Norveç, tüm dünyada kendi enerjisinin büyük kısmını hidroelektrik santrallerden üreten ülkelerin başında geliyor. Ayrıca Norveçli şirketler, dünyanın dört bir yanına, kimisi Laos’taki gibi tartışmalı olan, hidroelektrik barajları inşa ediyor. Norveç hükümeti de, kalkınma yardımları ile hidroelektrik sektörünü destekliyor ve ulusararası hidroelektrik girişimlerini teşvik ediyor.
2000 yılından beri, Norveç hükümeti 1,5 milyar dolardan fazla meblağı, enerji sektörüne kalkınma yardımı olarak aktardı. Bu yardımlar şu kısımlardan oluşuyor:
*Yardımların neredeyse yarısı, devlete ait SN Power firmasının Şili, Filippinler ve diğer ülkelerdeki orta ölçekli hidroelektrik projelerine aktarılıyor. (SN Power’ın projelerinden biri de Kuzey Hindistan’da yerel halk ile karşı karşıya gelmelerine neden olan baraj projesi.)
*Enerji nakil hattı plan ve inşaatları destekleniyor. Bunlardan biri de Endonezya’daki Sarawak yağmur ormanlarına yapılan tartışmalı baraj projesinden enerji üretmek için yapılıyor.
*Güneyli devletleri destekleyerek hidroelektrik projeleri inşa etmelerini sağlamak ve fizibilite çalışmalarına maddi kaynak oluşturmak yardımların bir başka boyutu. (Örneğin; Norveç, Etiyopya ile bir hidroelektrik ortaklığına girdi ve Mavi Nil’deki iki büyük baraj için çalışmalara kaynak sundu. Henüz geçtiğimiz ay ise bu ortaklık, Etiyopya hükümetinin mega-barajların ekonomik olmadığı şeklindeki ısrarı üzerine iptal edildi.)
*Yardımların çok küçük bir kısmı ise temiz enerji için ayrılıyor.
Norveç Dış İşleri Bakanlığı’nın belirli aralıklarla bu enerji yardımlarını değerlendimesi gerekiyor ancak tıpkı hidroelektrik sektöründe standart olarak yapıldığı gibi bundan kaçınıyor. Fakat beklenmedik bir şekilde, bu defa, Hükümet Denetleme Ofisi enerji yardımları hakkında derinlemesine bir değerlendirme yaptı ve parlementoya sundu.
Parlementoya sunulan değerlendirmenin bulguları oldukça kritik. Değerlendirme, enerji yardımlarının, yardım yapılan ülkelerdeki yoksulların yaşam koşullarını iyileştirmeye yalnızca çok sınırlı bir katkısının olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca, yardımların dikkate değer bir temiz enerji üretimi artışına yol açmadığını, güneş ve rüzgar enerjisi geniş kullanma imkanı olan ülkeler için dahi hala öncelikli yardımın hidroelektrik santrallere verildiği vurgulanmakta. Bu durum, yardım alan ülkelerin dengeli bir enerji politikası izlemesine yaramadığı gibi enerji arzını da zorlaştırıyor.
Enerji nakil hatlarının desteklenmesi ile, 100 bin civarında hanenin enerjiye erişim imkanına kavuştuğu söyleniyor fakat, öncelik yine en varlıklı hanelere ait!
Denetleme Ofisi’nin değerlendirmesine yanıt veren, Norveç Dış İşleri Bakanğı güneş, rüzgar ve biyokütle enerjisinin gelişiminin hızlandırılması ve kırsal alanlarda küçük ölçekli yenilenebilir çözümlerin kullanımı konusunda değerlendirmeye hak verdiğini söyledi. Fakat, bununla birlikte, yine de tüm enerji yardımları için en uygun olanın hala hidroelektrik santraller olduğunu belirtmeyi de ihmal etmedi! Görüldüğü üzere Norveç hükümeti, Denetleme Ofisi’nin raporunun kendileri için açtığı politika değiştirme yoluna gitmektense, hidroelektirik enerjisine bel bağlamayı tercih ediyor.
Norveç’in enerji yardımları ile önayak olduğu küresel barajlar, kalkınma ve enerji piyasası için bir model olarak görülüyor. Gerçekte ise dudak uçuklatan miktarda para, yaklaşık 200 milyar dolar, yardım alan ülkelerin elektrik üretimine, yoksulluğu azaltmasına ve istihdam yaratmasına yalnızca çok az katkı yapabiliyor. Bu amaçlara ulaşmak için ise, hidroelektrik enerjisine yatırım yapmak yerine çok daha elverişli araçlar mevcut. Örneğin; güneş ve rüzgar gibi…
Kaynak: International Rivers