Hewsel’de sadece ağaçlar değil, evlatlarımızın kemikleri de var!

Hewsel basin aciklamsi-5 mart-2014Amed’in ekosisteminin önemli bir parçası olan ve aynı zamanda Diyarbakır Surlarıyla birlikte kentin kültürel simgesi haline gelen 700 hektarlık Hewsel Bahçeleri, geçtiğimiz yıl Unesco’ya aday gösterilmişti. 8000 bin yıl önce oluşan ve o tarihten beri üzerinde tarımın yapıldığı, Amed’in akciğerleri ve besin kaynağı olan Hewsel Bahçeleri’nde hem HES yapmak hem de imara açmak üzere ağaç kesimine başlandı. Hewsel’de 10 binin üzerinde ağaç kesildiği söyleniyor.

Bu doğanın, tarihin ve kültürel mirasın yıkımına karşı Hewsel Bahçeleri’nde beş günden beri direniş her geçen gün büyüyerek devam ediyor. Bugün İstanbul’da HDK gençlik örgütünün çağrısı ile başlayan, çevre örgütleri, ekolojistler, park forumlar ve duyarlı kişilerin katılımıyla oluşturulan Hewsel Dayanışması adına bir basın açıklaması yapıldı.

Kalkınma hırsına bürünmüş büyüme yanlısı kesimlerin, sermaye iktidar ortaklığının doğaya karşı rant ve kar amaçlı saldırılarına Gezi Parkı’nda ve Anadolu’nun her yerinde derelerin, dağların, yeraltının şirketlerinin kullanımına tanıklık ettiklerinin ve doğa için verilen mücadelenin halklar arasındaki köprüleri güçlendireceğinin belirtildiği ve Gezi’de 3-5 ağaç için çıkarılan ortak sesin Odtü’de, Kuzey ormanlarında sürdürüldüğü gibi şimdi de Hewsel Bahçeleri için sürdüreleceğinin vurgusu yapılan basın açıklamasında İstanbul HDP Büyükşehir Başkan adayı Sırrı Süreyya Önder de Hewsel ile dayanışma içinde olduklarını dile getirdi. Ekosistem üzerinde her yerde uygulanan insanı, doğayı öncelemeyen bir hoyrat anlayışla karşı karşıya olduğumuzu söyleyen Önder, “çevre meselelerinde tüccar zihniyetiyle yaklaşanlar, cezası ne ise parasını veririz diyorlar ama doğa paraya indirgenemez” dedi.

KCK davalarından tutuklu bulunan birçok kişinin maddi delilleri arasında bölgede yapılmak istenen HES’lere, kayagazına, Ilısu barajına karşı yapılan eylemlerin yer aldığını söyleyen Önder, “Hewsel sadece bir bahçe değildir. 12 Eylül 1980’den 2000’lere kadar hem işkencelerin hem de faali meçhullerin bedenlerinin gömüldüğü alan olan Hewsel Bahçeleri’nin üzerine şimdi beton dökmek istemekteler, buna izin vermeyeceğiz. Bu ülkelerin zalimleri, egemenleri şunu bilsinler ki, Hewsel Bahçeleri ne babalarının bağı ne de bostanıdır. Kendi bağı ve bostanı olanlar onların karar vermelerine izin vermeyeceklerdir” dedi.

Basın açıklaması Hewsel Dayanışması’nın 7 Mart Cuma akşamı, saat 19.00’da gerçekleşecek olan dayanışma eylemi çağrısı ile son buldu.