Etiyopya’da bu kez de sel felaketi: Son 50 yılın en büyük kuraklığını yaşayan Etiyopya’da nüfusun %10’u yani 10 milyon kişi gıda yetersizliği ve açlık tehdidi altında yaşıyor. Aylardır yağış yağmadığı için susuzluğun yaşandığı ülke şimdi de aşırı yağışlar nedeniyle sel felaketleri yaşıyor. Sel felaketinin 200.000 insanı göçe zorlayabileceği ve aşırı yağışların birkaç hafta daha süreceği tahmin ediliyor. Bilim insanları her kuraklığı veya aşırı yağışı küresel ısınmaya bağlamanın mümkün olmadığını belirtmekle birlikte her yıl giderek artan oranda ve sıklıkta yaşanan aşırı hava olaylarını küresel ısınmanın bir sonucu olarak görmek gerektiğini söylüyorlar.
Kaynak: Quartz Africa
Çin’deki kuraklık tüm Asya ülkelerini etkiliyor: Dünyanın en büyük ekonomisi olma yolunda ilerleyen Çin çölleşme tehlikesini de aynı anda yaşıyor. 1950’lerden beri çoraklaşan araziler ülke topraklarının %25’ine yaklaştı. Özellikle Gobi çölü her yıl 3600 kilometrekare toprağı daha içine alarak genişliyor. Çin hükümeti bu ilerlemeyi durdurmak için dev yapay orman duvarı oluşturmaya çalışıyor. Çoraklaşmanın en büyük nedenleri sanayileşme ve artan kent nüfusları. Kent ve sanayinin ihtiyaç duyduğu enerji ve su Çin’i yine dev kanal ve baraj projelerine yönlendiriyor. Ancak her şeyin en mega olanını yapmak sorunları değil azaltmak daha da içinden çıkılmaz bir hale getiriyor. Su varlıklarının barajlara toplanıp şehirlere verilmesi çoraklaşmaya neden olurken küresel ısınma sonucu su varlıklarının azalması barajlardaki suyu da azaltıyor. Çin’in kirli sanayisi ise küresel ısınmayı arttıran en büyük sanayiler arasında. Kuraklık ve çoraklaşma nüfusun 1/3’ünü olumsuz etkiliyor. İşsizlik nedeniyle kentlere göç artıyor. Ekonomik ve sosyal sıkıntılar artıyor. Çin’de yapılan bir araştırmaya göre yaklaşık 400 milyon kişi verimsizleşen topraklar nedeniyle ekonomik sıkıntı yaşıyor. Greenpeace’e göre ülkede dokunulmamış ormanların oranı sadece %2’ye inmiş durumda.
Tüm bu yaşananlar sadece Çin’i değil tüm bölgeyi olumsuz etkiliyor. Küresel ısınma ve artan kuraklık tüm bölgede su varlıklarının azalması neden olurken Çin’in barajları diğer ülkelere gitmesi gereken su miktarını azaltıyor. Ayrıca dünyanın en büyük ikinci çölü olan Gobi çölünün kum fırtınaları yine tüm bölge için bir tehdit. Birçok ülkeye yayılan kum fırtınaları ölümlere yol açıyor, ekilebilir arazileri daraltıyor, ürünleri yok ediyor, zehirli maddeleri ve bakterileri yayıyor. Çevre sorunlarının ulusal sınırları dinlemediği ortada iken ülkeler hala çevre sorunlarını aşmak için küresel önlemler almak yerine ulusal çözüm önerileri geliştirmeye çalışıyor.
Kaynak: The Conversation
Tarihin en sıcak yılı yaşanıyor: Bilim insanların arka arkaya Mart, Nisan ve Mayıs ayları için tarihin en sıcak aylarının yaşandığını söylüyorlar. National Oceanic and Atmospheric Administration (NOAA) tarafından yapılan en son açıklama ise Nisan ayının 1901-2000 yılları ortalamasını rekor seviyede geçtiğini duyurdu. Bilim insanları daha önce 2012, 2014 ve 2015 yılları için de dünyanın en sıcak yılı olduğu açıklamasında bulunmuşlardı. NOAA %99 ihtimalle 2016 yılının tarihin en sıcak yılı olacağını duyurmuştu. Karbon salınımı yüksek sanayi ve kâr odaklı rekabet nedeniyle durdurulamayan küresel ısınma 2016’nın daha ilk aylarından itibaren Hindistan, Etiyopya, Zimbabwe’de aşırı kuraklıktan kaynaklı ölümler ve kitlesel göçlere neden oluyor.
Kaynak Eco Watch