Bir Jennifer Baichwal & Edward Burtynsky yapımı
“Su olmadan, biz bir hiçiz, diye düşündü seyyah. Suyu reddeden hükümdar dahi, derhal toza dönüşürdü. Asıl hükümdar sudur ve bizler, hepimiz onun köleleriyiz.”
–Salman Rüşdi
Yaşayan her şey suya gereksinim duyar. Gün içerisinde pek çok kez biz insanlar sayısız yöntemle su ile etkileşime giriyoruz. Fakat bu ilişkinin karmaşıklığını ne sıklıkla düşünüyoruz? Peki, ne zaman, yetersizliğini çekmeden suyun yaşamı yarattığını, devam ettirdiğini ve zenginleştirdiğini düşüneceğiz?
Watermark dünyanın farklı yerlerinden suyla ilişkimiz hakkındaki çeşitli hikâyeleri bir araya getiren uzun metrajlı bir belgesel film: ona nasıl yaklaşıyoruz, ondan ne öğreniyoruz, onu nasıl kullanıyor ve bu kullanımın sonuçları neler. Çin’in Fujian sahilinde yüzen devasa abalon çiftliklerini ve Hoover’dan altı kez daha büyük olan dünyanın en büyük kemer barajının – Xiluodu – inşaat sahasını görüyoruz. Güçlü Colorado Nehrinin artık okyanusa ulaşamadığı çorak çöl deltasını ve Dakka’nın yoğun su tüketen tabakhanelerini ziyaret ediyoruz.
Huntington sahilindeki Birleşik Devletler Açık Sörf festivalinden tutun da kutsal bir banyo için Ganj nehrinde aynı anda otuz milyon insanın toplandığı Allahabad’taki Kumb Mela’ya kadar insanların suya olan yaklaşımlarına tanıklık ediyoruz. Buz çekirdeklerini Grönland buz tabakasının iki kilometre derinliğine kadar delen bilim insanları ile konuşuyor ve Kuzey Britanya Kolombiyası’nın el değmemiş su havzalarını dolaşıyoruz.
5K ultra yüksek çözünürlüklü video ve yüksekten hava perspektifleri ile çekilen bu çarpıcı film suyun yeryüzünü şekillendiren ne derece güçlü bir öğe olduğunu, suyu kullanımımızın ve ona duyduğumuz ihtiyacın ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Bu, ayrıntılara girildikçe daha tutarlı hale geliyor: Yok olmuş bir ırmağın akıldan çıkmak bilmeyen hatırası, eski pirinç taraçalarını gezinen gizemli bir figür, milyon yıllık bir buz parçasında gizli can alıcı bir bilgi, bir hacının suyun kenarında diğer binlerce kişi arasında yaptığı özel ayin.
Watermark çok sayıda ödül kazanan film yapımcısı Jennifer Baichwal ve ünlü fotoğrafçı Edward Burtynsky tarafından yönetildi. Ayrıca Burtynsky’nin su projesinin üçüncü kısmı: Su ve büyük bir fotoğraf sergisi. Film, Nicholas de Pencier’ın üç yılda filme çektiği ve yapımcılığını üstlendiği ve üçlünün bir önceki ortak yapımlarının (Manufactured Landscapes) mantıksal bir uzantısı. Watermark’ta seyirci, o yok olana dek kanıksadığımız doğanın, muhteşem gücüyle yoğrulmuş bir dünyanın içine dalıyor.
Baichwal ve Burtynsky’nin yönetmenliğini paylaştığı film, bir kez daha tartışmalardan uzak bir vaziyette suyun yaşamlarımızdaki önceliğini ve Burtynsky’nin dediği gibi; suyun bizi, bizim ise suyu nasıl değiştirdiğimizi anlatıyor.
The Wall Street Journal
Watermark, hakkında çok sayıda film çekilen küresel ısınma bağlamındaki su krizi belgeselllerinden değil; suyun bizim için ne ifade ettiği konusunda bir film.
Canadian art
Watermark filmini değerli kılan şey mantık sıçramaları kısmı; gezegendeki herkesi birleştiren ortak bir şeye odaklanması seyircilerin kendi gözünden bakmasını ve biri için geçerli olanın diğeri için de öyle olduğunu göstermesini sağlıyor.
LA Weekly
Film hakkında bilgi için: http://www.edwardburtynsky.com/site_contents/Films/Watermark_Film.html