Göl sınırları içinde yer alan Afyonkarahisar’ın Sultandağı ilçesine bağlı Taşköprü köyünün 16 yıllık muhtarı Cemal Somuncular (54), AA muhabirine yaptığı açıklamada, 353 kilometrekare büyüklüğündeki Akşehir Gölü’nde suları 1986 yılından itibaren çekilmeye başladığını söyledi.
O yıllara kadar gölden birçok çeşitte tonlarca balık çıktığını ve kamış kesildiğini ifade eden Somuncular, Afyonkarahisar’ın ilk su ürünlerinin kooperatifinin 1974’lerde köylerinde kurulduğunu anlattı.
Yaklaşık 80 üyeyle kurulan kooperatiflerine göle kıyısı olan birçok yerleşim biriminden katılanlar
olduğunu dile getiren Somuncular, bir dönem üye sayılarının 300’e kadar yükseldiğini kaydetti.
Somuncular, gölden en son balığın 2002 yılında çıktığını ve ciddi anlamda kurumanın da o yıllarda başladığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Bu yıl ise kuraklığın da etkisiyle gölde bir damla su kalmadı. Göl tamamen kurudu. Gölde benim ve büyüklerimizin hatırladığı kadarıyla en fazla su 1968-1973 yılları arasında görüldü. O yıllarda göl suları inanılmaz yükselmişti. Taşköprü, göl içinde bir ada köydü. Köye ulaşım Osmanlı’dan kalma eski bir taşköprüden sağlanıyordu. Yıkılma tehlikesi nedeniyle yeni köprü yapıldı. Bu
köprü bizim ada köyümüzün yıllarca ana karayla ulaşımını sağladı.”
Gölün kurumaya başlamasıyla köylerinin sudan uzaklaşmaya başladığını anlatan Somuncular, “Su seviyesi düştükçe kayıklar daha ileriye bağlanmaya başladı. Herkes, evinin önüne bağlarken zamanla kayığa ulaşmak için bisiklet ya da motosiklet kullanılır oldu. Şimdilerde ise ne su var ne de kayık. Göl içinde ada köydük, çöl ortasında köy olduk. Önceden su kuşlarının akın ettiği,
balıkların çıktığı gölün alanında şimdi sert çöl rüzgarları esiyor” dedi.
Balık ağları bahçelere çit oldu
Somuncular, gölün orta kısmının tuz beyazına büründüğünü belirterek, “Tamamen çoraklaştı. Gölün kıyı kesimlerinde yer yer çalılık türü yeşillik görülüyor diğer yerleri tamamen tuz gibi toprak. Bu yıl kar yağışı da olmadı. Gölü besleyen su kaynaklarından damla su gelmiyor. Taban suları 15 metreye kadar indi. Önceden kazmayı vursanız su çıkıyordu. Kayıklar hatıra olarak kaldı.
Ağlarımızı bahçelere tel örgü yerine kullandık, çit yaptık” diye konuştu.
Gölün artık eski haline gelmeyeceğine dikkati çeken Somuncular, şunları kaydetti:
“Balıkçılar, hayvancılık ve çiftçiliğe yöneldi. Ancak burada da sıkıntımız var. Göl 1. derece sit alanı. Bu yüzden köyümüzün sınırlarındaki tapulu alanlarda ekime izin verilmiyor. Hububat eken davalık oluyor. Göl sınırları içinde kalan 5 bin dekarlık alan var. 1941’de tapular verilmiş sahiplerine. 1978’de ise göl sınırları genişliyor, tapu görevlileri ölçüm yapamıyor. 1992’de de sit alanı olunca tapular yok sayıldı. Tarlaları şimdi ekemiyoruz. Biz bu tapuları marketten satın almadık. Tapulu alanlarımızda ekim yapabilmek adına mücadele veriyoruz. Birçok dava devam ediyor. İklim değişti. Bölgenin sit alanı statüsünden çıkarılması lazım.”
Meyve ağaçları da kurudu
Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesine bağlı Selçik köyünde de, 4 bine yakın ağaç sulanamadığı için kurudu. Kalanlar da kuruma tehdidiyle karşı karşıya.
Bölge halkının arazi sınırlarına diktiği ağaçları sulamak amacıyla kullandığı kaynak suyu, kuraklık nedeniyle kurudu.
Nisan ayından kavak, elma, vişne ve badem türü birçok ağaç sulanamadı. Bölgedeki 4 bine yakın ağaç da kurudu.
Köylüler bölgeye 3 kilometre uzaklıktaki Bekteş göletinden su getirilmesi için Devlet Su İşleri’ne başvurdu, ancak sonuç alamadı.
DSİ Afyonkarahisar Şube Müdürlüğü yetkilileri ise Bekteş göletinin henüz yapım aşamasında olduğunu, bu nedenle bölgeye su verilmesinin mümkün olmadığını belirtti.
Kaynak: CNN Türk