış ve özel konumu bulunan bu vadiye büyük zarar vereceği gerekçesiyle dava konusu yapılmıştı. Dava sonucunda Rize İdare Mahkemesi “Yürütmeyi Durdurma Kararını vermişti.
Davalı taraf olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ebana Elektrik A.Ş. kararı temyize vermiş, bozulmasını istemişti.
Danıştay 14. Dairede görülen dava sonuçlanarak karara bağlandı. Açılan temyiz davası reddedilerek Rize İdare Mahkemesi’nin kararı yerinde bulunarak onandı.

BAŞKAN ACAR: NİHAİ KARARIN “SEVİNDİRİCİ” OLDUĞUNU SÖYLEDİ
Konu ile ilgili bir açıklama yapan Meydancık Belediye Başkanı Nihat Acar; Papart Vadisi’nin flora ve fauna olarak çok özel bir vadi olduğunu, bu vadinin bozulmaması için başlattıkları mücadelenin amacına ulaştığını söyledi.

Başkan Acar şu açıklamalarda bulundu: “ Papart Vadisi’nde yapımı planlanan Cüneyt 1-2-3-4 HES’leri ile ilgili Rize İdare Mahkemesinde verilen “ÇED İPTAL” kararına karşı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yanı sıra, Ebana Elektrik Üretim A.Ş. müdahil olarak temyiz edilmiş ve Danıştay 14. Dairesince yapılan değerlendirme sonucunda verilen kararda: Duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek dosyanın tekamül ettiği görüldüğünden “Yürütmenin durdurulması” istemi hakkındaki karar verilmeksizin gereğinin düşünüldüğünün, belirtildikten sonra, Rize İdare Mahkemesi’nin karar ve dayanağı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebebin bulunamadığını temyiz isteminin reddi ile anılan kararın, onanmasına 28. 12. 2011 tarihinde oy birliği ile kara verildi” denmektedir.

Verilen hukuk mücadelesi sonunda gelinen bu noktada haklılığımız bir kere daha devletin mührü ile kanıtlanmış ve karar onanmıştır. Davayı kesin olarak kazandık diyebileceğimiz bu duruma taşıyan değerli avukatlarımıza emek ve katkı sağlayan destek veren derneklere teşekkür ediyorum.

BU BÖLGE “TURİZİMDE ÖNCELİKLİ ALAN” İLAN EDİLMİŞTİR.
Papart Vadisi’nde yapımı planlanan Cüneyt 1-2-3-4 HES projelerinin iptal edildiği yerler doğal sit alanları “Turizmde Öncelikli Bölge” olması nedeniyle bu bölgenin ne kadar önemli bir bölge olduğu ortadadır. Papart Havzası doğal güzellikler bakımından eşsiz bir havzadır. Havası, suyu, doğası, iklimi, bitki çeşitliliğiyle büyük bir hazinedir. Her şeyi ile doğal bir alandan söz ediyoruz. Bugün dünyada bakir kalmış çok az bölge vardır. İşte bunlardan birisi de Papart havzasıdır. Biliyorsunuz Papart Vadisi’nde üretilen bal sertifika almış, şeker ve kalıntı oranları sıfır çıktı. Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en kaliteli bal üretim merkezlerinden birisi de bu vadidir. Vadide turizmle ilgili yatırımların yapılması, projelerin geliştirilmesi, arıcılık alanında çalışmaların sürdürülmesi, özellikle organik bal üretiminin teşvik edilmesi havzadan uzun vadede yıllarca doğal döngüsü içinde nice kuşaklar faydalanmaya devam edecek, habitat bozulmayacaktır.” dedi.

