Kamuoyu tarafından suyu bedava veren belediye başkanı olarak bilinen Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven hapse girecek. Bergama Ağır Ceza Mahkemesinde görülen “İhaleye fesat karıştırmaktan” iki ayrı davada yargılanan ve hakkında 4’er yıl 2’şer aydan toplam 8 yıl 4 ay hapis cezasını Özgüven, cezayı Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nde temyiz etmişti. Dairenin iki davada da mahkûmiyet kararlarını, “düzelterek” onadığı öğrenildi. Dairenin, TCK’nın 53. maddesindeki “Belli haklardan yoksun bırakma” hükmünün yanlış uygulanması nedeniyle bozulmasına, ancak bunun verilen mahkûmiyet kararını etkilemeyeceğinden cezanın düzeltilerek onanmasına karar verdiği bildirildi.
Osman Özgüven, kendisine ve avukatlarına ceza ile ilgili henüz bir bilgi iletilmediğini belirtirken açılan davaların kamu zararına yönelik olmadığını usul hatalarına yönelik olduğu ve ceza verilmesi durumunda bunun politik bir infaz olacağını dile getirdi.
Su hizmetlerinde merkezi politikaların dışında uygulamaları nedeniyle hakkında dava açılan ve bu davalardan ceza almayan Özgüven “suyu 10 tona kadar ücretsiz vermememiz nedeniyle açılan davanın cezasız sonlanmasından rahatsız olanlar fırsat kollamaktadırlar” dedi.
Osman Özgüven’in kamuoyu tarafından suyu bedava veren belediye başkanı olarak tanınması ise 1984 yılında, Dikili belediye çalışanlarına, kullandıkları suyu yüzde elli indirimli sağlamaya yönelik adımlarla başlıyor. Bugün ise Dikili, belediye sınırları içindeki tüm vatandaşlara 13 tona kadar bir kuruş üzerinden su sağlayan ve Türkiye’de bu uygulamayı politik olarak hayata geçiren tek belediye haline gelmiş durumda. Bu uygulamaları nedeniyle Belediye Başkanı Osman Özgüven ve Belediye Meclis üyeleri “kamuyu zarara uğratma” gerekçesiyle yargılandılar. Oysa uyguladıkları bu yöntem“suyun yaşam kaynağı ve yaşam hakkı olduğu” fikrinin yanı sıra su tasarrufunu teşvik ettiği için de kamu zararı bir yana kamu yararına yol açan sonuçlar doğurdu. Suyun normal ücretlendirildiği dönemlerde dört bin, beş bin nüfuslu Dikili su sıkıntısı çekerken, bugün yaz aylarında iki yüz bin, iki yüz elli bin nüfusa aksatmadan su sağlanabiliyor olması belli bir tona kadar su kullanımında ücret ödenmemesinin yarattığı tasarruftan kaynaklanmaktadır. Günümüzde iklim değişikliği, kuraklık, su krizi gibi evrensel sorunlar çerçevesinde suyu tasarruflu kullanmak gelecek kuşaklar açısından da gözetilmesi gereken bir durumdur. Dikili konumundaki belediyelerin “suyun yaşam hakkı” olduğu fikriyle alternatif, uygulanabilir politikaları hayata geçirmeleri büyük bir önem taşımaktadır. Şehirlerde hızla yaygınlaşan ön ödemeli su sayaçları yaşam hakkı ihlali anlamına gelmektedir. Osman Özgüven, belediye başkanlarına kontörlü sayaçları kullanmamaları çağrısında bulunurken vatandaşlara da kontörlü sayaçları söküp atın demektedir.