Kaynak: Yeşil Gazete, 25 Mart 2013
Altın madenciliği, termik santraller ve taş ocakları gibi bir çok ekolojik yıkım projesiyle gündemde olan Kazdağları, bu defa da HES tehdidiyle karşı karşıya.
Edremit Körfezi’nde ekoloji mücadelesini sürdüren gruplar, Küçükkuyu ile Altınoluk sınırlarında yer alan Mıhlı Çayı’nda yapılmak istenen 2.35 MW kurulu güçte HES (hidroelektrik santral) projesine karşı ortak bir basın açıklaması yaptı.
Ayvalık Adaları Tabiat Parkı Platformu, Edremit Çevre Sağlığı ve Doğayı Koruma Derneği, GÜMÇED Edremit Körfez Şubesi, Kazdağı ve Madra Dağı Belediyeler Birliği ve Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği’nin Mıhlı Çayı karayolu köprüsünde ortaklaşa düzenlediği kitlesel basın açıklamasına Altınova, Ayvalık, Burhaniye, Edremit, Akçay, Güre, Zeytinli, Altınoluk ve Küçükuyu’dan gelen yaklaşık 1000 kişi katıldı.
GÜMÇED Edremit Şubesi Başkanı Mehmet Akif Öznal, Ayvalık Adaları Tabiat Parkı Platformu adına Havva Taylan, Kazdağı ve Madra Dağı Belediyeler Birliği adına Salih Sönmezışık, Edremit Çevre Sağlığı ve Doğayı Koruma Derneği adına Seniz Tuncel, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği adına Süheyla Doğan konuştu.
Zeytinli Belediye Başkanı Hasan Arslan, Güre Belediye Başkanı Kamil Saka ve Küçükkuyu Belediye Başkanı Cengiz Balkan da eyleme destek verenler ve “Mıhlı Çayı’na HES projesine hayır!” diyenler arasındaydı.
Grubun yaptığı basın açıklamasında suyun bir hak olduğu ve sermayenin kar hırsıyla doğayı talan ettiği belirtildi.
Mıhlı HES projesi “Su Hayattır Satılamaz”, “Sermaye Elini Mıhlı’da Çek”, “Doğa Talanına Son”, Mıhlı’ya Dokunma Suyumuza Sulanma”, “ MIHLI Çayı’nda HES’e Hayır”, “Dereler Özgür Aksın” sloganlarıyla protesto edildi.
Ayvalık Adaları Tabiat Parkı Platformu, Edremit Çevre Sağlığı ve Doğayı Koruma Derneği, GÜMÇED Edremit Körfez Şubesi, Kaz Dağı ve Madra Dağı Belediyeler Birliği ve Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği tarafından ortak imzayla okunan basın açıklamasında, yakın zamanda gerçekleştirilen mevzuat değişikliklerine değinilerek “ormanlarımız, tarım alanlarımız, meralarımız, HES’ler nedeniyle Anadolu’nun en bakir su havzaları ve korunan alanlarımız uluslararası sermayenin kullanımına sunulmuştur.” denildi.
Açıklamada “Endüstriyel Bölgeler Kanunu, Elektrik Piyasası Kanunu, Yenilenebilir Enerji Kanunu, Maden Kanunu, Orman Kanunu’nda yapılan bir çok değişiklik, 2/B Kanunu, Kentsel Dönüşüm Kanunu ve Yeraltı Su Kanunu”, yakın zamanda yapılan ve doğa talanının önünü açan yasa değişiklikleri olarak nitelndirildi.
Grup, önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulu’na gelmesi beklenen ve ciddi bir toplumsal muhalefetle karşılanan Tabiatı Koruma ve Biyolojik Çeşitlilik Kanunu’nun da “doğal zenginlikleri” yok edeceği görüşünde.
Suyun yaşamın ve “sağlıklı bir ekonomiyle mutlu toplumların” temel taşını belirten grup, her bireyin yeterli ve kaliteli suya erişim hakkına dikkat çekti.
Grup, Mıhlı Çayı’nda HES’e karşı olma sebeplerini de “Mıhlı Çayı’na HES inşa edildiğinde dere içinde ve çevresinde ağaçlar kesilecek, su tünellere sokulacağı için havza susuz kalacak, yazın bile gürül gürül akan su kaybolduğu için vadide su ve kuş sesleri kesilecek, havza boyunca biyolojik denge bozulacak, ekosistem çökecek ve tüm canlılar ölecektir. Ayrıca, her yıl, özellikle yaz aylarında yöreyi ziyaret eden binlerce insanın ayağının kesilmesi ile turizm faaliyetleri bitecek, yapılan inşaat ve hafriyat nedeni ile havzanın görsel peyzajı tamamen zarar görecektir.” ifadeleriyle açıkladı.
Basın açıklamasına Halkların Demokratik Kongresi’nin yerel örgütleri de destek verdi. Bu durum, yakın zamanda Trakya’da Ergene Havzası’ndaki kirliliğe dikkat çekmek için etkinlik düzenlemek isteyen ama bu etkinlikleri belediye başkanlarınca “Şehrimizde Kürt propagandası yapacaklar” söylemiyle iptal edilen HDK ile Marmara Bölgesi’ndeki yerel çevre hareketlerinin ortak mücadele zeminlerinin oluşması açısından da önemli bir gelişme olarak görülüyor.
Söz konusu HES projesi, Balıkesir ile Çanakkale il sınırını da oluşturan Mıhlı Çayı’nda yapılmak isteniyor. Homeros’un İliada Destanı’nda da geçen Mıhlı Çayı şelaleri, Baş Değirmeni ve antik kemer köprüsüyle aynı zamanda önemli bir turizm mekanı.