Konu hakkında bir açıklamada Meydancık Yöresi Köyleri kalkındırma Dayanışma ve Kültür Derneği (MEY-KÖY-DER) Başkanı Namık Kemal Bahçeci’den geldi. Aynı zamanda Meydancık Belediye Başkan Yardımcılığı görevini de yürüten Bahçeci;

BU BÖLGE TURİZM VE ORGANİK BAL ÜRETİM MERKEZİ OLACAK
“Sayın Başkanımızın söylediklerine ekleme yapmak istiyorum. Çünkü Başkan önemli noktalara zaten temas etti. Aynı şeyleri söylemeyeceğim. Bu bölge turizm kadar bal üretim noktasında da rakipsiz alanlardan bir tanesidir. Burada bal ormanları kurularak arıcılığı daha da ileri bir boyuta taşımanın planlarını yapmalıyız.

ORMAN BÖLGE MÜDÜRÜMÜZE TEŞEKKÜR EDİYORUM
Bu meyanda Orman Bölge Müdürümüz Sayın Ömer Naci Kaya’ya çalışmaları ve güzel fikirlerinden dolayı çok teşekkür ediyorum. Bölge Müdürümüz ormanlardan yöre halkının faydalanması gerektiğin söylüyor. Bu ille de kütük olarak, odun olarak algılanmasın. Odun dışı orman ürünlerine yönelmemiz gerektiğini söylüyor. Evet biz büyük bir zenginliğin içinde çarıklı milyonerler gibi yaşıyoruz. Burada HES yapmak bu hazineyi yok etmekten başka bir şey değildir. Bütün dünyayı kasıp kavuran küresel ısınma Kafkasya bölgesini en son etkileyecek. Hatta bilim adamlarının araştırmalarına göre hiç etkilenmeyecek bir havzadan konuşuyoruz.

DERLERDE KURULAN HES’LER YÖREYE UYGUN DEĞİLDİR!
Derelerde düşünülen planlanan HES’ler bu yöreye uygun olmadığı gibi tamiri imkansız zararlar da veriyor. Biliyorsunuz günümüzde deniz-kum-güneş üçlemi turizmin artık gözbebeği değil. Alternatif turizm revaçta. Buna göre Artvin rakipsiz bir zenginlik barındırmaktadır. Doğa, yayla, kayak, rafting, av, yürüyüş, sağlık turizminde Artvin rakipsiz bir ildir. Yeter ki bu zenginliğimizi değerlendirme becerisini gösterelim.

EMEĞİ GEÇEN HERKESE TEŞEKKÜR EDİYORUM
Danıştay 14. Dairesinin vermiş olduğu nihai karala artık bu havzada bir başka HES’e yer olmadığı artık kesinleşmiş ve altına mühür vurulmuştur. Yöre halkına, Artvin’e hayırlı olsun. Ben de emeği geçen herkese, avukatlarından, yöre halkına MEY-KÖY-DER başkanı olarak teşekkür ediyorum. Darısı diğer güzel bölgelerimizin başına olsun diyorum. Şunu da eklemden geçemeyeceğim. Artvin yerel basın olarak bu konuda bize çok büyük destekler verdiniz. Özellikle 08 Haber gazetesi bizim kolumuz ayağımız, gözümüz, kulağımız oldu. Sizler çok büyük bir görevi başarıyla yürütüyorsunuz. Sağ olun var olun” dedi.

DERE HESLERİ KAMU YARARI TAŞIMIYOR. BUNU MAHKEMELER KARARLARINA YAZMAKTADIR!
Artvin’de yapımı planlanan resmi kayıtlara göre 121, gayri resmi rakamlara göre 176 HES planlanmaktadır. Bu Artvin’in bütün sularının satıldığını, dereler ve vadilerin kamunun malı olmaktan çıkarak özelin insafına bırakıldığı anlamı taşımaktadır. Bu özelleştirmedeki bir diğer tartışma konusu ise kiralamanın süreleri. 49 yıllığına özle devredilen dereler, sular vadiler bir anlaşma daha yapılarak 98 yıla çıkarılabiliyor. Onun içindir ki bu projeler kamu yararı taşımamaktadır. Mahkemeler de hep bu yönde kararlar almaya devam ediyor…