Kaynak: Atlas, 28 Kasım 2012
Antalya ve Isparta sınırlarında yaşayan ancak HES ve taş ocaklarının tehdidi altında bulunan kızıl akbabalarla ilgili CHP Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan’ın soru önergesine yanıt veren Tarım Bakanı Mehdi Eker, kızıl akbabaların yaşadığı bölgenin korunduğunu belirterek, “HES ve taş ocaklarından kaynaklandığı düşünülen ölüm kaydı yapılmamıştır” yanıtını verdi.
Antalya’nın Manavgat, Isparta’nın ise Sütçüler ilçeleri sınırlarını kapsayan Yukarı Köprüçay Havzası ile Sütçüler yakınlarındaki Yazılı Kanyon ve çevresinde yaşayan kızıl akbabaların varlıkları son yıllarda tekli rakamlarla ifade edilmeye başlamıştı. Bölgede geliştirilen HES projeleri ve birbiri ardına açılan taş ocaklarının tehdidi altında olduğu belirtilen kızıl akbabaların varlıklarını sürdürebilmeleri için ne gibi önlemler alındığı hakkında TBMM’ne yazılı soru önergesi veren CHP Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan, ekosistem açısından çok önemli bir işlevi olduğu belirtilen göklerin hakiminin akıbetini sordu.
AKBABALAR GİDERSE, SALGIN HASTALIKLAR GELİR
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker tarafından yazılı olarak yanıtlanması istemiyle meclise verdiği soru önergesinde, Sütçüler bölgesinin korumada öncelikli yerler arasında olduğunun altını çizen Sapan, bir süre önce inşa çalışmaları başlayan Kasımlar Barajı ve HES projesinin kızıl akbaba başta olmak üzere bölgede yaşayan diğer canlı türleri için tehdit oluşturduğuna işaret ederek, “Kızıl akbabanın neslinin tükenmesi doğadaki yaşam zincirinin bozulmasına ve bölgede salgın hastalıkların çıkmasına neden olmaz mı?” sorusunu yöneltmişti.
BAKANLIK: ‘HES VE TAŞ OCAKLARINDAN ÖLEN AKBABA YOK’
Sapan’ın önergesine yanıt veren Bakan Eker, konu hakkında Orman ve Su İşleri Bakanlığı 6. Bölge Müdürlüğü’nden aldıkları görüşü aktardı. Antalya ve Isparta sınırlarındaki Köprülü Kanyon Milli Parkı’nda yapılan fauna çalışmalarında alanda kızıl akbabaların bulunduğu ve ürediğinin tespit edildiği belirtilen yanıtta, “alanda uygulanan GEF-2 Biyolojik Çeşitlilik ve Doğal Kaynak Yönetimi Projesi sürecinde, Akdeniz Üniversitesi Biyoloji Bölümü ve Kuş Gözlem Kulübü ile birlikte araştırmalar yapılmıştır. Milli park içinde yer alan ve sıklıkla akbabaların gözlendiği Ballıbucak köyünde konferans, fotoğraf sergisi, kamp, gözlem, şiir, kompozisyon, resim gibi etkinliklerden oluşan Akbaba Festivali düzenlenmiştir. Ayrıca ‘Köprülü Kanyon Milli Parkı Uzun Devreli Gelişme Planı’ revizyon çalışmaları kapsamında, Akdeniz Üniversitesi öğretim görevlileri tarafından milli park içindeki tüm kuşlar ve kızıl akbabalar ile ilgili çalışmalar yapılmıştır. Bahsedilen sahanın korunması Köprülü Kanyon Milli Park Şefliği personeli tarafından yürütülmekte olup, HES ve taş ocaklarından kaynaklandığı düşünülen ölüm kaydı yapılmamıştır” ifadelerine yer verildi.
KIZIL AKBABA FESTİVALİ 2006’DA YAPILDI
Bakan Eker’in yanıtına ilişkin Yukarı Köprüçay Koruma Platformu tarafından yapılan açıklamada ise verilen yanıtın bilimsellikten uzak ve gerçekle bağdaşmadığı ileri sürüldü. Kızıl akbabaların yaklaşık 100 kilometrelik bir alanı habitat olarak kullandığı belirtilen açıklamada, “önergeye verilen yanıtta, altı çizilen tehditler ve uyarılar göz ardı edilerek yalnızca Köprülü Kanyon Milli Parkı’nda yapılan çalışmalara değinilmiştir. Oysa sözü edilen envanter çalışmaları ve kızıl akbaba festivali 2006 yılında gerçekleştirilmiştir. Aradan geçen süre içinde bölgenin doğal yaşamını ve kızıl akbabaların yuva alanlarını tehdit eden çok sayıda taş ocağı açılmış, HES projeleri geliştirilmiştir. Dolayısıyla doğal yaşam üzerindeki insan baskısı kat be kat artmıştır. Ancak Bakanlığın verdiği yanıt bu gerçeklerden uzak ve kamuoyunu yanlış yönlendirici niteliktedir. Anayasal sorumlulukları arasında bölgenin doğasını ve yaşam alanlarını koruma görevi bulunan ilgili bakanlıkları bir an önce kamuoyundaki endişeleri giderecek ciddiyette açıklamalar yapmaya davet ediyoruz” denildi.
Yazı: Yusuf Yavuz