Kaynak: Bianet, Yüce Yöney, 22 Ekim 2012
Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, Su Kanunu Tasarısı’nı değerlendirdi. Tasarıyla su kaynaklarının ticarileştirilmesinin yasal zemininin oluşturulduğunu ve halkın suya erişim hakkını engelleyeceğini savundu.
Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İstanbul Şubesi’nden Mevhibe Gözdelioğlu hazırlanan Su Kanunu Tasarısı’nın suyun nasıl korunacağından ziyade, suyun nasıl satılacağıyla ilgili olduğunu anlattı.
Gözdelioğlu tasarıyla ilgili ÇMO İstanbul Şubesi’nin görüşlerini açıklarken, hazırlanan tasarı ile halkın ortak malı olan su kaynaklarının ticarileştirilmesinin ve suyun metalaştırılmasının yasal zemininin oluşturulduğunu vurguladı ve yasanın bu şekilde çıkması halinde halkın suya erişim hakkının engelleneceğini belirtti.
Gözdelioğlu tasarıyla su kaynaklarının yönetiminin özel şirketlere devrinin önünün açıldığını da ekledi.
“Su kaynaklarının yönetiminin özel şirketlere devrinin önü açılmış, su yönetimi yüksek kurulu tam yetki ile donatılmış, hukuk yolu kapatılmış ve halkın suya erişim hakkı engellenmektedir.”
Suya erişim hakkı
Tasarıda yer alan ifadelerin sonuçlarını açıklayan Gözdelioğlu’nun halkın suya erişiminin kısıtlanmasına dair verdiği örnek çok net:
“Su kaynakları, arazinin bütünleyici parçası değildir. Bir taşınmaza malik ve/veya zilyed olmak, taşınmazın altında, üstünde veya civarındaki su kaynakları üzerinde ayni bir hak tesis etmez. Ancak, su kaynaklarının bulunduğu arazinin malik veya zilyedinin, su kaynakları üzerinde; bu taşınmaz için ihtiyacı kadar sudan öncelikle faydalanma hakkı vardır” şeklindeki ibareyle sadece taşınmazın sahibine ve ihtiyacı kadar su kullanım hakkı tanındığını belirten Gözdelioğlu, bu durumun halkın suya erişimini yasakladığı söyledi.
Ticarileştirmenin altyapısı
Gözdelioğlu tasarıyı su kaynaklarının yönetimi açısından da değerlendirerek ana hatlarıyla sakıncalarına değindi, örnekler verdi:
* Tasarıda yer alan “Mücbir sebepler ve beklenmeyen hallerde su kaynağının korunması için gerekli olan her türlü müdahale gecikmeksizin yetkili idare tarafından yapılır veya yaptırılır” ifadesi özel şirketlere su kaynaklarına gerekçeli müdahale hakkı tanıyor.
* “İhtiyaç olması ve potansiyelin de yeterli olması halinde havzalar arası su aktarımı yapılabilir” ifadesi havzalar arası su taşınımının ve suyun metalaştırılmasının yasal altyapısını hazırlıyor.
* “Su kaynaklarının ve doğal mineralli suların kullanım maksadına, çevre ve insan sağlığına uygun olarak yönetimi açısından deşarjlarda ve alıcı ortamda izleme ve denetim faaliyetleri, bakanlık tarafından yapılır veya yaptırılır” ifadesi de özel şirketlere denetim yetkisi veriyor.
* “Su kütlelerine, deşarj standartlarına uygun olarak arıtılmış atık su deşarj ederek kirlilik yükü ilave edenlerden kirlilik yükü oranında ilgili idarelerce ücret alınır. Kirletme ücretleri ile ilgili usul ve esaslar bakanlıkça çıkarılacak yönetmelik ile düzenlenir’ ifadesiyle su kaynaklarının kirletilmesinin yasak olması yerine kirletme hakkının ücretlendirilmesi esas alınıyor.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı, kısa süre önce jeotermal sular ve denizler hariç, kıyı suları dahil olmak üzere yüzeysel, yeraltı su kaynaklarıyla ilgili bütün hususları ve doğal mineralli suların tahsisine dair denetim hususlarını kapsayan Su Kanunu Tasarısı’nı görüşe açmıştı. (YY)
Tasarının tam metnine ulaşmak için tıklayınız.