Van’ın Çaldıran ilçesine 25 km uzaklıkta Kilimli köyünün su problemi 2000’li yıllarda başlamış. Bu tarihten önce köylüler, su ihtiyaçlarını her köyde olduğu gibi 1960’larda yapılan köyün ortak çeşmesinden karşılıyorlarmış.
2000’li yıllarda köyün varlıklı ailelerinden üç dört tanesi bir araya gelerek köye yaklaşık 2 km uzaklıktan kaynak suyu getirmişler ve köyün yarısından fazlası içme suyuna kavuşmuş. Köyün diğer kalan yarısı da kaynak suyu aramaya başlamış ama yeterli su bulunamamış. 2005 yılında Çaldıran genelinde yapılan şebeke ihaleleri sırasında Kilimli köyü de ‘aşağı’ ve ‘yukarı’ mahalle olmak üzere iki adet içme suyu şebekesi yapılmış. Eski köy çeşmesinin suyu da şebekeye dâhil edilmiş. Ama bu sistem işletilememiş. Su sıkıntısı çekmeyen aileler, yapılan su deposuna sularını vermeyi kabul etmemişler ve atıl kalan su depoları da zamanla tahrip olmuş. Şu anda köyün ancak yarısı içme suyunu çeşmelerden karşılayabiliyor. Diğer yarısı ise, ne kadar sağlıklı olduğu bilinmeyen sondaj suyundan içme suyu ihtiyacını karşılamakta.
Kilimli köyünden Hikmet Yüce köyün içme suyu sorunu ile uzun yıllardan beri ilgilendiğini söylüyor. Son olarak geçtiğimiz kış BİMER ( Başbakanlık İletişim Servisi) ve AKİM’e (Ak Parti İletişim Merkezi) dilekçe ile başvuruda bulunmuş. Yolladığı dilekçeye İl Özel İdaresi tarafından verilen cevapta “Kilimli köyünün su ihalesi yapıldı. İnşaat sezonunun başlamasıyla, şebeke yapım çalışmalarına başlanacaktır” denilmiş. Oysa Yüce’nin de söylediği gibi “inşaat sezonu başlamış, bitmiş ama henüz bir kazma bile vurulmamış”.
Hikmet Yüce, su sorunu ile ilgili görüştüğü makamlarla ilgili şöyle diyor: “Çaldıran savcısıyla görüştüm. Savcı, bu konuda yetkisi olmadığını ifade etti ve beni kaymakama yönlendirdi. Kaymakamla görüştüm, o da beni Köylere Hizmet Götürme Birliği’ne yönlendirdi. Köylere Hizmet Götürme Birliği’nden cevaben, ‘ha yarın, ha bu gün ihalesi olacak, suyunuz gelecek’ dendi ama sonbahar ayına gelmemize rağmen hala suyumuz gelmedi”.
Köyde yaklaşık 50 ailenin ya sondaj suyuyla (kuyu suyu), ya da komşularından rica minnet temin ettikleri su ile ihtiyaçlarını karşıladıklarını belirten Yüce, “ ben ve ailem yaklaşık beş sene boyunca derenin sızıntı halinde akan suyunu kullandık. Ama sağlıksızdı elimizde başka çare de yoktu. Ta ki dere kuruyana kadar derenin suyunu kullandık. Artık dere de kurudu” diyerek su sorunlarının her geçen gün büyüdüğünü söylüyor. Kilimli köyünün Ziyaret Dağı’ndan başlayıp köyün içinden geçerek ilkokul önünde biten derenin suları kesildiği için herhangi bir tarımsal faaliyete bulunamadıklarını, köydeki yaklaşık 300 yetişmiş ağaçlarının da su olmadığı için kuruduğunu, yabani hayvanların, endemik bitki türlerinin de susuzluktan etkilendiğini belirten Yüce, “ köyün ilk ve ortaokulu binasında su bulunmuyor. Öğrenciler kirli tuvaletleri kullanmak zorundalar” diyerek durumun ne kadar vahim olduğunu belirtmiş oluyor. “Köydeki tüm kaynak suyun ortak kullanılmasını istiyoruz” diyen Yüce, hem kendi çeşmelerinden akan sularda azalmaya yol açacağını düşünerek paylaşmak istemeyen, hem de yıllardan beri köye içme suyu getirmeyen yetkililere karşı tepkisini dile getiriyor.
Su Hakkı Kampanya’sının Facebook sayfasına “ sesimizi duyan var mı” diye seslenen Hikmet Yüce ile yaptığımız telefon ve yazışmalar sonucu Kilimli köyünde yaşanan su sorununu yansıtmaya çalıştık. “Uzaydan bile görünecek 3. Köprü’nün yapımıyla”, “Süveyş Kanalı ile yarışabilecek” çılgın projeleri ile övünen yetkililer, ufacık bir köyün içme suyu sorununu yıllardan beri çözememiş durumdalar. Ne teknolojik yetersizlik, ne maliyet, ne de bürokrasi bu sorunu çözmemelerinin nedeni. Neden çok açık; insana, doğaya değer vermeyişleri. Oysa su en temel insan hakları arasındadır ve devletin asli hizmetleri arasında vatandaşlara kaliteli, içilebilir nitelikte su hizmeti sağlaması vardır. Yetkililere bu görevlerini hatırlatıyor ve bir an önce Kilimli köyünün su sorununu çözmeye çağırıyoruz.