Kaynak: Deniz Aytekin, Yeşilist, 12 Ağustos 2015
Kadıköy’de yaşayanlar için kavurucu sıcaklarda iç serinleten iki faktör vardır. Vapurla eve gitme lüksü ve Moda sahilinin esintisi. Bu yaz İBB sağ olsun ‘Kadıköylü’ olmanın bu iki avantajı da yerini keskin bir bok kokusuna bıraktı. Vapurdan iskeleye adım attığınız anda hafif hafif kendini belli eden koku, Yoğurtçu Parkı’na yaklaştıkça artıyor, Kurbağalıdere ve Park yakınlarına gitmek ise imkânsız.
Yıllardır kanalizasyonların döküldüğü Kurbağalıdere zaten insan ve çevre sağlığı açısından tehdit oluşturmaktaydı. 2009 yılında alınan kararın ardından 2012 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi derenin ıslah çalışmalarına başladı ve dere yatağının genişletilerek dereye verilen atıksuların kolektör hattı ile atıksu tesisine iletilmesi böylece insan ve çevre sağlığını tehdit eden faktörlerin ortadan kaldırılması planlandı.
Tamamı 30,3 km uzunluğunda olan Kurbağalıdere’nin 29,1 km’si önceki yıllarda İSKİ ve Devlet Su İşleri tarafından ıslah edilmiş durumdaydı. Kalan 1,2 km’lik alanın ıslahının Dünya Bankası’ndan alınan kredi ile ıslah edilmesi planlanmıştı. Islah çalışması sırasında İBB ekipleri önce dereye açıktan atık su akıtarak ortamı açık bir kanalizasyona çevirdi ardından dereye sökülen atıksu borularını kırarak akışı durdurdu ve böylece deredeki sirkülasyon engellenmiş oldu, bu da dere içerisindeki atık suyun durduğu yerde giderek çürümesi ve kokmasına sebep oldu. Şu an kirlilik yalnızca Kurbağalıdere ve çevresini değil Caddebostan plajını, Fenerbahçe burnunu, Kadıköy sahilini ve Kalamış kıyısını da ele geçirmiş durumda.
Avrupa standartlarına göre deniz suyunda bulunması makul olan azami ekoli miktarı 100, Türkiye’de ise bu sınır bazı kaynaklarda 100 bazılarında ise 200 olarak belirtiliyor. Kadıköy Belediyesi’nin yaptırdığı iki ölçüm sonuçlarına göre Caddebostan plajında mayıs sonunda görülen ekoli miktarı 25 iken şu an bu rakam 150’ye çıkmış durumda. Derenin patladığı Şifa Çıkmazında ise bu oran 3900. Buradaki kirlilik azami değerin 39 katı.
Sıcak yaz aylarında kokusuyla çevreyi ve sağlığı tehdit eden Kurbağalıdere, havaların serinlemesi ve yağmurların başlamasıyla çok daha tehlikeli hale gelecek. Her yağmurda taşan derenin suyu, içerisinde bulunan atıklarla beraber çevredeki park, bahçe, yol ve evlere yayılacak. Bu da başta ishalli salgın hastalıklar, idrar yolları enfeksiyonu ve dizanteri olmak üzere ciddi pek çok sağlık ve çevre sorununa yol açacak. Mahalle halkının ve belediyenin protesto, başvuru ve şikayetlerine rağmen ısrarla ıslah çalışması tamamlanmayan Kurbağalıdere’deki koli basili artış hızına bakılırsa önümüzdeki aylarda değil Yoğurtçu Parkı etrafında, Kadıköy’ün herhangi bir yerinde sağlıklı yaşamak pek mümkün olmayacak.
Son olarak koli basili miktarı azami değerin 1,5 katı olan Caddebostan Sahili’ndeki su kalitesinin Sağlık Bakanlığı’nın Yüzme Suyu Takip Sistemi’nde ‘iyi’ olarak nitelendirildiğini de belirtmeden geçemeyeceğim. Belki birilerine, kime ne kadar güvenilmesi gerektiği konusunda fikir verir.
Kaynaklar:
Sağlık Bakanlığı Yüzme Suyu Takip Sistemi
