Kaynak: Pirsushaber, 22 Mart 2013
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Başkanı Abdullah Bakır, Türkiye’nin gelecek nesillerine sağlıklı ve yeterli su bırakabilmesi için kaynakların çok iyi korunup, akılcı kullanılması gerektiğini söyledi.
İMO Adana Şube Başkanı Abdullah Bakır, “Dünya Su Günü” nedeniyle yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler kayıtlarına göre, 800 milyon kişinin temiz suya, yaklaşık 2,5 milyar kişinin ise yeterli arıtıma erişimine ulaşamadığını, her gün dünyada suyun erişilmez olması nedeniyle yaklaşık 30 bin kişi yaşamını yitirdiğini söyledi.
Bakır, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“Türkiye’de kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarı 1500 metreküp civarındadır. Bu miktarla, su varlığına göre sınıflandırmada, ülkemiz su azlığı çeken bir ülke konumundadır. Devlet İstatistik Enstitüsü, 2030 yılı için nüfusumuzun 100 milyon olacağını öngörüyor. Bu durumda 2030 yılı için kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarının1000 metreküp civarında olacağı söylenebilir. Yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 1000 metreküpün altında olan ülkeler su fakiri ülke konumunda değerlendirilmektedir. Bu da yaklaşmakta olan tehlikeyi işaret etmektedir. Mevcut büyüme hızı, su tüketim alışkanlıklarının değişmesi gibi faktörlerin etkisi ile su kaynakları üzerine olabilecek baskıları tahmin etmek mümkün. Dolayısıyla Türkiye’nin gelecek nesillerine sağlıklı ve yeterli su bırakabilmesi için kaynakların çok iyi korunup, akılcı kullanılması gerekiyor.”
Yaşamın temel kaynağı olan suya ihtiyacın hiçbir zaman bitmeyecek olması gerçeğinin, sermaye tarafından bir meta olarak görülen suyun değerini arttırdığını ifade eden Bakır, “Daha önce kamu malı olarak görülen su, uluslararası sermayenin ve tekellerin iştahlarını kabartan bir piyasa malı haline getirilmiştir. Sektörler içerisinde petrol piyasasından sonra en büyük paya sahiptir. Yeni bir sektördür ve kapitalizm açısından gelişmeye açıktır. Bu ticarileşmenin sonucu olarak, küresel su siyasetinde suya erişim, insanlık için bir hak olmaktan çıkıp, bir haksızlığa dönüşmektedir.
Bilindiği gibi, Küresel su politikalarının yerelde uygulamaya geçirilmesini kolaylaştıran en etkili söylem, kıtlık, kuraklık ve “küresel ısınmaya bağlı iklim değişimi” üzerine kurgulanan bir su krizi söylemidir. Oysaki su kıtlığını, su kirliliğini yaratan, küresel kapitalist üretim biçiminin kendisidir” diye konuştu.
Bugüne kadar doğru bir su politikası oluşturulmaması ve toplumun bu konuda bilinçlendirilmemesi nedeniyle gelinen bu noktada, su kaynaklarının, yönetimler tarafından ticarileştirilmeye açıldığını söyleyen Bakır, şunları kaydetti:
“Doğal kaynak olarak ülke yararına kullanılması gereken sularımız, özel sektörün rant alanı haline dönüşmüştür. Vazgeçilmez insan hakkı olan su hakkı metalaştırılmamalıdır.
İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şubesi olarak, suyun yaşamsal önemde bir insan hakkı olduğunun bilinciyle, Türkiye’nin su tekelleriyle yaptığı anlaşmaların iptal edilmesini talep ediyor ve vatandaşlara sağlıklı, içilebilir suyun ulaştırılması gerektiğini vurguluyoruz. Aynı zamanda HES projelerine su kaynaklarımızın feda edilmemesi gerektiğini belirterek, su kaynaklarının kamu eliyle korunmasının gerekliliğe inanarak, suyun ticarileştirilmesine karşı mücadeleyi hedefleyen bir programın acilen hayata geçirilmesini, Dünya Su Gününde bir kez daha hatırlatarak, tüm duyarlı kesimleri suyun ticarileşmesine karşı durmaya çağırıyoruz.”