Dünya Su Günü dolayısıyla Pazartesi günü Brüksel’de bir açıklama yapan AB Yüksek Temsilcisi/Başkan Yardımcısı Federica Mogherini suyun sadece bir insan hakkı değil aynı zamanda bir “güvenlik sorunu” olduğunu ve su kaynaklarının kontrolünün en temel çatışma nedeni olduğunu söyledi!
Günümüzde her on kişiden birinin içme suyuna erişimi olmadığını, her üç kişiden birinin de yeterli hıfzıssıhhaya erişimi olmadığını söyleyen Mogherini şuan 1,6 milyar insanın su kıtlığı içerisindeki bölgelerde yaşadığını ve bu sayının önümüzdeki 10 yıl içerisinde ikiye katlanabileceğini açıkladı.
21 Mart Dünya Orman Günü’nde konuşan BM Ormanlar Forumu Sekreterliği başkanı Manoel Sobral Filho, insanların günlük olarak kullandığı suyun dörtte üçünün ormanların suyu tuttuğu alanlardan karşılandığını ve 1,6 milyardan fazla insanın gıda, su, yakacak ve ilaç ihtiyaçlarını ormanlardan sağladığını söyledi. Uzmanlar, ormanlarla kaplı havza ve sulak alanların, yağmurların nereye, ne kadar düşeceğini etkilediğini ve suyu filtreleyip temizlediğini söylüyor. Ormanların ayrıca yeraltı sularını doldurmaktan erozyon kontrolüne kadar bir dizi faydası daha bulunuyor.
BM’nin Dünya Orman Günü dolayısıyla yayınladığı bildiride 2025 yılına kadar dünyada su kıtlığı çekenlerin sayısının 1,8 milyarı bulacağı ve dünyanın üçte ikisinin su stresi ile yaşar hale gelebileceği öngörülüyor. BM’nin rakamları AB yetkilisinin açıklamalarına göre çok daha temkinli olmakla birlikte iki kurum da “sürdürülebilir kalkınma” meselesine vurgu yapmayı sürdürüyor. Su her ne kadar uluslararası belgelerde bir insan hakkı olarak tanımlansa da sürdürülebilir kalkınma söylemi ile kalkınmanın bir aracı ve ticari bir meta olarak ele alındığını da gösteriyor. Ayrıca su sorununu bir güvenlik sorunu olarak görmek de insan hakkı açısından bakıldığında ciddi bir çelişki ortaya çıkarıyor.
Kaynak: Premium Times, The Economic Times