Şirketler ve devlet arasındaki ekonomik rekabet arttıkça doğa varlıkları üzerindeki basınç da artıyor ve topraklarını, sularını, yaşam alanlarını savunan aktivistlere yönelik şirket-devlet şiddeti de eş zamanlı olarak büyüyor.
Her yıl artmakta olan şiddete dikkat çekmek isteyen 29 ülkeden 39 ayrı toprak hakkı örgütü Birleşmiş Milletler’in Cenova’daki İnsan Hakları merkezine ortak bir mektup gönderdi. Yaşam alanlarını savunurken maruz kaldıkları şiddeti anlatan aktivistler BM’nin şirketlere ve devletlere karşı harekete geçmesini talep ettiler. Mektupta “Karşılaştığımız tehditlerle mücadele edebilmek için küresel bir eyleme ihtiyacımız var. Bu sadece kaynaklar için bir mücadele değil, bu bir adalet ve toplumsal eşitlik mücadelesidir” yazıyor.
Aktivistler toprak hakkının iklim değişikliği ile ilişkili olduğunu da belirtiyorlar. Tüm dünyada karbon tutan ormanların %25’i kolektif şekilde yönetilmekte olan yerli halklara ait bölgelerde yer alıyor. Topraklarını ve bu alanlardaki ekolojiyi savunan yerliler ve aktivistler maden şirketleri, barajlar, inşaatlar, palm yağı üreticileri gibi grupların şiddetine maruz kalıyorlar ve yok edilen ormanlar küresel ısınmayı arttıran bir etkide bulunuyor.
Dünyada çevre aktivistlerine yönelik şiddeti kaydeden Global Witness örgütü 2016 yılının çevre aktivisti cinayetlerinde rekor yıl olduğunu daha önce duyurmuştu. En çok Brezilya’da olmak üzere 200 aktivist paramiliterler, şirket güvenlik görevlileri veya devletlerin kolluk kuvvetleri tarafından öldürüldü. 2017 yılında ise bu rakam şimdilik 134.
Global Witness örgütü bu yıldan itibaren The Guardian gazetesi ile yaptığı özel bir anlaşma ile dünyadaki aktivist cinayetlerinin verilerini toplamaya başladı. Daha önce sınırlı sayıda ülkedeki cinayeti takip edebilen örgüt bu sayede daha etkin bir raporlama yapabilecek.
Kaynak: The Guardian