Kaynak: Haberler.com, 10 Haziran 2015
İzmir’in Çeşme İlçesi’nin içme suyu ihtiyacını karşılayan Germiyan’daki Kutlu Aktaş Barajı’nın yanına yapılan taş ocağı için verilen ‘ÇED gerekli değildir’ kararına itiraz eden çevreciler, zafer kazandı. İlçesi’nin içme suyu ihtiyacını karşılayan Germiyan’daki Kutlu Aktaş Barajı’nın yanına yapılan taş ocağı için verilen ‘ÇED gerekli değildir’ kararına itiraz eden çevreciler, zafer kazandı. Çeşme yerine farklı bir iklim yapısına sahip olan 120 kilometre uzaklıktaki Selçuk’ta meteoroloji istasyonunun ölçtüğü hava kalite değerlerinin, izin dosyasına konulduğunun ortaya çıkması üzerine İzmir 4’üncü İdare Mahkemesi, ÇED için iptal kararı verdi.
Çeşme Germiyan bölgesinde kurulan taş ocağı için İzmir Valiliği, 2013 yılında ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verdi. Ancak önemli turizm bölgelerinden Çeşme ve Alaçatı’nın içme suyu ihtiyacını karşılayan Kutlu Aktaş Barajı’nın hemen yanına kurulan taş ocağı için çevreciler adına İzmir Barosu avukatlarından ehrazat Mercan hukuk mücadelesi başlattı. İzmir 4’üncü İdare Mahkemesi’nde görülen davayla ilgili atanan bilirkişi heyeti, incelemelerinde önemli eksiklik ve yanlışlar tespit etti. Bu saptamalarına da raporlarında yer verip mahkemeye sundu. İPTAL EDİLDİ
Bilirkişi heyetinin raporuna göre, taş ocağından dolayı bölgedeki toz oluşumunu engellemek için planlanan ve bölgeye tankerlerle getirileceği taahüt edilen suyun, aynı bölgede açılan kuyudan çekildiği tespit edildi. Ayrıca Çeşme yerine dosyaya, farklı bir iklim yapısına sahip olan 120 kilometre uzaklıktaki Selçuk İlçesi’ndeki meteoroloji istasyonunun ölçümlerinden alınan hava kalite durumlarının konulduğu da ortaya çıktı. Tüm bu verileri inceleyen İzmir 4’üncü İdare Mahkemesi, taş ocağı için verilen ÇED gerekli değildir kararını iptal etti. İptal kararı sonrasında büyük sevinç yaşayan çevreciler adına Avukat Şehrazat Mercan açıklama yaptı. Mercan, şunları söyledi:
“Tozun yayılımını öngörmek için esas alınan verilerde en yakın meteoroloji istasyonu seçilmesi gerekirken, Selçuk verileri esas alınmış. Tozluluğu önlemek için, piyasadan tankerlerle su temin edileceği rapor edilmiş. Ancak tesisin içinde artezyen kuyusu açılmış. Oysa bu bölgede ciddi su sıkıntısı var. Yani neresinden tutsanız elinizde kalacak. Ayrıca, Yarımada’da sürekli yeni taş ocakları, kırma eleme tesisleri açılıyor. Eskileri için aldığımız mahkeme kararları uygulanmayarak ya da yeni ÇED kararları verilerek çalışmalarının devamı sağlanıyor. Yarımada’da bu kadar taş ve mıcıra ihtiyaç var mı? Bence yok. ya da araştırılmalı. Ancak öğreniyoruz ki, Yarımada’dan çıkarılan taş o kadar sağlam ve kıymetli ki, İzmir’deki çimento fabrikalarına gönderiliyormuş. İZKA’nın olsun, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin olsun yarımada için ön gördüğü gelişim projeksiyonu, turizm ve agro turizmdir. O zaman bu kadar taş ocağı ve kırma eleme tesisi niye. Gidin İzmir’in taşını, çimentosunu, uygun yerlerden temin edin.”