Kaynak: Dicle Haber Ajansı, 27 Ağustos 2015
Diyarbakır’da “Su insan hakkıdır satılamaz” sloganıyla yola çıkan Jingeh Ekoloji Kolektifi üyeleri, suyun ticarileştirilmesine karşı başlattıkları “Ava kanî paqije, hewce nakê pet şuşe” (Musluğun suyu temiz, pet şişeye ihtiyaç yok) kampanyası kapsamında yurttaşlara su matarası dağıtarak hem suyun satın alınmasının önüne geçiliyor hemde musluk suyunun tüketilmesine teşvik ediliyor. Kollektif üyesi Çilem Akkaya, belediyelere de geleneksel şehir çeşmelerinin tekrar aktifleştirilerek, halkın suya ulaşımının kolaylaştırılması çağrısında bulundu.
Diyarbakır’da doğa savunucuları, suyun insan hakkı olduğu gerçeğinden hareketle suyun ticari bir meta olarak satılmasına karşı, “Ava kanî paqije, hewce nakê pet şuşe” (Musluğun suyu temiz, pet şişeye ihtiyaç yok) sloganı ile kampanya başlattı. Kampanya ile kentte musluktan akan suyun kullanılabilir olduğuna dikkat çekilerek, halka su kullanım hakkının evrensel bir insan hakkı olduğu anlatılıp, su matarası dağıtılıyor. Kapitalist sistemin yaşamın tüm alanlarına nüfuz ederek, ticarileştirdiğine dikkat çeken Amed Ekoloji Meclisi bileşenlerinden Jingeh Ekoloji Kolektifi Üyesi Çilem Akkaya, önce “Alıştırma” ardından “Bağımlı kılma” taktiği ile tüketim alışkanlıklarının fark ettirilmeden değiştirilip, yönetildiğine işaret etti. Önü alınmadığı taktirde çok yakın bir sürede Diyarbakır halkının da bir çok kentte olduğu gibi damacana su satın almaya başlayacağına vurgu yapan Akkaya, daha fazla geç kalınmadan önlem alınması gerektiğini söyledi.
DİSKİ’nin de kampanyayı destekleyerek su mataralarının alımını gerçekleştirdiğini ifade eden Akkaya, aldıkları su mataralarının 500’ünü Belediyesi Spor Birimi ile Diyarbakır Bisiklet ve Doğa Sporları’nın ortak düzenlediği Doğa yürüyüşlerinde, Amed Ekoloji Meclisi’nde, bu yıl belediye tarafından düzenlenen Kitap Fuarında, DTK ve Mezopotamya Ekoloji Hareketi’nin orman yangınları ile ilgili düzenlediği bölge ziyaretlerinde, Hakkari, Van ve Batman Ekoloji Meclisi temsilcilerine ve üniversite öğrencilerine dağıttıklarını geriye kalan 280 su matarasını ise sabahları parklarda spor yapan vatandaşlara dağıtacaklarını belirtti.
‘Şişelenmiş su hastalıklara davetiye çıkarıyor’
Şişelenmiş suların hastalıklara da neden olduğunu hatırlatan Akkaya, Diyarbakır’da musluktan akan suyun temiz ve içilebilir olduğunun altını çizdi. Kampanyanın DİSKİ ile ortak bir çalışma sonucu ortaya çıktığını belirten Akkaya, yurttaşlara el ilanları ve çeşitli materyallerle su kullanım hakkında bilgilendirme yaptıklarını söyledi. Akkaya, “Mataraları yanımızda taşımamız gerektiğini veya gittiğimiz yerlerde çeşmelerden su talep etmemiz gerektiğini insanlara anlatmaya çalıştık. Bazı cafeler ve lokantalar bu durumu anlayışla karşılarken, 20 kuruşa aldığı suyu 1TL ye satarak ticaret yapan bazı kişilerin hoşuna gitmedi tabii” diye belirtti.
‘Halk daha tasarruflu su kullanmalı’
Kendilerine en çok “Belediye neden suyu parayla satıyor o zaman?” diye sorduklarını anlatan Akkaya, “Belediyelerin de uzun vadede halkın kullandığı suyu ücretsiz yapması gerektiğini, orta vadede ise halkın daha tasarruflu su kullanımını özendirmek için belirli bir tona kadar kullanılan suyu faturalandırmaması gerektiğini vurguladık” dedi.
‘Geleneksel şehir çeşmeleri tekrar aktifleştirilmeli’
Şuana kadar on binlerce el ilanı ve afiş dağıttıklarını anlatan Akkaya, şunları aktardı: “Halkımızın doğadaki su kaynaklarını tüketmemek için su tüketiminde daha dikkatli olması gerekmektedir. Yoksa çocuklarımıza kurak bir dünya bırakacağız. Buradan belediye yetkililerine de seslenmek istiyoruz. Eskiden her semtte var olan geleneksel şehir çeşmelerinin tekrar aktifleştirilmesi, halkın suya ulaşımının kolaylaştırılması gerekmektedir.”