AK Parti’nin Seçim Beyannamesi’ndeki çevre politikalarını incelemeye devam ediyoruz. Bu yazıda AKP dönemlerinde açılan tesislerin nasıl ele alındığını irdeleyeceğiz.
Seçim Beyannamesi’nde “Ege’nin incisi İzmir’in 2040 yılına kadar içme suyu ihtiyacını Gördes Barajı ile çözdük” denilerek övünülmüş. Ama gerçekte övünülecek bir durum olmadığı gibi ekonomik ve ekolojik olarak zarar projesi hayata geçirilmiş durumda. İzmir’in suyunun %65’i yer altı sularından temin ediliyor. Bu su varlıklarının azami derecede korunması, hiçbir kirletici faaliyete su havzaları içinde izin verilmemesi gerekiyor. Bu hem sağlıklı içme suyu temini açısından önemli hem de maliyet açısından. Çünkü sürekli şu ifade edilmekte: Su varlıkları gittikçe azalıyor, kirlilik oranları artıyor ve daha uzak yerlerden su temin edilmek zorunda kalınıyor. Ve tüm bunlar su hizmetlerinin maliyetini artıyor. Efemçukuru Altın Madeni hem Tahtalı Barajı’nın sularını kirletiyor, hem de 300 bin kişinin içme suyu ihtiyacını karşılayacak Çamlı Barajı’nın yapılmasını engelliyor. Çamlı Barajı yapılamadığı için 200 kilometre uzaktan (Manisa’dan) su getirmek için 2009 yılından 250 milyon TL’ye yaptırılan, yapımından bir yıl sonra su sızdıran ve süreç içinde milyonlarca lira ek para harcanmasına neden olan, bu maliyetlerin yüklenici firmalara yansıtılmadığı Gördes Barajı’ndan su temin ediliyor. Bu barajın maliyeti de faturalara yansıtılıyor.
Seçim beyannamesinde Neler Yapacağız kısmında “Yer üstü ve yer altı su kaynaklarını kapsayacak şekilde su havzalarını koruma altına alacak, “Bütüncül Su Kaynakları Yönetimi Modeli”ne geçilecektir. Ulusal Su Planı ve Ulusal Su Güvenliği Planını yayınlayacağız. İklim değişikliğinin ve su havzalarındaki bütün faaliyetlerin su miktarı ve kalitesine etkileri değerlendirilerek havzalarda su tasarrufu sağlama, kuraklıkla mücadele ve kirlilik önleme gibi uyum önlemleri alacağız. AB Çevre Faslı Su Kalitesi Sektörü kapsamındaki müktesebata uyum sağlayacak, havza koruma eylem planlarının tamamını Avrupa Birliği normlarına uygun olarak nehir havza yönetim planlarına dönüştüreceğiz. Ülkemizin ekonomik sulanabilir arazilerinin tamamını 2023 yılı sonuna kadar sulamaya açacağız. 85 milyon dekar sulanabilir tarım alanlarımızda, modern sulama sistemi oranını yüzde 25’ten, yüzde 50’ye çıkartacağız” denilmekte. Bu hedeflerin bir inandırıcılığının olmadığını “Yaparsa yine AK Parti yapar” sloganı özetlemekte. 16 yıl içinde yapılanlarla bakmak, neden böyle olduğunu görmek için yeterli olacak.