Ekonomik krizden dolayı iflas eden ve su faturalarını ödeyemeyen 18 bin civarında vatandaşının su hizmetini kesen ve yazın ortasında vatandaşları yeme, içme, temizlik imkanlarından mahrum bıraktığı için eleştirilerin hedefinde olan Amerika’nın Detroit Belediye Başkanı Mike Duggan, vatandaşlara uzlaşma çağrısı yaptı.
Kent yönetimi, kullanıcılara karşılayabilecekleri miktarda ve istikrarlı bir ödeme planı ve mali destek sunmayı öneriyor. Duggan; kent yönetiminin, suyun erişilebilir fiyatta olmasının, insanların suya kolaylıkla ulaşabilmesinin ve eğer ulaşamıyorlarsa da destek sağlanmasının gerekliliğine vurgu yapıyor. Gerçekten muhtaç durumda olanların gözetileceğini söylüyor.
Yetkililer, kesilen su hizmetinin %60 ila 70’lik kısmının yeniden işler hale getirilmekte olduğunu ve rakamın artacağını ifade ediyorlar. Duggan, kesinti mağdurlarının su hizmetine tekrar kavuşabilmesi için daha fazla teknik eleman çalıştırdıklarını ve çalışma saatlerini uzattıklarını belirtiyor. Sular İdaresi olağanüstü durum yöneticisi Kevyn Orr ise, kendilerine yöneltilen eleştiriler karşısında kent yönetiminin, muhtaç durumda olup, su faturalarını ödeyemeyenlere yardım amacı ile, kar amacı gütmeyen bir bağış fonu da oluşturduğunu ve şimdiden bir kaç yüz bin dolar da bağış toplandığını söylüyor.
Detroit’te sular idaresinin 6 milyar dolarlık borcu bulunuyor ve bunun 89 milyon doları ödenmemiş su faturalarına ait. Su kesintileri, bu nedenle, 60 günden fazla süre ile 150 dolar ve üstü borcunu ödemeyen hane ve ticari mülk sahiplerine uygulanıyordu. Detroit’te 170 bin nüfusun 10’da birinden fazlasının su hizmetini kesmiş durumdaydı. Birleşmiş Milletler yetkilileri su kesintilerinin insan haklarına saldırı olarak nitelemişlerdi. Sosyal hareketlerin de baskısı ile mahkeme kesintilere bir süre ara verilmesini ve bu süreçte kullanıcılara faturalarını ödeme imkanı verilmesini kararlaştırmıştı.
Su hakkı için büyüyen mücadelenin, kesintilere ara verilmesini sağlayarak yetkililere ilk geri adımını attırmasından sonra, belediye başkanının uzlaşma teklifi de hareketin ikinci küçük zaferi olarak görülebilir.
Kaynak: The Guardian