Kaynak; Yusuf Yavuz, 14 Mayıs 2013
Isparta’nın Sütçüler, Antalya’nın ise Manavgat ilçelerinde yapımı planlanan Kasımlar Barajı ve HES projesi için inşaat çalışmalarına başlanacağı belirtildi. Proje sahibi firmanın, yargıya taşınan Kasımlar Barajı için ilgili kurumlardan yasal izinlerin alındığını, inşaat çalışmalarının ise gece ve gündüz vardiyalı olarak süreceği yönünde yöre halkına yazılı duyuru yaptığı öğrenildi. Firmanın duyurusunda, projeye ilişkin tünel çalışmalarında dinamit patlatılacağı ve kazı yapılacağı da vurgulanırken, çevre yönünden yargıya taşınan projenin telafisi olanaksız zararların doğmasına neden olabileceğinden endişe ediliyor.
KÖPRÜÇAY’DA DİNAMİT SESLERİ BAŞLIYOR
Büyük bölümü orman arazisi olan yaklaşık 1 milyon 200 bin kilometrekarelik bir alanı kapsayan Kasımlar Barajı ve HES projesiyle ilgili firma tarafından 10 Mayıs 2013 tarihinde yöre halkına yapılan yazılı bilgilendirmede, tünel çalışmaları sırasında dinamit patlatılacağı duyuruldu. Projenin tamamlanmasıyla birlikte Isparta’nın Sütçüler ilçesine bağlı Darıbükü köyünün büyük bölümüyle, Kasımlar beldesine ait Yalı Mahallesinin bir kısmı su altında kalacak. Baraj, tünel ve yol inşaatları sırasında ayda yaklaşık 500 kilo dinamit kullanılmasının öngörülmesi daha önce TBMM’nin gündemine taşınmış, bölgenin biyolojik zenginliğinin bundan nasıl etkileneceği sorusuna yanıt aranmıştı. İlgili soruya yanıt veren Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, çalışmalar sırasında galeri yöntemi kullanılmayacağını, küçük çaplı patlatmaların tercih edileceği bilgisini vermişti.
KÖYLÜLER DAVA AÇTI, MUHTARLAR BAKANLIĞI TUTTU
Projeye yönelik Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen ‘ÇED Olumlu’ kararı, yöre köylülerince yargıya taşınmış, ancak proje sahasındaki bazı köylerin muhtarlarıyla belediye başkanları söz konusu davaya köylülerden yana değil, bakanlıktan yana müdahil olmaları şaşkınlık yaratmıştı. Antalya ve Isparta sınırlarını kapsayan projeyle ilgili dava dosyasının Yargıtay’a gönderildiği öğrenilirken, Yargıtay’ın görevlendirmesine göre Isparta ya da Antalya İdare Mahkemesinin davayı görmesi bekleniyor.
BU NASIL EKOSİSTEM RAPORU
Ancak projenin çevresel etkileri yönünden dava konusu edilmesinin ardından yargı süreci sonuçlanmadan başlatılacağı açıklanan inşaat çalışmalarının, çevresel yönden telafisi olanaksız zararların doğmasına neden olabileceği endişelerine yol açarken; projeye ilişkin hazırlanan ‘Ekosistem Değerlendirme Raporu’nda yer alan değerlendirmelerin, endişeleri haklı çıkaracak ifadeler içermesi dikkat çekiyor.
‘HAYVANLARIN GELİŞİMİ İÇİN AKARSUYA İHTİYACI YOK!’
Üç ayrı uzmanın imzasını taşıyan 101 sayfalık raporda, proje alanındaki memelilerin dere suyuna nadiren ihtiyaç duydukları belirtilerek yapılacak tesisin bu hayvan türlerine zarar vermesinin beklenmediği öne sürülerek, “proje sahası ve çevresinde yer alan yaban hayvanlarının üreme gelişimleri için akarsuya ihtiyaçları bulunmamaktadır. Bu canlılar, sadece içecek su ihtiyaçlarını karşılamak üzere akarsuya ihtiyaç duymaktadırlar. Bu ihtiyaçlarını ana dereye bağlı yan derelerden karşılayabildikleri gibi proje alanının dışındaki kısımlarda akmakta olan sulardan ve mansaba bırakılacak çevresel /ekosistem suyundan da kolaylıkla karşılayabileceklerdir. Bu yönüyle bakıldığında projenin hayata geçirilmesinde yaban hayatı açısında herhangi bir sorun görünmemektedir” ifadelerine yer veriliyor.
‘BİTKİLER YOK OLACAK AMA SORUN DEĞİL BUNLARDAN ÇOK VAR’
İletim kanalı kazıları sırasında arazide bulunan bitkilerin bir kısmının yok edileceğinin de altı çizilen raporda, ancak bu bitkilerin proje alanı dışında doğal ortamlarda bol miktarda bulunduğu vurgulanarak, “bu yönüyle alan değerlendirildiğinde biyolojik çeşitlilik bakımından herhangi bir olumsuzluğun ortaya çıkması söz konusu değildir” görüşü savunuluyor.